Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '10

 
Kategori
Felsefe
 

İstek Üzerine Lale Devrinin Nedimi

İstek Üzerine Lale Devrinin Nedimi
 

Boşuna dememişler "gidelim Göksuya" diye


İstek Üzerine Lale Devrinin Nedimi

Devir, Lale devri.
Beyaz mendillerin yerlere düşürür gibi yapıldığı,
Setreli kâtiplerin baston şemsiyeyle dolaşarak mendil kapmaya çabaladığı,
Kağıthanede ilk defa kadınlarla erkeklerin ayrı yerlerde de olsa piknik yaptıkları
Çifte kayıkların emre amade olduğu,
“Gidelim Göksuya bir âlemi ah edelim” nidalarını ta karşı sahilden duyulduğunun rivayet edildiği
Günlerden, "her gece Heybelide mehtaba çıkıldığı" günler.

Şarap tanrısı baş tacı, eğlence gani, yaşam dolçe vita.
Savaşlar bıktırmış olacak ki, "savaşma seviş" sloganı dillerde.
Doğal olarak bir Lale Devri çocuğu olan Nedim’in işi de bu şamatayı taçlandıracak gazeller söylemek.
O da, hem yaşamış o şuhane âlemde,
Hem hakkını vermiş yaşadıklarının, söyledikleriyle…
Âlemciler de çok beğenmişler, böyle yaşamanın felsefesini.

“Niyâz ü nâz ü nûş ü bahş ü ibrâm-ı kenâr ü bûs...
Bugün meclisde zevkin böyle tûfân olduğun gördük”

Ohhh götürün beyler götürün, bu hanı mekân sizin o mecliste.
Tufan ne ki? Sel olun, dolu olun, bora olun,
Olun ki, Nuh dahi çaresiz kalıp baka kalsın âleminize.

“Bakıp o şûh ile nâz û niyâza meşk ederiz
Gülün tebessümüne, bülbülün terânesine”

Eh ne olacak, saraya da atmış kapağı, hafız niyetine
Sazendeler dilber, hanendeler mehlika
Güller size açmış, bülbüller size söylemiş…
İşte böyle okunur bir imparatorluğun esamesi…

“Yalan olmaz, o şûhun görmedik mey içtiğin ammâ
Bir iki kerrecik hem-bezm-i mestân olduğun gördük”

Canım bir kerecikten bir şey olmazmış, senin görmen şart mı.
Umarım, o keyifli halinle, geri kalmamışındır gereğini yapmaktan!.

“Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber, Nedîm
Bir perî-sûret görünmüş, bir hayâl olmuş sana”


Ohhh be rahatladım.
Neredeyse bulanlıma girecektim adamlar neler götürmüşler diye.
Meğer adam, gerçekle hayal arasında gidip gelmiş.

“Hep halkının etvarı pesendîde-i makbul
Derler ki biraz dilleri bî-mihr ü vefâdır”

Herhalde öyle olmalı.
Dilber olmanın şanındandır azıcık vefasızlık görüntüsü
Gül ağacı mı sandın sen dilberi ki her gelene eğilsin…

“Sen kim gelesin meclise, bir yer mi bulunmaz
Baş üzre yerin var”

Tabi canım, gerektiğinde milleti yerinden eder de yer buluruz.
Hatta nereye oturtacağımızı şaşırır da baş üzre ağırlarız.

“Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın
Belasın ben de bilmem kız mısın, oğlan mısın kâfir”

Aman Nedim abi, burada işler biraz karışık galiba.
Bu iş bizi bozar, en iyisi ben bu kısmını es geçeyim..

“Hassaten aradığım salınıp giden selvi boylular orda
Niçin akmaya gönül su gibi Sa'd-âbâd'a"
(Kâğıthane)

Tabi yaww.... nasıl da bilir piyasa yapılacak yeri.
Alemlere akmanın, Lale devrinde ki ifadesi de böyle olmalı..

“Doymam şeb-i vaslına şeb-i ruze gibi
Ey sim-beden, sabah koynunda mıdır”

Eyvaah, adamın aklı iyice gitti,
Sabahı dahi karıştırır oldu
Görünce gümüş gibi teni, güneş ışığı sanarak.
Korkarım Hayyamı dahi çırak çıkaracak “Ay gibi sevgili, yıl gibi gece” olayında..

“Yetmez mi sana bister ü bâlin kucağım
Serd oldu hava çıkma koyundan kuzucağım”

Allaaa.. adama bak yaw..
Jaws gibi... Terminatörmüsün, nesin birader, yeter demeye niyeti yok..
Niyet belli olunca, dümenin bin türlüsü
Baksana meteoroloji uzmanı bile kesildi hazret, hava kötü saklan diye.
Belli ki hişt öcü var, sakın çıkma koynumdan modun da…

“Döğülmeğe, söğülmeye, koğulmaya billâh
Hep kâlim, ammâ ki efendim senin olsam”

Burada işler yine karıştı galiba…
Azıcık “mazohiştlik” kokmaya başladı bu iş
Biraz sonra sanki “bayıra karşı yatır... tırmala” olayına da gelecek gibi.

Ah bu batılılar ahhh.
Hep aynı durum, o devirde de hakkımızı yemişler
Nedim abi, sen bu halinle Osmanlıda değil de Batıda olsaydın
Görürdük bakalım tarihe kim geçerdi, Sen mi? Kazanova mı?
Hatta, Kazanovalarını “kız mısın, oğlan mısın kâfir” durumuna bilem düşürürdün.

“Ben sana bâde içme, güzel sevme mi dedim
Bana niçün, bu gûne girîzânsın gönül”

Yoruldu galiba, iç hesaplaşma başladı
Buyur dükkan senin, ne yaparsan yap modun da amma…!

Neyse, böyle açarmış… bir devrin laleleri…

 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..