Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '14

 
Kategori
Haber
 

İstanbul'un yeni havaalanı yanlış yere yapılıyor. İleride keşke denilecek!

İstanbul'un yeni havaalanı yanlış yere yapılıyor. İleride keşke denilecek!
 

Başbakan bugün Avrupa'nın transit geçiş noktası olacak olan ve Türkiye'nin stratejik önemini biraz daha arttıracak ve ülkeye sayısız faydası olacak olan 3. Hava Alanı'nın temelini attı. Milyarlarca dolar harcanarak yapılacak olan bu havalanı malesef yanlış yere yapılıyor. Bu havalanını oraya yapmayı planlayanlar bundan 50-100 sene sonra keşke bu havalanını başka bir yere yapsaydık diyecekler.

Neden mi?

Lütfen yazıyı dikkatle okuyunuz...

Üçüncü havaalanı rakım olarak neredeyse deniz seviyesie yakın bir yere yapılıyor. Oysa göz ardı edilen gerçek şu, Dünya hızla ısınmakta, hem kutuplardaki buzlar erimekte hemde buna bağlı olarak su seviyesi yavaş yavaş artmakta. Bakın biraz yağış oldu Üsküdar bile Atlantis yada kayıp kıta MU gibi deniz altında kalacaktı neredeyse.

Üçüncü havalanına milyarlarca dolar para akıtılacak gerçekten büyük bir yatırım. Sadece havaalanı değil ona bağlı demir yolları, kara yolları ve herşey dikkatle yeniden projelendirilmeli. Deniz seviyesi dikkate alınmalı, yollar kazıkları üzerinde olmalı ki artan seviye veya seller engel teşkil etmemeli. Oysa bu havalanını deniz seviyesine yakın bir rakımda yapmak yerine derhal daha rakımı yüksek düz bir alana yapmak daha akıllıca ve gelecek kuşaları ve Türkiye'yi riske atmayacak bir vizyon olurdu. Dünya ısınmakta bu bir gerçek ve deniz seviyesi yavaş yavaş yükseliyor bu da bir gerçek. Öyle bir zaman gelecek ki deniz seviyesi çok daha hızla yükselecek, çünkü ısınma daha fazla ve durdurulamaz ve geri döndürülemez seviyelerde olacak. Uzmanlar Sibirya ve kutuplarda buzların altındaki gazların atmosfere karışmasıyla ısınmanın çok daha hızlı ve geri döndürülemeyecek düzeye çıkacağını söylemekte. Bunlar ölçümlere göre yapılan tahminler.

Devlet büyük yatırımlarını deniz seviyesine çok yakın alanlara yapma izni vermemeli. Şimdiden İstanbul'u, boğazı gelecekte ki denizlerin yükselmesine yağışların artmasıyla oluşacak yıkım ve felaketlere ülke hazır olmalı. Bosna'nın durumu görüldü. Avrupa deniz seviyesine çok yakın düzlük alanlara sahip. Hollanda kendi ülkesinde ilerde su kontrolünü yapamayacak duruma gelecek ve tüm Hollanda neredeyse su altında kalacak. Bu kahinlik değil açık net bir gerçek.

Felaket sadece Avrupayla sınırlı değil, Rusya'nın doğu toprakları çok düz ve denz seviyesinde, Kazakistan'ın batısı da öyle, Petrol şehri ve benimde iki yıl yaşadığım Atırav şehride tamamen sulara gömülecek şehirlerden, Gürcistan'ın Batum, İtalya'nın Po ovası, Marmaris ve daha nice yerler su altınna gömülecek yerlerden olacak.

Bu deniz seviyelerinin yükselmesi yeni stratejiler fırsatlarıda beraberine getirecek nasıl mı?

Mesela

1-Karadenizle Hazar Denizi çok daha kolay birleştirilebilecek ve Kazakistan, Türkmenistan birer Karadeniz ülkesi olabilecek bu bağlantı sayesinde, ilerde İran'ın kuzey limanları Doğu Avrupaya kolay yoldan ulaşabilecek.

2-Basra körfesisuları Irakın kuzeyine kadar yükseldiğinde Barzani petrolüni ve gazını ihrac edebilmek için ihtiyaç duyduğu denize ulaşmış olacak.

3-Anadolu yüksekte kaldığı için Türkiye'nin Avrupa toprakları büyük oranda deniz altında kalacak, İstanbul ve kıyıları da böyle. Boğazdan intihar etmek isteyenlerin ve atlayanların ölme ihtimali yükselen denizle biraz daha az olacak. Bunlar uçuk kaçık kulağa biraz da espritüel gelebilen gerçekler.

İnsan şu an bunlara hadi canım sende diyebilir, ben öldükten sonra ne olursa olsun bencilliğine de kaçabilir ancak gerçekten iyi bir insan asla sorumluluktan kaçmaz.

Küresel ısınmayı yavaşlatmak için Britanya'nın ve ABD'nin Karbon borsasından sırf bu iş için her yıl aldığı haraç paraları bu ülke ekonomilerine değilde ağaçlandırmaya ve ülkelerin deniz seviyesinin yükselmesine karşı önlem alınmasına harcanmalıdır. Var mı bu gerçeği Kraliçeye haykıracak yiğit?

Ancak sorumsuz bal yapmaz arı İllimünatinin Kraliçesi Elizabeth asla buna yanaşacak sorumluluğa sahip değil ve o ancak kendi Krallığını (Buckingham Palace'ı kurtarmak için nehirlerde setler kurmaya başladı bile, ancak sadece bunu kendileri için yapmaktalar, onlar geçmişte nasıl ki İrlandalıları ve İskoçları, Gallileri düşümedilerse şimdide bugün asla dünya halklarının sorumlulğunu alıpta yardımcı olmaya çalışmıyorlar.) Karbon borsasından halkımızın haberi yok, hani Kyoto Kyoto antlaşması dediğimiz antlaşma varya? Bizim her yıl o borsaya tükettiğimiz petrol kadar para vermemize yol açmakta, benzin niye bu kadar pahalı sanıyorsunuz. O Green Peace (Yeşil Barış) sadece Rothcild ve Rockefeller'ın ve Kralçenin kuklası Gray Hypocrate'tır ( Gri İki Yüzlüdür) . Yeşili falan düşündüğü yok bunların sadece ceplerini düşünmekteler. Green Peace'te üç beş samimi insanın kullanıldığı yerler.

Dünya SORUMSUZ Kraliçe'nin gücünü kırmak zorunda ve ülkeler çatışmaları bırakıp mutlaka Karbon Borsasındaki paralarla ağaçlandırma ve deniz kenarı kentlerini kurtarma yoluna gitmelidir. Türkiye Kyoto antlaşmasını iptal etmeli ve bu borsaya para aktarmayı bırakmalı o paralarla Türkiye'de ağaçlandırmayı hızlandırır. Britanya'yı iklimleri kullanarak zengin etmenin anlamı yok.

Üçüncü Havalimanı zaman geç olmadan proje değişikliğine gidilerek hemen daha yüksek bir yere yapılmalı. Düz alanlar dengesiz yağışlarla kolayca sel altında kalabilmekte, o hava alanının sel altında kaldığını düşünsenize bir, hem Dünyayı hemde Türkiye ekonomisini mahveder gecikmeler.


 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..