Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

İstenen üçleme

İstenen üçleme
 

07.12.09

Günlük ulusal basını elime aldığımda, özellikle bazı yazarların da yazılarını okuduğumda ‘için için’ düşünürüm.

Bizim, bu gazetelerde okuduklarımızı ya unuttuğumuzu, ya da unutmadığımızı akıllarına bile getirmeyip, bizleri başka bir kulvara doğru çekiştirdiklerini de düşünürüm.

Bugün, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde Fatih Çekirge’nin yazısını okurken ‘bunları’ düşündüm…

Ne bunları böyle düşünmek, ne de bu düşündüklerimi yenimuhahalefetport okurlarına aktarmak istemezdim aslında.

Ama ‘keşke’ sözcüğünü sevmeyen biri olmamdan dolayı, madem böyle düşünmemi istemiyordu, yazmayacaktı Sayın Çekirge; değil mi ama?

Yazının başlığı şu:

Dünya aradı, CHP’den Allah Kulu aramadı…

Geçtiğimiz günlerde CHP’den ayrılan Hikmet Çetin söylemiş bu sözü, Çekirge’de kıyılarına süsler geçirerek çerçeve içerisine almış; iyi de etmiş hani!

Her hangi bir siyasi partinin gölgesini üzerinde bulundurmayan biri olarak, yazıyı yorumluyorum…

Hikmet Çetin Ecevit’in yanında, Özal’la çalıştı, Demirel’e yakın, CHP Genel Başkanlığı yaptı. Sonra da ABD’nin Afganistan’da özel temsilciliğini…

Burada şunu düşündüm: Sayın Çetin’in taşıdığı bu özellik bile, CHP ile arasında ‘partililik’ dışında bir bağ kurulamayacağını kanıtlamıyor mu? Demirel’e yakın olacaksın, Özal’la çalışacaksın, yetmedi Afganistan’da özellikle ABD’yi temsil edeceksin, sonra da ‘beni aramadılar’ diye yakınacaksın!

Bana etik gelmiyor!

Burada Fatih Çekirge’nin ‘bu sözleri insanın, siyasetin hangi terazide tartılacağını göstermek için aktarıyorum’ diyor.

Bunu anlamakta zorlanıyorum.

Öylesine ki, CHP ona Genel Başkanlığı koltuğunda bile yer vermiş, ancak Sayın Çetin orada uğraş vermektense, ABD için Afganistan’a gitme yolunu seçmiş…

Fatih Çekirge’nin sözünü ettiği terazinin konuyla bağdaştırılması bile zor…

‘Eğer Türkiye’de bir sosyal demokrasi ya da bir CHP tarihi yazılacaksa Hikmet Çetin’in hayatıyla paralel yazılabilir’ diye yazılar yazdığı gazetede, daha kısa bir süre önce yayınlanan Hikmet Çetin’in şu sözleri, demokrasiye ne denli güç verdiğini, ne denli katkı sağladığını göstermeye yetiyor!

Söz:

Demokrat Parti, tarihinin hiçbir döneminde sağcı olmamıştır!

Amerikancı olmuştur, Marşalcı olmuştur, tarikatlara yardımcı olmuştur, gericilere destek olmuştur, karşı düşünceyi ezmek istemiştir, Kore’de ABD’nin çıkarı için Türk askerini savaştırmıştır…

Sonra…

Demokrat Parti’nin devamı Adalet Partisi’nin Genel Başkanı Süleyman Demirel ‘bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz’ demesine karşın onun yakınında yer almaktan uzak durmamış…

Ancak CHP’de uğraş vermiş…

Halk arasında şu söz sıkça kullanılır:

Çuvaldızı kendine, iğneyi kendine batır!

Ulusal basınımızın ‘usta’ kalemleri bu kuralı çoğu zaman görmezlikten geliyor ne yazık ki!

Aslında bu ‘tavır’ kendilerinin, içinde bulundukları kaplarını yadsımak anlamına da geliyor!

Hikmet Çetin’le birlikte oldukları birkaç saat yerine, olayları ‘anlık’ bakışlara dayandırmak yerine; yazdıkları gazetenin arşivlerinde arada bir gezinmeleri çok yararlı olur kanımca.

Ek bir konu:

Şimdi şunu düşünüyorum. Sayın Çetin büyük olasılıkla Mustafa Sarıgül’ün yanında yer almaya daha aylar öncesinden kurgulanmıştı. Üstelik burada bir olasılık daha aktarayım… Sarıgül ile ekibi, Abdüllatif Şener, Cindoruk…

Bu üçleme yakında kucaklaşırsa ‘hiç’ ama hiç şaşmayalım…

Çünkü istenen de bu!http://yenimuhalefetport.com/index.asp

 
Toplam blog
: 59
: 373
Kayıt tarihi
: 29.10.09
 
 

Selam ... Yaşam bir garip labirent, karışık bulunca karışıyor. Öyle çok ayrıntı var ki, onları si..