Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '12

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul Silueti ve 2 İnşaat

İstanbul Silueti ve 2 İnşaat
 

Bozulan yarımada silueti


Siluet, Fransızca"silhouette" kelimesinden türeyen, bir şeyin yalnız kenar çizgileriyle tek renk olarak beliren görüntüsü, gölgesi olarak ifade edilmektedir. Daha çok şehirlerin, dağların, belli yükseklikleri olan coğrafi elemanların panoramik görüntüsü için siluet deyimi kullanılmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul’un silueti için zirve toplantısı yaptı. Yapılan toplantıda, Sultanahmet’in minareleri arasından tarihi yarımada siluetine giren gökdelenlerle, Dolmabahçe Sarayı’nın yanında yükselen 14 katlı otel ele alındı. İlgili Bakanın yakın çevresine tarihi yarımada siluetine giren Zeytinburnundaki gökdelenlerin mutlaka tıraşlanması gerektiğini söylediği, bu rahatsızlığını zirvede sorumlular ile paylaştığı bildirildi.

Dolmabahçe’de tescilli tarihi tütün depoları yıkılarak yerine yapılan otelle ilgili de inceleme başlatan İlgili Bakan, inşaatın DolmabahçeSarayı’ndan daha yüksek kısımlarının yıkılmasını istediği öğrenildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ise Zeytinburnu’ndaki gökdelenlere turizm alanında olduğu için izin verildiğini belirterek asıl sorumlunun Kültür Bakanlığı’nda olduğunu savunuyor. Başkanın inşaatın siluete etki eden bölümlerinin yıkılmasına sıcak bakmadığı, bu konuda Bakanla ters düştüğü ileri sürülüyor.

“Siluet bozulacak ama yapacak bir şey yok.” Denilerek, Taksim-Yenikapı metro hattında çalışmalar ile Yenikapı metro hattının bir bölümü de Haliç'ten geçtiğinden, üzerinde planlanan deniz geçiş köprüsünün inşası da hızla devam etmektedir. 2013 yılında açılması planlanan Haliç'ten geçen köprünün uzunluğu 460 metre olup; Unkapanı istasyonu Haliç köprü geçişi üzerinde yer alacak. Köprünün altından gemilerin rahat geçmesi için, köprü açılır kapanır olarak tasarlandı. Haliç metro geçiş köprüsü Şişhane ve Süleymaniye arasında olacak ama "İstanbul'un silueti bozulacak" tartışmaları ile estetik kaygıları da beraberinde getirdi. Çünkü geçiş köprüsünün tamamlanmasının ardından Süleymaniye Camii'ni görmek kolay olmayacak. (Yarışma ile hazırlanan Köprü projesi kent silueti sorunlu) 29 Ekim 2013 tarihine yetiştirilmesi amaçlanıyor.

Tarihi yarımadada Sultanahmet ve Ayasofya Camileri minarelerinin arasından gökdelenlerin yükselmesiyle ve metro haliç köprüsü nedeni ile Süleymaniye Camii'nin görünmemesi gündemimize oturan siluet tartışmalarını bıçağın kemiğe dayandığı aşamayı temsil etmektedir. Zira tarihi yarımada, İstanbul’un tarihi kimliğiyle ilişki kuran gözler için, baktıklarında nefes alabildikleri bir alandı.

İstanbul’da yaklaşık son bir buçuk asırdır uygulanan modernleşme politikalarıyla geleneksel şehir kimliğinde fakirliğin, merhametin, aczi yetin, güzelliğin, komşuluğun, diğer kamlığın vs. dışavurumu olarak ortaya çıkan yapılar, yerlerini hızlı üretip tüketmek olarak formüle edilebilecek anlayışın ürünü yapılara bıraktılar.

Çok katlı toplu konut binaları, alışverişten öte yaşam alanları haline gelen alışveriş merkezleri. Diğer taraftan modern şehrin enstrümanları olarak ortaya çıkan bu yapılar İstanbul hayatında beliren modern sorunlara yönelik hayata geçirildiler.

İstanbul,büyük ölçüde sanayileşme hamlelerinin merkezi olarak ve yoğun göç alan bir şehir olarak iskan, iaşe, ulaşım, altyapı gibi devasa bütçeler gerektiren sorun yumağı haline geldi. Kente ilişkin müdahaleler kenti modernleştirmek üzere yapıldı. Kente yapılan müdahalelerde üç tane kurucu dönem var. Birincisi 19. Yüzyılın ortalarında, Altıncı Daire-i Belediye ile başlayan ilk modernleşme çabalarının parçası olarak değerlendirebileceğimiz süreç. İkinci müdahale ise, İstanbul’un başkent olma özelliğini kaybettiği 1923 sonrasında gerçekleşmiştir. Diğer dönüm noktası ise 12 Eylül askeri darbesi oluyor.

Küçük siyaset tarzı farklılıklarına rağmen Cumhuriyet tarihinde İstanbul’da iş başına gelmiş bütün belediyeler (sağ muhafazakarlar ya da sosyal demokratlar) stratejik plan çerçevesinde hareket ettiler. Kent modernleştirilmeliydi. Bu noktada yönetimlerin kentin sorunlarına yönelik yapacağı yatırımlar için kaynak açmazına düştüğünden, bu sermaye siyaset arasındaki ilişkisini belirledi. Ayrıca, rantiye sistemi, kapitalizmin dayattığı şehirleşme ve tüketim biçimiyle yakından ilişkiliydi.

Halbuki “şehirler müteahhitlik, mühendislik hizmetinin neticesinde ortaya çıkan bir ürün, proje değildir.” Şehir bir medeniyetin, damıtılmış, süzülmüş, rafine olmuş görüntüleri, göstergeleridir. Bu sebeple yapılan kentsel müdahalelerin şehrin ruhuna aykırı olmaması gerekiyor. Tek kriteri güvenlik olan bir kentsel dönüşüm anlayışını reddedilmelidir.

Bu süreçte ise İstanbul kimliğinin ne olduğu yönünde bir tanıma ihtiyaç duyulmakta;  “İstanbul’un içinde Bizans, Doğu Roma Medeniyeti erimiş olan Osmanlı Medeniyetinin ürettiği estetik yaklaşımını ifade eden bir siluet değeri olduğu” ifade edilmektedir.

Modernite biraz da insanın doğaya tahakkümünün tarihidir. Modern akıl, alt edilmesi gereken bir güç olarak gördüğü doğaya karşı savaş verirken topografik özellikleri kesip biçme ve yeniden şekillendirme hakkını da kendinde görmektedir. Bunun sonucu olarak geometrik şehirler ortaya çıkmakta, Ancak, insanın daha çok ufku, güneşi, ayı seyretmeye ihtiyacı olduğuna unutmamak gerekiyor.

Zeytinburnu’nda yapılan otellerin tıraşlanması, Taksim-Yenikapı metro hattındaki Haliç köprüsünün yapımının tartışmaları eşiğinde; İstanbul, şehirleşme açısından yeni bir dönüşüme gebe. Depreme karşı dayanıklı binaların inşası, ulaşım ve kentsel ihtiyaçların getirdiği sonuçlar açısından, İstanbul’da, yeni bir mimari, yeni bir inşa hareketi öngörülmekte. Bu durumun bir fırsat olarak değerlendirilmesi ve insanca yaşayabileceğimiz şehirlerin inşası için mevcut sorunların yeni fırsatlar sunabileceğini düşünmek gerekir.

Bu inşa hareketinin geri dönülmez bir aşamaya varıldığı görülmekte, yeni yapılanmanın, insani değerler gözetilerek, kişilikli, estetik kaygıları olmayan,  şehrin tarihi dokusuna, siluetine uygun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

 Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..