Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İşten nasıl kovulursunuz

Bundan bir ay kadar önce, iş yerinde bir rahatsızlık geçiridim. Bu rahatsızlığı zamanı gelince başka bir blogda anlatacağım. Şimdilik iş yerinde bir baygınlık geçirdiğimi ve kendimi eve zor attığımı söylemem yeterli olacak. Yapılan iki iğneden sonra eve geldim ve derin bir uykuya daldım. Ara ara merak edip de arayanların telefonları ile bölünen uykum, yine bu sefer patronumun araması ile bölündü. "Nasılsınız? Merak ettik sizi. Endişelendiniz ve üzdünüz bizi. Siz sakın hiç bir şeye üzülmeyin. Biz sizi çok seviyoruz, siz en zor günümüzde bizim yanımızdaydınız biz de her zaman sizin yanınızda olacağız. Siz sakın bir şeyi dert etmeyin kendinize."

Ben kolay inanan bir insanım. Elbette ki bu sözlere inandım ve çok mutlu etti beni bu sözler. Evet işle ilgili endişelerim vardı. Keza her gün birini hiç yoktan bir sebeple çıkartıyorduk işten. Daha doğrusu çıkartmıyorduk. Sevgili patronum gözüne kestirdiği adamı odasına çekiyor, O'na hiç yoktan bir işten bir kulp takıyor, bütün şirketten rahatça duyulacak bir ses tonu ile ağza alınmayacak küfürler ve hakaretlerde bulunuyor ve karşısındakinin istifa etmesini böylelikle çok rahatlıkla sağlayabiliyordu. Bu durum da beni oldukça germişti. O'nun takmadığı, bulaşmadığı şanslı kişilerdendim. Bu sözleri de bunu kanıtlıyordu. Yarı uykulu halimle söylediklerine ve ilgisine teşekkür ettim. "İstediğiniz kadar izin kullanabilirsiniz. Sakın kendinizi yormayın." dediği ve normalde üç gün raporlu olduğum halde ertesi gün işimin başındaydım.

Bu gün ay sonu. Bordrolar düzenlenecek, Sigorta bildirgeleri düzenlenip yatacak, Kurumlar vergisi yatacak, SSK taksitleri yatacak, maaşlar ayarlanarak, avanslar kapatılacak bütün bu işler hallolduktan sonra aşam üzeri Genel Müdür Yardımcım beni yanına çağırdı. Patronum beni seviyormuş gerçekten. Diğer herkese yaptığı gibi beni odasına çağırıp binbir hakaret ve aşağılamayla istifa etmek zorunda bırakmadı. Genel Müdür Yardımcım firma için o güne kadar yapmış olduğum fedakar ve özverili çalışmaya teekkür ederek artık bana ihtiyaçları kalmadığını deklare etti.

Bu günkü piyango bana vurmuştu. Tek üzüntüm ne biliyormusunuz zavallı adam bu sefer bağırıp, çağırıp, ağza alınmadık küfürler sarf edip deşarj olamadı. İş ahlakının gerektirdiği tarzda bir işe son verme eylemi gerçekleştirdi. Acaba bu gece rahat uyuyabilecek mi?

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..