Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '07

 
Kategori
Güncel
 

İşte bu olmadı.

İşte bu olmadı.
 

Yandı mı böyle yanmalı insan.


Ulaştırma Bakanı geçenlerde bir güzel laf etmişti. Ben sevinmiştim. Sevincim kursağımda kaldı. Resmi gazetede bir kararname yayınlanmış. Okullardan, kreşlerden, müzelerden ve benzeri yerlerden yangın alarmı düzeneği bulundurma zorunluğu kaldırılmış. Bu karar tasarruf olsun diye alınmış. Siz de “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, ” diyor musunuz?

Ben haberi gazetede okuyunca boşta bulundum. “Galiba 1 Nisan Şakası” diye düşündüm. Kış kıyamette Nisan da nereden çıktı. Sonra aklımı başıma topladım.. “Galiba Avrupa Birliği böyle istemiş olmalı, ” diye düşündüm. O da olamazdı. Çünkü Avrupa Birliği’nin bu konuya nasıl baktığını ben biliyorum. Çünkü ben Avrupa Birliği topraklarında oturuyorum.

Eee, kala kala ne kalıyor? “Bizim hükümet pusulayı şaşırdı” mı diyelim? Hükümetin bir üyesi “bir can bizim için milyon dolarlardan daha önemlidir, ” derken Hükümetin kendisi bu söyleme tam tamına aykırı bir uygulama devreye sokarsa ben öncelikle şunu merak ederim.

Bu kararda Ulaştırma Bakanı’nın da imzası var mı?

Varsa bunu nasıl açıklar?

Akşam sabah gazetelerde, Tvlerde yayınlanıyor. Hiç ummadığımız yerlerde yangınlar çıkıyor. “Elektrik Kontağı” diye bir neden var. Dünyanın hiç bir yerinde yangın çıkması için geçerli bir neden değil bu? Sadece bizde biliniyor. Yeryüzünde kullanılan “elektrik” denilen şeyin aynını kullanıyor olmasak kuşkuya düşeceğim.. “Yahu bu meretin kontaklısını mı bize yutturdular?” diyeceğim ama elektriği biz kendimiz yapıyoruz. Eee nasıl oluyor öyleyse?

İşte yangın olasılığının pek bol olduğu ülkemizde hükümetimiz diyor ki: “Adam sende... Yangın alarmı da olmayıversin... ” Peki, olmasın da yangın çıktığını insanlar nasıl öğrenecekler? İşte bu soru galiba pek anlamsız.. Bir kreşte yangın çıkmışsa, alevler büyüyüp büyüyüp de kapıdan, pencereden içeri doluverince öğretmenler kör değiller ya, kör bile olsalar alevler sıcacıktır, hemen yangın olduğundan haber alır ve gereken önleme kalkışırlar.

O zamandan sonra gereken önlem ne olabilir? Bana kalırsa çocukların yanarak acı çekip ölmelerine izin vermemek en akıllıca yoldur. Bana kalırsa bir kreşte ne kadar çocuk varsa, öğretmenlere o kadar kurşun verilmelidir. Çocukların beyinlerine birer kurşun sıkarsak yangının acısını duymazlar.

İlgililere bu aklı verdiğim için ödül filan beklemiyorum.

Bu alarm bulundurma zorunluğunun kaldırılması kararı Topkapı sarayını da kapsıyormuş.

Topkapıyı gördünüz mü? Neredeyse Çankırı’nın tuttuğu yer kadar geniş bir alanda kurulu. Sabah TV de anlatıyorlardı, sadece mutfağının on sekiz bacası varmış. Harem kısmı galiba dört yüze yakın odadan oluşuyor. İçindeki zenginliği ifade edebilmek için para birimi bulunamıyor.

Topkapı’da yangına karşı alarm düzeneği zorunluğu kaldırıldığına göre yerine ne getirildi, onu bekleyip göreceğiz. Kimi arkadaşlarımız bu konuyu Avrupa nasıl halletmiş, onu merak edebilir. Aslında Türkiye’de de biliniyor. Okullarda, hastanelerde odaların, salonların üst kısmında musluk benzeri çıkıntılar var. Dumana hassas çıkıntılar.

Okullarda akşamları dil kurslarına giden Türklerin her biri teneffüste yasakları çiğneyip de sınıf içinde hepsi birden sigaralarını yakınca bu sigara dumanını bile içine sindiremeyen sistem o Türklerin tepesine defalarca yağmur yağdırmıştır. Bunun örneğini yaşamış biri olarak söylüyorum.

Bu demek oluyor ki Avrupa’da alarm sistemi öyle bağırtıyla, çağırtıyla yetinmemiş. Anında müdahaleyi de ihmal etmemiş. Bir binaya girdiğinizde tepenizde musluk benzeri o sivri uzantıları görürsünüz ve bir ayrı huzur duyarsınız. Türkiye’de de bu sistemi kimi binalarda gördüm.

Hükümet kimseye danışmadan ve haber vermeden bu kararını uygulamaya soktuğuna göre, yapılacak şey Allaha dua etmekten ibaret kalıyor. Her alanda ve her anlamda bizi Allaha yakınlaştırma çabası içinde bulunan hükümetimize bu nedenle teşekkür etsek yeridir. Evet teşekkürler RTE!

Bir de “İnşallah” ın ardına sığınacağız. İnşallah hiç bir yer yanmaz.

 
Toplam blog
: 49
: 774
Kayıt tarihi
: 19.11.06
 
 

Ben uzun zamandır yazıyorum. Türkiye'den epey uzakta oturuyorum. Üç çocuğun babası ve pek çok çocuğu..