İsteklendirme

İnsanların bir şeyi yapmasını sağlamanın en iyi yolu onları motive etmektir. Türkçeye isteklendirme olarak çevrilen motivasyonun çeşitli araçları vardır. İşletmecilikte bu konu özel bir başlık altında irdelenir. Tabii en başta maaşlar, ikramiyeler ve primler gibi mali haklar gelir. Belli bir noktada bu da yetmez ve başka araçlara başvurulması gerekir.
İnsanlar arasındaki ilişkilerde istek uyandıramazsanız birilerini bir şey yapmaya yöneltemezsiniz. Hatta ikna metotlarının başında da insanların gereksinimlerine hitabetmek vardır.
Aşağıdaki hikayede tersine bir yöntem göreceksiniz. Buna psikolojide “yöneltme” diyorlar. Çocuklar nasıl olsa söz dinlemezler diye düşünen bir emeklinin uyguladığı ilginç bir yöntem:
“Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir, ama sonra ders yılı baslar.
Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp, çağırarak tekmelerler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir. Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar onları durdurur ve:
'Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken ayni şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 5 YTL vereceğim' der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der: 'Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan böyle size sadece 1 YTL verebilirim.' Cocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye.
Aradan birkaç gün daha geçer ve yaşlıadam yine karşılar onları: 'Bakın' der, 'Henüz maaşımı alamadım, bu yüzden size günde ancak 25 Kuruş verebilirim, tamam mı?',
'Olanaksız bayım' der içlerinden biri, 'Günde 25 kuruş için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. BİZ İŞİ BIRAKIYORUZ...!”