İşte ben güneşe seni hatırlattığı için severek bakarım.

Tuttuğum sevgi ritmleri sadakate saygıyla bağlanmama sebebiyet verebilir mi ? Verebilir mi bana kaybettiklerimi söylesene ? ! Aşk üşgeninden, mahşer odaklarına sürüklenirken sessizce, içimden akan yaşları ben akıtırım, ben ıslatırım kurak beklentilerimi.

Beklerken umut ettiğim şevkatleri, elimizde kalan sensiz, sessiz bir gül yaprağı oldu şimdi. Koklarken çiğ gibi kokunu, içime işlemişim derinlerimdeki duygunu. Damarlarımdaki akan kana icabet edebilir misin yüreğimi hançerlerken ? Yollarına bakıp kalmışım saçlarını serpiştirdiğin özlem patikalarına. Takip etsem ne çaredir . Yolunu, izini, gizemini...

Nefes alırım seninle... Katlanırım herşeye yalnız seninle... Ama bir şeye katlanamam sarı mimozam. Senin mıh gibi yüreğime çöreklenen yokluğuna. Ben tok değilim sevgine. Her adını anışımda içlenirim çok uzaklara. Sınır tanımaz korkularım, seni düşünmeme mani olamaz. Okyanus yeşili denizlere bakarım seni isterken yanımda. Gözlerin aklıma gelir, bir anda yığılırım hasretinin ayaklarının dibine. Yığın yığın buruşur sanki kalbim , daralır kemilerim, erir bu bahtsız bedenim.

Kitaplara dalar gözlerim odama her girişimde. Hep seni aklıma getiririm mazi kokan sayfalarında. Satır satır okurum yokluğunun verdiği hazin bekleyişimi. Beklerim ben seni, gelmezlerde de olsan çiçeğim. Pencereyi açar ve seni çekerim içime derin derin nefes alarak.

Soluğumun sen olduğunu sen gidince anladım sanki. Kır kokulu manolyamsın sen, doğaya ilham verensin adeta. Güneşe bakarım gözümü alsa da, kör etse de. Hani sana dayanamayarak gözümü kırpmadan bakardım ya ışığım. İşte ben güneşe seni hatırlattığı için severek bakarım.

Ben sana aşığım sanırım. Keşke çıksam güneşin üstüne bir sıçrayışta. Görsem şuanda neredesin ve kiminlesin. Ayaklarımı kavursa da ateşin ben seve seve basarım üstüne sevda güneşim.

Farklı bekleyişlere girdiğimi düşünüyorsan yanılıyorsun sema ışıltım. Ben sadece seni bekliyorum.... Beklerim de...