İstanbul Üniversitesinin dramı

İstanbul Üniversitesindeki rektör seçimi, yerel seçimlerin mantığı ile, ülkeye yön veren kültürlü hocaları sayesinde, her seçimde olduğu şekilde tamamlandı. Kaybedeceklerini bildikleri halde belli bir isim çevresinde toplanma olgunluğunu gösteremediler. Büyük şehirlerde yeteri kadar oy alamayan şahısa başkanlığın kaptırıldığı gibi bu seçim sonucundada, iktidara hizmet verecek nitelikteki kişi, oyunun az olmasına karşın bölünmenin verdiği avantaj ile sandıktan ikinci sırada çıktı. Şimdi İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne tabiki bu şahıs oturtulacak, YÖK başkanlığında olduğu gibi. Zaten yapılan seçim formaliteden ibaretti, kaleler yavaş yavaş düşüyor. Bu seçimle birlikte bir kale daha düştü. Benim merak ettiğim konu birbirini seçtirmemek için adaylıktan çekilmeyen adaylar, şimdi nasıl olupta, karşı zihniyetin emri altına girecekler.

Yapılacak yerel seçimlerdede netice değismeyecek, yerel seçimlerde ülkenin profosörleri, dekanlarının katılımıyla gerçekleşen rektör seçiminden çıkan sonuçtan farklı bir beklenti içerisine girmek için bu ülkede yaşamıyor olmak gerek.

Üniversite öğretim üyelerinin beceremediğini, cahil halktan beklemek enayiliği kabullenmektir.