İşte hedeflerim

Uzun zamandır Uzakdoğu'da yaşıyorum ve eğitim hayatımın yanına sahne ile televizyon kariyerini de ekleyerek yoluma devam ediyorum. Kimi izleyenler beni ve gösterilerimi tanır kimisi ise doğal olarak adımı dahi duymamış olabilir. Bu gayet normal, ben de daha geniş kitlelere ulaşmak için hem hayatımı hem de yaptıklarımı internet üzerinden Almanca, Çince, İngilizce ve Türkçe olarak üm dünya ile paylaşıyorum. Her ne kadar şimdiye dek katılmış olduğum programlarda ve röportajlarda hedeflerime değinsem de, bunlar yazılı olmadıkları için hep unutuluyor. İşte bu yüzden bugün bloğumu hedeflerime ayırdım ve hem Türkiye'de hem de dünyada neler yapmak istediğimi sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Hedefimin ilk başına Türkiye'nin dünyada tanıtılmasında rol oynayacak projeler de yer almak istediğimi koyarak başlamak istiyorum. Bunun sebebi ise Türkiye gibi güzel bir ülkenin dünyada nasıl oluyor da hala tam anlamıyla bilinmiyor oluşu yatıyor. Yani Edirne-Hakkari arasında kalan sanatımız, filmlerimiz ve sanatçılarımızın da bu sayede uluslarararası arenaya çıkmalarını istiyorum. Fransız yıldızlar Hollywood'da oscara koşarkenb biz Türkiye'de mi kapanık kalacağız?İspanyol yıldızlar dünya sinemasını sallarken biz Recep İvedik ile mi onlarla yarışacağız? Uluslararası başarı demişken bunun en güzel örneklerini son dönemlerde Nuri Bilge Ceylan ve Semih Kaplanoğlu ile yaşadık ama daha çok daha çok ismimiz çıkabilir, çıkmalı. 

Düşünsenize ülkenizde kendinizi kral sanıyorsunuz ama dünya da adınız dahi bilinmiyor. 2010 senesinde hala Arap mıyız değil miyiz tartışılıyor? İstanbul gibi bir değer bile tam anlamıyla markalaşmamış. Büyük uluslararası mağazalarda fındık fıstık mı satacağız? Durum böyle olunca da farkında olmasanız da kenarda köşede kalıyorsunuz. Ha, bazıları yerel olmayı yeterli bulabilir ama hedefleri büyük koymassanız siz de büyük olamassınız. Bu yüzden ben şu anda Uzakdoğu'yu çıkış noktam olarak görüyorum. Türkiye ve dünyadan gelecek projeleri değerlendirip kendi enerjimizi bu projelere yükleyerek ortaya daha farklı işlerin çıkarılmasında katkılar yapmak istiyorum. 

İkinci hedefim Türk eğlence endüstrisine yep yeni televizyon programları kazandırmak. Şu anda en ünlü yapımcılarımız dahi yurt dışına bağımlı şekilde çalışıyorlar. Yani içerde kral dışarda sıfır şeklinde bir algı ile iş yapıyorlar. Bu yüzden de bizim ülkemiz yurt dışında ne bir markası ne de bir şovu ile düzgünce tanınıyor. Benim ileriki dönemlerde yapmak istediklerimin başında en azından televizyon izleyicilerine farklı ve renkli programları izletebilmek hedefi yer alıyor. Türkiye'de yaratacağımız bu formatlar ile insanlara yeni iş imkanları sağlamak ve formatlarımızı yurt dışına çıkararak ülkemize ihracat katkısı sağlayabilmek benim ve ekip arkadaşlarım için büyük önem taşıyor. 

Üçüncü hedefim birlikte fikirler ürettiğimiz Türkiye'nin ilk marka ve fikir mühendisi Ömürden Sezgin ile beraber kitap projelerinde yer almak. Çıkaracağımız gezi, kariyer, yemek ve diğer konulardaki kitaplarla okuyuculara farklı tatlar yaşatmak. Sosyal gruplar oluşturarak etkinlikler ve uluslararası paylaşımlar yapmak da bu hedefin içinde yer alıyor. 

Dördüncü hedefim, Türk eğlence endüstrisine danışmanlık yapacak tecrübeyi kazanıp ülkemizde yapılan projelerin yönlendirilmesini sağlamak ve endüstrimize daha aktif bir haraket alanı kazandırmak. 

Beşinci hedefim Türk yaratıcılığını kullanarak hayal gücümüzün etkisiyle Türk sinema endüstrisine yeni film fikir ve senaryoları yaratmak. Bu filmleri yurt dışına pazarlamak ve ülkemizdeki sanatçılarımızın dünyaca bilinmesine katkıda bulunmak. 

Bu hedeflere elbette ki daha ekleyebilirim ama önemli olan sanırım bu hedefleri gerçekleştirebilmek ve hayallerin peşinden yılmadan gidebilmek. Daha yazımın başında da belirtiğim gibi hedefimiz Türkiye'yi dünya sahnesinde daha etkin yapabilmek. Edirne-Hakkari arasına sıkışmış olan hayallerimizi New York- Shanghai arasına taşıyabilmek. Çünkü bu topraklar bunu yapabilecek kültür ve tarihe sahip. Bizim yapmamız gereken çok çalışmak ve gerçekten çok çalışmak. Bugün Çinliler neredeyse dünyanın her türlü ürününü üretecek hale geldilerse, Almanlar en kaliteli otomobilleri ile gurur duyuyorlarsa, Japonlar teknolojide dünyanın lideriyse biz neden olmayalım. Ha, eğer siz ben Türkiye'de hayatımdan memnunum bana bu yeter diyorsanız karar sizin, ama unutmayın yarın başkaları başarıları ile övünürken biz de kuş gibi kenardan bakarız. Almanya'da yaratılan programların alıntıları ile eğlenirken, altımızda Amerikan ayakkabıları ile dünya sahnesine çıkılmayacağını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu yüzden hayallerimizi ve hedeflerimizi büyük tutalım. Başarısızlıkltan da korkmayalım, Einstein ne demişti. " Bugünkü başarımı aslında başarısızlıklara ve yılmadan deniyor oluşuma bağlıyorum. " Hepinize sevgilerimle. 

Rıfat Karlova 

www.rifatkarlova.com