Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '07

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul'u özledim mi?

İstanbul'u özledim mi?
 

Şu meşhur ve heybetli İstanbul'u terk edişimin bu gece tam üç ayı bitiyor. En çok merak ettiğim şey giderken, uzaktayken neleri özleyeceğimdi. En çok sevdiği şeyler insanın hayatında hiç fark etmediği ama uzak kaldığında özlediğini hissettiği şeyler olurmuş. Benim neler kalacaktı elimde ömrümün tamamını geçirdiğim İstanbul'dan gittiğimde?..

Aslında "hiçbir şey" cevabını verebilirim bir çırpıda. Ama bu soruya "hiçbir şey" diye cevap verirsem bütün hayatımı da koskoca bir hiçbirşeyle tanımlamış olmazmıyım acaba?...

Mesela ilk aklıma geldiği sırayla yazıversem... Fenerbahçe stadında maç izleyemeyeceğim bir daha. İzleyemeyeceğimi bilmek özlediğim hissini yaşatıyor bana. Oysa çok özleyeceğimi düşündüğüm boğazı falan özlemedim hiç. Buralarda baktığım koskocaman, uçsuz bucaksız deniz ruhumun su özlemini dindiriyor olsa gerek. Ya da belki de senelerce boğaz benim için hangi saatte, hangi yolla eve dönmenin daha az yorucu olduğuna dair bir hesaptan ibaret olduğundan yüreğimin özledikleri arasında yeri olmadı boğazın.

Her mekanın bir benzeri oluyor ararsan. Mekanları özlemedim.

İnsanları? Zor soru. Zaten onlardan uzaklaşmak istemedim mi aslında...

Lisemi özledim mesela. Ama mezun olmamın ardından 11 yıl geçmesine rağmen toplamda sadece 2 kere gittiğim lisemi özlemiş olmam, lisemi özlemiş olmam mı yoksa o günleri özlemiş olmam mı anlamına geliyor? Eğer özlediğim şey o günlerse İstanbul ilacı değil bunun, biliyorum.

Çeşitliliğini özledim mesela. Her şeyin çok kısa mesafede ve çok elimin altında oluş halini. Yazıcıoğluna ve Kapalıçarşıya ve Mısır çarşısına ve sahaflara bir çırpıda ulaşıvermeyi özlemiş olabilirim.

Blog sayfalarında yazdığım ilk yazı, bu şehir arkandan gelecek mi başlıklıydı. Ne tuhaf, o günlerde gitmek sadece bir fikirdi. Plan haline gelip uygulanmasının bu kadar kısa sürmesi ve dördüncü ayın ilk saatlerine ulaşmış olmam ve bu yazıyı ağlamadan yazıyor olmam şehrin arkamdan gelmediğini gösterir mi? Yada sadece bu yazıyı yazıyor olmam bile şehrin arkamdan gelmiş olduğunun bir işareti mi?

Yoksa sadece bir karar vermek ve sonrasında doğru mu yaptım acaba diye düşünmek yerine kötü bir klişe ile akışına bırakmak mı gerekiyor?

Özlemedim dedim ama siz yinede boğazdan ufak bir esinti yollayın bu güneylere gitmiş insana... Güç versin içime diye.

Öz.

 
Toplam blog
: 9
: 2431
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

2000'de psikoloji bölümünde lisansımı, 2003'de yine psikolojide yüksek lisansımı bitirdim, doktoramı..