- Kategori
- İstanbul
İstanbul'un simgelerinden Tünel ve Çiçek Pasajı
Ülkemizdeki ilk metro (Resim internetten alınmıştır)
Bence İstanbul'un en nostaljik iki mekanı, Karaköy'ü Beyoğlu'na bağlayan " Karaköy Tüneli " ile midye tavası, kokoreç ve birasıyla meşhur "Çiçek Pasajı "dır.
Adana'dan, çocuk yaşlarımda, İstanbul'a geldiğimde, beni çok etkileyen yer Karaköy Tüneli olmuştu. Tünel'in yüzlerce binanın altından gidişi, benim için hem ilginç, hem de büyük orijinallik ifade etmişti.
Tünelin girişindeki hafif loş görüntünün verdiği ürpertiyi, hareket saatinden önce çalınan, değişik tondaki zil sesini, kapıların kendiliğinden kapanışını, karanlık raylar üzerinden giderken vagonların çıkardığı sesi ve Beyoğlu çıkışına gelince vagonların yavaşlayıp, ışığın ve aydınlığın görülmesini hiçbir zaman unutamam.
Bu etkilenme durumu senelece devam etti ve halen de devam ediyor. Bazen yolumu değiştirip Tünel'i kullanarak Beyoğlu'na çıkarım. Ve de her seferinde Tünel' den Beyoğlu'na çıkarken, derinden İstanbul'u hissederim. Garip bir mutluluk duyarım.
Bir de Tünel'in havasının, kendine has bir serinliği ve aroması vardır. İnsanı alır geçmişe götürür.
Tünel'in bir başka güzelliği de, Beyoğlu'na, yani renkli ve bol ışıklı İstiklal caddesine açılmasıdır. İnsanın içini bir neşe sarar nedense. Damarlarımıza kadar İstanbul'u hissetmemize neden olur.
Cenevizlilerden kalan binalar, çok renkli mağazalar, pastaneler, kitabevleri,kiliseler, konsolosluklar, tarihi liseler, sinemalar ve meşhur Çiçek Pasajı bu caddededir. Yani İstiklal caddesinde, eskilerin ifadesiyle, Pera'da.
Bizim gençliğimizde, Beyoğlu denince akla ilk gelen Çiçek Pasajı olurdu. Sonra Melek Sineması, Atlantik ve Pasifik sandviççileri ve Tilt salonları.
Sinemaların çoğu ve adlarını belirttiğim o günlerin en modern sandviççileri ve tilt salonarı bugün yok.
Ancak Çiçek Pasajı büyük bir yangın felaketinden ve tadilattan sonra, bütün ihtişamıyla ayaktadır.
Çiçek Pasajı, dört tarafı kapalı mekanlardan, masaları ve sandalyeleri ile sokağa taşan ve protest bir hava taşıyan, özgürlükçü ve entellektüel tüm özelliği ve çeşitliliği olan, hem lüksü hem de salaşlığı dengeleyen, tüm şehirlerimizden aşırı bir farklılıkla, belki de ilklerin eğlence ve birahaneler mekanıdır.
"Entellektüel Cavit" adıyla anılan meyhane, bir çok ünlü sanatkarın ve yazarın uğrak yeri olmuştur.
"Elele, Dizdize, Biz Bize, Kimene" adıyla anılan birahanede, daha ziyade gençlerin ve sade vatandaşın uğrak yeri olan bir mekandı bir zamanlar .
Tabii onlarca orijinal adları olan başka birahaneler de, günün aşağı yukarı her saatinde, dolar taşardı.
Şimdi bu mekanlar, o zaman ki orijinal adlarıyla var mıdırlar ?, bilemiyorum.
Midye tavası, kokoreçi, buzlu bademi, midye dolması, masaları dolaşan çiçekçileriyle ve akordeon çalan orta yaşlı kadın şarkıcısıyla ve de Arjantin denilen fıçı birasıyla hatırlanan Çiçek Pasajı, günümüzde, nostaljik olduğu kadar turistik özellik taşıyan bir mekan durumundadır. Işıltısı ve sihiri devam etmektedir.
Bu vesileyle, 24 Aralık'ta Çiçek Pasajı' nda "İkinci Bahar Restaurant" da, yapacağımız eğlenceli toplantıyı hatırlatmak isterim.
Selamlarımla.
Yılmaz Çetingöz