Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '12

 
Kategori
Trafik
 

İstanbul'un trafik derdi ne zaman biter?

İstanbul'un trafik derdi ne zaman biter?
 

Klasik yöntemlerden vazgeçip ulusal yaratıcılığımızla çözebiliriz ancak; içinden çıkamadığımız sorunlarımızı...


Biter kardeşim, biter... İstanbul'un trafik derdi de biter!. Hiç merak etme sen. "Peki ne zaman mı biter?" Bak işte orasını ben de bilemem!

Önce vatandaşın toplu taşımanın kendisi ve ülkesi için sağladığı zaman ve maliyet tasarrufunu anlaması lazım...

Sonra gırtlağa kadar borç içindeyken bile "Desinler!", "El alem ne der?" diye düşünüp kendi arabasına binme sevdasından vazgeçebilmesi lazım; benim güzel halkımın...

Özel aracında tek başına yaylada yaylanır gibi, püfür pühür giden hanımların ve dahi adamların kendi bencilliğinden acıcık vazgeçip en azından tanıdığı insanların ulaşım derdine çare olması lazım...

Toplu taşımacılıktaki aksaklıklardan mağdur olan ülkem vatandaşlarının, mağduriyetlerini dile getirebilecek kendine güveni, o mağduriyeti ortadan kaldırabilecek devletin ve adamlarının da gereken ciddiyete sahip olması lazım... Söyle bana... Allah aşkına! Haksız mıyım?

Vatandaşın kurallara uymamak için değil, uymak için birbiriyle yarışması lazım...

Kanunların, trafik cezalarının güncel, gerçekçi, caydırıcı olacak şekilde bir ağırlığı ve hakkaniyeti olması lazım...

İstanbul trafiğinin güncelliği ve işlevselliği olan master planlarının bu şehri yönetenler tarafından bir an önce hayata geçirilebilmesi lazım...

Her gün 400 yeni aracın katıldığı trafiği rahatlatabilmek için, insanların sıfır araç alıp trafikteki mevcut araç sayısını habire arttırmak yerine, 2. el araçların kullanılmasına, bu yolla oluşacak tasarruf bilincine halkın kavuşturulması lazım...

İstanbul'a 1950'den beri akın akın gelen yüzbinlerin, yaşadığı yerde mutlu olabilmesi, İstanbul'a göç etmekten vazgeçirilebilmesi için de ülke geneline yayılmış gerçek bir refahin tüm ülke insanını yerinden yurdundan memnun etmesi lazım... 

Trafik polisleri ve zabıtalarının hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak, üçe, beşe tenezzül etmeyecek gelir düzeyine, refah düzeyine ulaştırılmış olması lazım...

Devletin sözde değil, özde uygar bir devlet olabilmeyi kafaya koyabilmesi ve o devletin uygar vatandaşları olmaya kararlı, gönüllü insanları ve gelecek kuşakları olması lazım...

Trafikte veya günlük hayatta yaptığı anlık kurnazlıkların, yersiz açıkgözlüklerin eninde sonunda kendine fatura edileceğini bilen vatandaşın; adam gibi davranmaktan başka kaygısının olmaması lazım...

Ülkeyi yöneten üst düzey bürokrat, asker ve dahi siyasilerin kendilerinin padişah torunu, bu ülkenin tek sahibi olduklarını düşünmeyip, her tür ayırım ve gereksiz önceliklerinden vazgeçebilecek özveriyi gösterebilmesi lazım...

Kendine gelmiş, halkının farkına varmış, bulunduğu yeri gerçekten hak eden yöneten sınıfın, trafikte uygulanan saçma sapan protoklü paramparça edip, halkıyla gerçekten bütünleşebilmesi lazım...

Yayalar, at arabaları, bisikletliler, motorsikletliler, resmi araçlar, kamyonlar, ambulanslar  yersiz hareket ve yol işgalleriyle trafiği daha da içinden çıkılmaz hale getirmesin. Evet haklısınz ama... Onların da haklarına saygı gösterilen, herbirinin rahat ve can güvenliği içinde hareket edebilecekleri yollarının yapılabilmiş olması lazım...

Bunca trafiğin belki de en büyük nedeni, otopark sorununun giderilebilmesi için vatandaş + devlet + mütahit + mülk sahibi'nden oluşan muhteşem dörtlünün basit, küçük, günlük çıkar, endişe ve kavgalarından kurtulup gerçek bir ulusal mutabakatı sağlayabilmiş olması lazım...

Mekan sahibi olanların, oto galerilerinin, seyyar ya da sabit satıcıların, kanunsuz, haksız teşir alanları kullanıp yayaları mecburen yollara dökmek yerine, elini vicdanına koyup gerekeni kendiliğinden yapması lazım...

Raylı sistem ve altyapı çalışmalarının bir an önce bitirilip vatandaşın toplu taşımayı kullanmaya özendirilmesi lazım...

Deniz taksisi, deniz otobüsü, vapur, deniz motorları ve teknelerle yapılan yolculukların o yolculuğu yapan için daha ekonomik, işin külfetini çeken içinse, daha kazançlı hale getirilmesi lazım...

En önemlisi de... Bütün bunları yapabilecek irade, beceri ve yeterliliğe fazlasıyla sahip bir değil, Binlerce Binali Yıldırım daha bulmamız lazım... Olur mu kardeşim?

Bu anlattıklarımı becerebildiğimiz gün, ne trafik ne de sıkışıklığı kalır. İnsanca yaşamaya başlayanlar, mutlu, keyifli, yarınından emin, bu ülkenin vatandaşı olmaktan gururlu, başı dik, alnı ak olur.

Böyle bir İstanbul'da, böyle bir İstanbul'u olan koca bir Türkiye'de yaşayabilmek, çok mu zor? Yoksa çok mu imkansız dersin?

Not: Yazıda kullanılan görsel www.galeriuludagsözlük.com adresinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..