Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

İşte Türkiye

Bütün çabalara rağmen bugün Türkiye'de hukuk var, adalet yok. Zorlama bazı değişiklikler olsa da köklü bir değişim yok. Canın, malın ve mülkün temeli olduğu söylenen adalet yerini bulmuyor. Son dayanak adalet yürekleri soğutmuyor. Adalete bakışta sürekli bir kuşku var. Bulaşmış olsun ya da olmasın kimseye güven vermiyor adalet. Ne uygulayıcı kadrolar yeterli ne de yaptırımlar yerine getiriliyor. Sorunları yüzünden yıllarca adliye kapılarında bekleyenler var. Toprak paylaşımı karmaşık bir bilmece. Toplumun yargısı değişmiyor: Parası olan düdüğü çalar.

Uçsuz bucaksız toprak sahibi ağalara kimse tapu soramıyor. Nerden buldun sorgusu unutulalı bir asır oldu. Köşe dönücülük ile emek sömürüsü ve gizli örgütlenmeler dün olduğu gibi bugün de almış başını gidiyor. Hukuk yok; yaptırım hiç yok çünkü. Biz yine de soruyoruz çocuklarımıza; sormalıyız çünkü. Sorumluluklarımızdan biri de bu. Hukukta büyük sorunlar var.

TBMM var. DEMOKRASİ yok. İfade Özgürlüğü var, demokrasi kültürü yok. Az çok kültürlülük var, irfan yok. İlim var, âlim var: Sesi gür çıkan birkaç kişi yok. Bilgi için açılan kapılar nerede? Dava açma hakkı var harç parası yok. Haklılıklar var, avukat parası yok. Avukatlık tarifeleri var olsa bile işin içinde %10 mu % 25 mi % 50 mi olsun pazarlığı var. Adalete uzanan hukuk ne zaman gelecek?

İlim yaya, araştırma yok; anketten geçilmiyor memlekette. Yıllardır pek bir şey değişmedi: Liyâkat değil siyaset oldu her şey. Takla atan kazanıyor. Kişilikli olmak, ileride bir gün suçlar arasına yazılacak. Ahlâk da iyi niyet de eski bir şarkı. Değerler aşındırıldıkça aşındırılıyor. Karşılıklı sevgi, saygı, güven kalmadı. Delikli demir çıktığından beri giderek azaldı mertlik; arkadan vurmalar çoğaldı her alanda. Bürokrasi en derin darbeleri vuran en büyük siyasi odak.

Kara para ile haksız kazanç kimilerini uçuruyor mutluluktan. Bilgisizlik, bilinçsizlik, benlik için her yolu mübah görmek kol geziyor. Bölücü, ayrılıkçı propaganda azdıkça azıyor, kişilikleri iki yüzlülük kemiriyor. Özgürlüklerin artması dengesizlerin işine yarar. Akıl hastanesi yerine aramızda dolaşmaları sağlanır onların. Oysa hukuk devleti sağlıklı toplumu da kuran devlet olmalıdır. AB hukukunda böyle bir durum yok. Her şeyi kendimize yontmakta bizi kimse geçemez. Birlik beraberlik kardeşlik türküleri yerine ayrılık çanları çalıyor her yerde. Sinsice, alçakça adam öldürmelere alkış tutan soysuzları kim ne yapacak?

İç hukuk sürekli olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde yeniliyor. Kayıt Dışı Ekonomi işsizliği azaltıyor gibi olsa da emek sömürüsü almış başını gidiyor. Ne gıda denetimi ne eğitim denetimi ne ücretli denetimi ne trafik denetimi ne de etkin yakıt denetimi var. Bulanık suda balık avlamak bir sanat olup çıkmış.

Beş on yılda bir 12 Eylül Anayasası değiştiriliyor. Seviniyoruz. Akan kan durdurulduğunda 12 Eylül için de sevinmiştik. Siyasi idamlar için imza atan kişiler içinde ben de vardım. Ne ki darbeciler her şeyi maddi manevi çok iyi kullandılar. Özal en büyük dayanakları oldu: Dört eğilimi de barıştırarak yollarına devam ettiler. Batı'ya borçlarımız artarken uluslararası taşeron örgütlü terör belası da yayılıyordu usul usul. 12 Eylülün de terörün de bizi içimizden yıkmaya çalışan birer proje olduğunu yenice öğrendik. Ne yazık ki ne terör durdurulabildi ne de sürekli tahkim olunan yıkılası 12 Eylül kurumları ortadan kaldırılabildi.

Eğitim kurumlarımız ne cehaleti bitiriyor ne suçları azaltıyor ne de bir kaç buluş yaptırabiliyor. Bir kaç çiçekle bahar gelmez, biliyoruz. Toplum bilimlerinde ne monografik ne de karşılaştırmalı araştırmalar yapılabiliyor. Varsa yoksa siyaset ve ticaret ehlinin güdümündeki anketlerin sonuçları var ortada. İki ileri bir geri kalkınıp duruyoruz.

Liberal Ekonomi Devlet'in etkinliklerinin azaltacağına kimi Devlet kuruluşları dev gökdelenler dikiyor. Ülke içi sermaye birikimi gerçekleştirilemediğinden özelleştirme atılımları yabancılara satış süresine dönüşüyor. İşsizler ordusunu, köylüyü, çiftçiyi, göçebeyi, teröristi, suçluyu susturamayan ekonomi nerede?

Bölgeler arası dengeli kalkınma yok. Gece kondu ağaları şimdi çok daha zengin. Konut yapımlarında kalite hak getire. Doğal gaz tesisatlarının kaçında standartlı malzeme kullanılmıştır? Depreme dayanıklılık testi neden üç beş kişi arasındaki muhabbete kurban edilir? Devlet y o k mu? Bir konut tıkır tıkır işleyen bir araba gibi alınıp satılmadıkça bu ülkede ne konut sorunu ne kooperatif sorunu ne kavga gürültü ne kazıklama ahlakı ne de tadilat sorunu biter.

Cadde, sokak düzenlemesi parsel kazançları için gecekondu yollarına göre yapılıyor. Çağdaş belediyecilik böyle işliyor: Her yol eğri büğrü. Eski bir belediye başkanına demişler ki: Allah doyursun seni. Üç daire alacağına bir tane al da vatandaş bayram etsin. Çok kızmış. Ben kumar oynamam demiş, gülerek. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Vicdanlar neden cüzdanla ilişkilendiriliyor yıllardan beri? Para ekonomisinin girmediği alanlarda milyonlarca yurttaşımızın boynu bükük: Toprak ağalığı kaldırılamıyor bir türlü. Yokluk her şeyi yaptırır oldu. Suçlu da töre olarak her yerde pusu kurmuş, deniliyor. Gizli intiharlar azalsa da yayılıyor yoksulluk. AB yollarına düşülmüş olsa da cinsel ahlâk içerikli çağdaş eğitim yok. Mesleki eğitim ne iş eğitimi ne de ahlâk eğitimi demek bu ülkede. Aile içi şiddet ve cinsel istismarlar yeteri kadar araştırılmıyor: Yasak belli ki.

İhaleler almış başını gidiyor. İhaleler şeffaf değil. İhalelerdeki birim fiyatlar uygulamada neden gerektiği gibi uygulanmaz? Her şey neden gizli kapaklı? Ücretler de kiralar gibi neden bankalar üzerinden ödenmez? İş Güvenliği Müfettişleri ile SGK Müfettişleri hangi gün bizim inşaatı denetleyecek?

Özel kesimde içinden pis kokular çıkmayan ihaleler neden kamuda var oldum olası? Yanlış gidiş eğitimde, ahlâkta, hukukta ya da siyasetin özünde mi gizli? İhalelerdeki her bir kalem için öngörülen ücretler neden birer sözleşmeye bağlanmaz? İş Güvenliği Müfettişleri zaman zaman ölüm kusan maden kuyularına h i ç indi mi?

Kin, nefret, kavga gürültü, kalitesiz işler neden çoğalıyor sanıyorsunuz: Hiçbir yazılı belge olmadan kime bağlanacak işçi? İşçiler neden bağırarak konuşur; kesik kesik bilen var mı? Belediyeler çok başlı olduğundan halka verilen hizmetler karışıyor. Özellikle imar ve tapu konularında rüşvetin döndüğü dillere destan olmuştur.

Büyükşehir Belediyesi ilçe belediyesi ayrımı kaldırılmalıdır. Belediye otobüslerindeki dakikalı bilet uygulaması saçmalığını kim durduracak? Cadde ve sokaklar eğitimsiz kadrolar yüzünden kişi adları değil sayılar ile anılıyor. İlçe belediyeleri sınırları içerisindeki bütün hizmetlerden sorumlu olmalıdır.

Bankalar da Maliye Bakanlığı da yüksek faizli ceza yaptırımlarından vazgeçmiyor. Şeffaf bir işte %120 kârla 20'ye yapılabilecek bir iş ihalelerde neden 50'ye fırlıyor birden? Bu haksız kazancı kim ya da kimler yiyor? Faturalar nasıl şişiriliyor? Para akışlarını da dizginleyeceği bilinen Mali Kural neden ertelendi?

Ramazan geldi hoş geldi. İftar çadırları kurulacak yakında. Oysa her gün çadırlar kurulmalı bu ülkenin güzel insanları için.

Eller yukarı: Burası TÜRKİYE!

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..