- Kategori
- İstanbul
İstanbul'un su sorununa öneriler...
Su canlılar için ne kadar büyük öneme sahipse; bir organik beden gibi hareket eden İstanbul için o denli öncelik konusu.
Ve günümüzün İstanbul "şehr-i emini" olan Kadir Topbaş açıklıyor.
"Topbaş, dün İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nde (İMP) gerçekleştirilen basın toplantısında, gazetecilerin, Melen Çayı’ndaki su durumu ve kentin su sorunuyla ilgili sorularını yanıtladı. Susuzluğun her zaman gündemde olduğunu vurgulayan Topbaş şöyle konuştu:
“Melen’de kesinlikle azalma var. Biz şu anda su tedariklerimizle ilgili ciddi şekilde çalışıyoruz ve bunlar 3-4 yıl daha zaman istiyor. Melen’e bir baraj yapılması, rezerv edilen suyun gelmesi belki 1 yılı aşkın zaman istiyor.”
Topbaş şunları kaydetti: “Yaşam kaynağımızın kullanımı konusunda İstanbulluların tasarrufa devam etmesi gerekiyor. Tabii ki sıkıntımız var. Tehlikeli çizgideyiz. Havanın sıcaklığı buharlaştırmayı artırıyor. Onun da olumsuz yanları var. Tasarrufa mutlaka devam etmek zorundayız. Bunu geçen yıl birlikte başardık, yine başaracağımıza inanıyorum.” (*)
Kişisel Tasarruf
Bunların başında otomatik makinalar geliyor. Bulaşık ve çamaşır makinaları az su ile çok iş görüyorlar. Bulaşıkların makinaya yerleştirilmeden önce en fazla bir litrelik bir kabın içindeki suyun yardımıyla kaba kirinden temizlenmesi çok etkili olabilir. (Bunu kendim denedim. Kestirmeden söyleyebilirim en az 10 YTL'lik bir tasarruf söz konusu.)
Yalnız otomatik makinalar elektrik tüketiyorlar; elektrik de bir başka tasarruf konusu olmayı sürdürüyor.
Özellikle küçük tuvalet dediğimiz ihtiyacımızı giderdikten sonra klozetin yanında tutacağımız bir kova ve içinde en fazla bir litrelik hacmi olan tas ile temizlik yapmak mümkün.
İki üç günde, kirlendikten sonra banyo yapmak yerine her gün sabah ya da akşam duş almanın su tasarrufuna yardımcı olacağına da inanıyorum. Çünkü insan kendisini kirli hissettiğinde bir türlü yeterli arınma için suyun altından ayrılamıyor.
Yağmur Suyu Altyapı Tesisatı
Bunlar kişisel çözümler. Ancak yetmez. İstanbul'un altını delik deşik edenler, altyapı ağı kurduğunu düşünenler nedense ciddi bir yağmur suyu altyapısı yapmadıklarının hala farkında değiller. İstanbula her yıl ciddi miktarlarda yağmur düşüyor. Ancak şehrimiz bu suyu toplayamıyor. Bu su büyük oranlarda Marmara'ya akıyor. Oysa yıllar önceden bunun önlemi alınabilirdi. Kilometrelerce yol yapan asfalt döken şehir emanetçilerimiz o yolların altına çok büyük bir yağmur suyu kanalları tesis edebilirdi.
Deprem nedeniyle yeniden imara açılması gündemde olan şehrimizin altyapısı da en az üstü kadar ilgiye muhtaç gözüküyor.
Bir başka önemli detay da atık suyun yeniden kullanılabilir hale getirilmesi.
Çok basit... eğer 10 milyon kişi yaşıyorsa bu şehirde ve herkes günde ortalama 10 litre su kullanıyorsa (daha fazla kuşkusuz) bu günde 100 milyon litre su demek. Tuvaletlerimizden kanalizasyon yoluyla akan bu suyun önemli bir bölümü kaybediliyor. Oysa doğa kendi kendi temizleyebilme özelliğine sahip. Bu kirli su da öyle.
İki yıl sonra kültür başkenti olacak olan İstanbul'un o yıl bütün dünyaya rezil olmaması için önlemlerini bugünden düşünmesi gerekiyor. Bu konuda kimse bir diğerine akıl vermeden ve beklemeden elini taşın altına koyabilme bilincine erişmelidir.
Yazıalacak çok şey var. Su konusu önemli buna devam edelim...
Uzay Gökerman
İstanbul’un suyu yine tehlike çizgisine indi - Milliyet