Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '07

 
Kategori
Gezi Rehberleri
 

İstanköy (Kos) gezisi

İstanköy (Kos) gezisi
 

30 mayıs günü sabah saat 09.00 civarında Pijama, gömlek, havlu gibi en temel ihtiyaç duyacak malzemelerimi bir çantaya koydum ve arabamla evimden çıktım. 1 gün önce aldığım biletle yaklaşık 30-40 dakika sonra Pire limanına vardım. Pire limanı Yunanistan’ın en büyük limanlarından biridir. 2 nci büyük limanı Selanik’tedir. Atina’dan tüm adalara her gün bu limandan seferler yapılır. Yunanistan’ın yaklaşık 3.500 adası vardır. Yanlış hatırlamıyorsam 100’e yakın ada’da yerleşim ve yaşam vardır. Neyse gemiye bindik ve tam saatinde 11.00’da hareket etti. Deniz biraz dalgalı olması nedeniyle çok sallanarak; sabaha yakın saat 03.00’da İstanköy (Kos) limanına ulaştık. İstanköy (Kos) Limanında ATİNA’ dan arkadaşım DİMİTRİ karşıladı. Hoş-beş ayaküstü sohbet sonrası otelimin yolunu tuttuk. Otele yerleştim ve sabah görüşmek üzere Dimitri ayrıldı. Ben de duş aldım ve hemen yattım. Çünkü uzun ve yorucu bir yolculuk yapmıştım. Ertesi sabah kalktım. Kahvaltımı yaptım. Bu arada arkadaşım DİMİTRİ geldi. Bana rehberlik yaparak; genel bir ada turunu başladık. Hemen ve ilk dikkatimi çeken adanın girişinde yüksek minareli Osmanlı camisi oldu. Cami ziyarete kapalı olup sanki yıkılmaya terk edilmiştir. Sonradan öğrendiğim kadarıyla Türkiye’nin onarma ve restore etme talebi kabul edilmemiştir. Ama tarihi Osmanlı camisi sanki inatla ayakta kalmaya devam ediyor gibi heybetli görüntüsü vardı. Zaten ada küçük olduğu için yerleşimin neredeyse 3’te 2’si Kos adı verilen yerde bulunuyordu. Size buradan diğer ilginç bir izlenim aktarmak isterim. Yolunuz düşerse mutlaka görmenizi isterim. Platani ismi ile biline küçük ama şirin bir yerleşim yeridir. Buraya gidişimizin biraz hayret, biraz şaşırtıcı bir anısı vardır. Arkadaşım Dimitri bana dedi ki;

hadi Ömer seni hemşerilerin oraya götüreyim mi?

Şaşırdım ve olur dedim. (Ama içimden Türk vatandaşı burada ne arasın diye mırıldanıyordum)

Vardık ve ne göreyim ki; yerleşim yerinde sanki küçük bir Türkiye oluşturulmuş. Lokantalar, mağazalar Türkçe isimli olup genelde herkes Türkçe konuşabiliyor. Bir kısmı Karadeniz’den gelmişler, bir kısmı Girit adasından sürgün gelmişler ve yerleşmişler. Türkiye ve Türkçe ile bağlarını hiç koparmamışlar. Bu ilginç yerde güzel bir kebap yedim ve ayrıldım. İstanköy (Kos)’ün tarihi yerleri olarak; küçük bir harabe yeri ve küçük bir müze söylenebilir. Özellikle gece İstanköy-Bodrum karşılıklı ışık dansı yapıyorlardı. Bodrum’a mesafesi yaklaşık 8 mil civarındadır. Anlayacağınız o kadar yakındır. Gece hayatı ise Barlar sokağı olarak bilinen mekanlarda şekilleniyor. Çok büyük bir izdiham, Kulakları sağır edecek derecede müzik sesleri ve su gibi alkol tüketimi vardır. Bu üçlü orkestra, sabaha yakın 04.00-05.00 civarına kadar uyumlu olarak gösteri yapıyorlar. Bu arada Denize girdim ve suyu çok güzeldi. Bodrum’un hemen karşı kıyısında yüzmek insana ayrı bir haz veriyordu. Ertesi gün OLİMPİK havayollarına ait bir yolcu uçağına atlayıp ATİNA’ ya geldim.

 
Toplam blog
: 689
: 2433
Kayıt tarihi
: 17.01.07
 
 

 2007 yılından beri Milliyet Blog'da yazarım. 2009 yılında 'Normal Ötesi Aşk' ve 'Normal Ötesi Aş..