Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '09

 
Kategori
Futbol
 

İşte Fenerbahçe bu.

İşte Fenerbahçe bu.
 

Büyük maçların takımı. Huzurlarınız da Fenerbahçe.


Teşekkürler Fenerbahçe bizlere böyle bir futbol seyrettirdiğin için.

Sivasspor buraya gelinceye kadar epey puan almıştı ve ligin başını çekiyordu. Liderdi ve şahsen ben bu takımdan çekiniyordum. Çünkü boş bir takım değildi en azından. Geçen sene ki yükselişi bu sene ki performansı ve en önemlisi Bülent Uygun gibi bir teknik direktörün o takımda varoluşu Sivasspor’u bu yükseliş gerçekleştirmişti.

Gerçi Fenerbahçe yenilse ben şahsen Sivasspor’u alkışlayacaktım. Hem de ayakta. Ama sahada öyle bir Fenerbahçe vardı ki pres yapan, koşan, bir golün arkasına yatmayan ve her an gol atacakmış gibi hücumda görünen ve de gol pozisyonları yakalayan bir takım görüntüsündeydi.

Ben şahsen Fenerbahçe’yi tanıyamadım. Tanıyamadım derken her zaman olduğu gibi sıkıcı bir futbol seyrettirecekler diye kendi kendime hayıflanmış peşinen yenilgiyi kabul etmiştim. Bu şartlar altında istemeden de olsa maçı izleyeceğim mekâna doğru yürürken maç başlamış bir taksi durağından geçtiğim an taksiden gelen radyonun sesine kulak verdim Taksinin şoförü maçın 1-1 olduğunu söylüyordu.

Evet, maçın ilk 5 dakikasında 2 gol atılmıştı. Önce onlardan sonra bizden. Maç müthiş başlamıştı. Tıpkı Trabzonspor maçında olduğu gibi... O maçta gol yoktu ama bu maç. Sesimizi kısalım ve maçı izleyelim beyler.

Sivasspor bir kez daha önde. 2-1 oldu maç. Ama durmuyoruz. Alex’in pası Gökhan’a ve oradan da hiç bekletmeden Semih’in önüne bırakıyor Semih’in ayak içi ile vurduğu şutla kaleciyi avlayan golü atıyor. 2-2.

Takım ruhu buna derler işte. Adeta Fenerbahçe bundan önce kaybettiği puanların acısını çıkartıcasına o kadar denli ve disiplinli.

Yine Uğur Boral en güzel cevabını sahada veriyor. Sanki Alex al at dercesine Uğur’un kafasına gönderiyor topu ve ağlara giden top bizi öne geçirtiyor. Şimdi durum 3-2.

İkinci yarı da yine durmak yok ve Sivasspor’un kalesini ablukaya alıyoruz. Sağlı sollu ataklara devam ediyoruz.

Bir de Lugano’ya bakalım. O ne hırs mübarek. O ne azim böyle. Lafı nerelerdeydiniz be kardeşim demeye getiriyorsunuz. Bizleri üzmeye hakkınız var mı? Golü atarken fırsatçılığına hayran kalmamak elde değil. Ama ilk yarıda korktum. Niye mi? Topa elle müdahale ettiğin için gördüğün sarı karta hakeme ihtiraz edişini kınadım. Bir anda kırmızı kart göreceksin diye ödüm korktu.

Neyse 4-2 kazandık.

Şimdi ne olacak? Ne mi olacak?

Bekleyeceğiz göreceğiz.

Şampiyonluk mu? Vallahi de billahi de sezon boyunca lider olmayalım. Önemli olan son haftanın lideri olmaktır. Bir bakarsınız son hafta 100 metre finalin de olduğu gibi göğsümüzü öne çıkartır finiş çizgisini ilk geçen biz oluruz.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..