Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '19

 
Kategori
İlişkiler
 

İstanbul'un Kadınları

Genelde Anadolu’daki örneklerinden daha rahattır İstanbul’un Kadınları ve daha özgüvenli.

Yerine göre veya en olmadık, en alakasız yerde meraklanmak, farklı konuları, en uç mevzuları kafaya takmak, bazen de her şeye ilgi duymak, her ayrıntıyı bilmeye, öğrenmeye çalışmak tam da İstanbullu kadının işi.

 Diğer yörelerimizdeki hemcinslerine kıyasla daha az ayıplanma, yadırganma, yargılanma ihtimali… Sevecen, insancıl, empatik daha çok kişiyle karşılaşma olasılığı bulunduğundan buralarda… Hatta bazen bizi çok da umursamaz halleri başkalarının… Daha yürekli, daha kendince davranmaya itiyor hanımlarımızı. Kafalarına göre davranma özgürlüğü Türkiye’nin diğer bölgelerine nazaran daha mümkün görünen İstanbul; olduğu gibi görünme kolaylığı sağlar kadınlara; ve tabii ki biz erkeklere de.

Önce arkadaşlarıyla, sonra da tek başına dışarı çıkması, daha bir normalleşir, daha olağan hale gelir kızlarımızın. Aşırı disiplinin, gereksiz baskının evlatlarında nasıl ters tepeceğini, ne türden yan etkiler göstereceğini sanki daha iyi fark eder, daha iyi hesap eder burada yaşayan ana babalar. Ve tabii, doğru ya da yanlış davranışlarının sosyal çevrenin de etkisiyle nasıl da katlanarak büyüdüğüne kendi gözleriyle şahit olur ebeveynler. Bu da göreceli bir rahatlama duygusu yaratır kızları üzerinde.

Ürkek ve çekingen türlerine de rastlasak, mesela trafikte araç kullanan daha fazla kadın görürüz İstanbul’da. Sadece sayısal anlamda değil, demografik yapıya, nüfus dengesine göre de daha yüksektir araç kullanan kadın sayısı; Anadolu’ya kıyasla. Ve sırf kadınların gittiği ya da kadınlı erkekli takılınan mekan sayısı da daha yüksektir Boğazın Kraliçesinde. Akdeniz, Ege ve Trakya’nın kimi yerlerinde de bu tür kahveler olsa da… İstanbul’da durum, diğerleriyle mukayese edilemez oranda üstündür.

Erkeklerle ilişkileri de, cinsel hayat ve tercihleri de daha rahat, daha olağan akışında yürür İstanbul kadınlarının. Kimi zaman aşırı, zararlı, tehlikeli örneklerine de şahit olunuyorsa da… Daha insanca, daha doyumlu, toplum baskısının zorladığı, neden olduğu sapkınlıktan, hastalıklı tavırlardan daha bir arınmıştır Türkiye’nin kalbinde hatun kişilerimiz. Üzerindeki el alem korkusu azaldıkça; daha doğal, daha samimi davranır Türk kadını. Tabii bu durumu ahlaksızlaşmanın en kestirme yolu sayanların/ sananların sayısı da azımsanacak gibi değil ama… Ben yine de olumlu örnekleri konuşmayı tercih ederim.

Çocuklarıyla arkadaş gibidir; zırcahil modelleri hariç! Eşiyle daha sık ve içten diyaloğa girer, çevresini, insanları anlamaya daha gönüllü gibi görünür gözüme İstanbul kadını. Daha çok kadın çalışıyor buralarda örneğin. Ve elbette, vakıflarda, sosyal sorumluluk projelerinde, düğün dernekte, miting, yürüyüş ve siyasal aktivitelerde, hayır ve yardım kuruluşlarında çok sayıda kadın var. Hem nüfusun kalabalık olması hem de uygun ortamların Anadolu’yla kıyaslanamayacak denli zengin, alternatifli olması nedeniyle. Çalışan, okuyan, gezen kadın da çok haliyle.

 Öyle bir şehir ki İstanbul… Ömrünü bu şehri gezmeye, tanımaya adayabilirsin. Ne tarihi yeri biter ne doğal güzelliği tükenir, ne denizine doyulur ne balığına, ne insan türünü bitirebilirsin tanışa tanışa ne sokaklarında yaşayan kedileriyle köpeklerinin sonunu getirebilirsin. Sokak da yaşayan, evsiz barksızları da bir başka alemdir buraların… Anlatmakla bitmez, anca gören bilir halini… Evinde, sıcak, rahat, güvenli şekilde uyumaktansa parklarda yaşamayı, açıkhavada uyumayı tercih edenleri anlaman için buralara gelmen lazım… Uzaktan, masa başında, bilgisayar ekranında söyleye söyleye tarif edilemez bu şehir. Tıpkı kadınları gibi… Gelip görmen lazım buraları o nedenle. Sarhoş olmak, kafayı bulmak bile bambaşka bir hikayedir dinlemek isteyenler için. En keyifli konusudur o hikayelerin elbette kadınlar.

Sinemaya, tiyatroya gitmek, resim sergisi, müze gezmek, hayatın olağan akışının getirdiği sosyal aktivitelere katılmak, beşeri ortamlara girmek, hatta kimi zaman janjanlı gecelere akmak çok daha basit bir iştir İstanbul’un hanımefendilerine. Anodolu’nun en rahat görünen, en bağımsız geçinen gacısı dahi her vakit bulamaz, tadamaz bu rahatlığı oralarda.

Ağzında sigarayla gezen, etek boyunu neredeyse sıfıra indiren, dekoltenin sınırını unutan, önemsemeyen, dövmenin her türünü vücudunun en umulmadık yerlerine de yaptıran, argo konuşan, uluorta küfreden, alkol, uyuşturucu bağımlısı, geçimini bedenini satarak sağlayan binbir çeşit kadın yaşar İstanbul’da. Ve elbette erkeklerin her türlüsü de.

Ama kuşkusuz; Anadolu’ya oranla daha şehirli, daha duyarlı, bilinç seviyesi yüksek, çevre duyarlılığı, doğa ve hayvan seven sayısı daha fazladır bu şehirde.

Daha çok okur, daha çok düşünür sanki İstanbul kadını. Sorgulamayı, hesap sormayı daha bir doğal hakkı sayar. Kadın-erkek eşitliğine gönülden inanır, çok daha sıkı sarılır; mesela Yozgat’ta, Kahramanmaraş’ta, Afyon’da yaşayan analarımıza, bacılarımıza nazaran.

Oteller, sahiller, spor salonları kadınlarla dolup taşar İstanbul’da. tam tesettürlü üyeleri de vardır o salonların, en seküler tavırlı, en modern yaşam yanlısı da.

Erkeğine göre daha disiplinli İstanbul kadını. Spor yapar. Yürüyüşe çıkar. 365 gün diyettedir! Yaza 6 ay önceden hazırlanmaya başlar! Makyajın cenneti, estetiğin başkentidir İstanbul kadınlar için. Ve erkek bolluğu, bol seçenekli av partilerine dönüşür çapkın gacılar sayesi nde! Hemi de gece gündüz!

 Maça da gider konsere de. Gecenin kör bir vakti, sokaklarda da dolanabilir. Örneğin Taksim civarında, sabahlara kadar göbek atıp, avaz avaz türkü çığırıp, bağıra bağıra şarkı söyleyip, öpücüklere de boğabilir herifini!.. Artık canı ne etmek isterse!..

Kozmetik dünyasının mucizeleri, baş döndürücü kokularla sarıp sarmalayabilir bedenlerini. En yetenekli kuaförler, yapma güzellik kraliçelerine dönüştürebilir en vasat, en sıradan görünümlü kızları. Makyaj ve epilasyon tekniklerinin en zirve uygulamaları, en iyi elleri burada yaşadığından… “Beni baştan yarat! “tribinin en sık ve en yoğun görüldüğü il, İstanbul’dur haliyle Türkiye’de!

Tv stüdyolarında izleyici rolü oynamak, eğlence programlarına dekor seyirci niyetine katılmaksa da sonuç… Medyanin renkli dünyası, tv kapılarında, evlilik programlarında nöbet tutturur bazı bacılarımıza.

Yok yok. Böyle olmayacak. Bu gidişle sonu gelmez yazının. İyisi mi sohbeti burada kesip, bir kitap yazayım. Baksanıza, anlata anlata bitiremedim İstanbul kadınlarını! Anca bir kitap paklar beni İstanbul kadınları hakkında! Tutmasam kendimi, sabaha dek söylemeye devam ederim İstanbul kadınlarını ama… Peygamber sabırlı okur bulmak mümkün değil!

 İstanbul kadını yahşi! Gerisini boş ver gitsin!

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..