Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İstifalarla Ak Parti çözülür mü?

İstifalarla Ak Parti çözülür mü?
 

İnsanın zaman zaman kendisiyle bile çelişkiye düştüğü aklıma gelince, bir partiye girip, o partinin memleketin yüz binlerce sorunu karşısında aldığı tavırların hepsine tıpatıp katılmak ne kada zordur diye hep düşünürüm.

Genel olarak siyasetin belli başlı ortak görüşleri olsa da, sürekli gelişmelerin olduğu bir ortamda, her gün birbirinden farklı meselelere karşı, parti görüşü olarak genel başkanın düşünceleri doğrultusunda söylemde bulunmak veya icraat yapmak öyle kolay olmasa gerek.

O yüzden hep, siyasetten siyaset dışında bir beklentisi olmayan dürüst kimseler, partilerde görev almaktan uzak duruyorlar diye düşünmüşümdür.

*****

Demokrasi, bir yönüyle herkesin özgür bir ortamda, kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan, kanaatlerini açıkça ve dürüstçe açıklayabilmesi sanatıdır. Peki bizim ülkemizdeki siyasi partilerin herhangi birinde böyle bir tavır alabilmek mümkün mü? Bana göre maalesef hayır.

Yarım yüzyıldır politikayla meraklı bir kişi olarak ilgileniyorum. Kamuoyu tarafından partilerin "ağır topu" olarak nitelendirilen ve sevilen pek çok siyasetçinin, zamanla genel başkanla ters düşüp partide ayrıldığına çok şahit oldum. Kimin haklı kimin haksız olduğuna karar vermek kolay değil.

Belli bir vizyona sahip özgür bir insanın, yönetimin görüş ve isteği doğrultusunda, sadece gerektiğinde oylamalara katılıp elini kaldırıp indiren basit bir robota dönüşmesini tasvip etmek ve kabullenmek kolay değil. Ancak her konuda birilerinin sürekli aykırı görüşler ileri sürmesi de en azından bizim toplumumuzda alışılmış bir şey değil.

Aslında demokrasimizin çok eksik kalmış bir yönü var. Şunu bir türlü anlayamadık. Bir konuda farklı görüşü olanların, bunu şu veya bu şekilde ortaya koymasına bir anlam veremiyoruz. Bunu bir isyan gibi kabul ediyoruz ve hemen bastırmaya kalkışıyoruz. Sanki herkes hemen bu fikrin ve eylemin peşinden gidiverecek gibi...

Demek ki bir güvensizlik sorunumuz var.

"Biz her şeyi biliriz, doğruyu, yanlışı ayırt ederiz ama, bizim dışımızdakiler bunu anlayamazlar. Öyleyse onları bu zararlı fikirlerde kurtarmak için, kimsenin muhalefet yapmasına izin vermemeliyiz." İlkemiz bu...

Şunu da kabul etmek zorundayız ki, Basın için gözde olan aykırı haberler, belli ki bizi de çok etkisi altına alıyor.

Mesela bir partinin 300 küsur milletvekili bir konuda hükümetin teklifini destekler mahiyette oy kullansalar, bu kadar insanın düşüncesi bizim için hiçbir değer taşımaz. Ancak aynı partide oy kullanmamış, çekimser davranmış, hele aleyhte tepki vermiş biri varsa, en doğru söyleyen ve düşünen bizim için odur.

Herhalde bu da hakkaniyetli bir düşünce tarzı değildir.

*****

Bir de kurumların temsil edilmesi diye bir konu vardır. İks partisine kayıtlı bir üye olmak, hatta milletvekil seçilmek veya bakanlık görevi yapmak, o insana o partiyi temsil yetkisi verir mi? Bence vermez, vermemeli... Bu sadece iktidar partisi için değil, muhalefet partisi için de, çeşitli kurum ve kuruluşlar için de geçerlidir.

Hatta çeşitli felsefi görüşleri ve inanç gruplarını da bu çerçevede mütalaa ediyorum.

Yani suç işleyen bir doktor, hakim, tüccar, din görevlisi, asker veya işçi yüzünden, o camianın tamamını hor görüp cezalandıramayız. Aynı şekilde bireysel bir başarıdan da o kişinin temsil ettiği bir kitle onurlandırılamaz.

*****

Ak Parti, kuruluşunun hemen ertesinde seçimlerde çoğunluğu sağlayarak tek başına iktidara gelmiş ve ülkemizde oyunu artırarak ikinci kez seçim kazanmış nadir bir kitle partisidir. 81 ilin 80'inden milletvekili çıkarabilen başka bir parti hatırlamıyorum.

İktidar, çıkar hesabı yapanları mıknatıs gibi çeken gizli bir güçtür. Her dönemde iktidar partisinin yanında yer alma hesabı yapanların sayısı ne yazık ki sanıldığından çoktur. Farklı niyeti olanların sayısı da az değildir.

Geçen dönemde Ak Parti'de bir Turhan Çömez olayı yaşandı. Önceleri iktidarın her dediğine "evet" demeyen kişilikli bir karakteri canlandıran Çömez, muhalif görüşlere sahip olanlar başta olmak üzere, herkesin dikkatini çekmişti.

Seçimlere katılmayışını bir eksiklik olarak nitelemiştik. Nerde şimdi sayın Çömez? Ergenekon soruşturmasından dolayı aranan biri olarak nerede yaşadığı bilinmeyen bir kaçak.

Şimdi yeni bir Çömez hadisesi daha yaşanıyor Ak Parti'de... Çömez'in çok daha planlı şekilde yaptığı bir işi, bu yeni arkadaş yüzüne gözüne bulaştırdı maalesef...

Hükümetin oldukça zor dönemler yaşadığı şu günlerde, kuyruğu sıkıştıktan sonra laf olsun diye söylediklerini bu vekil önce söyleyebilseydi, belki baş tacı edilecekti. Ancak polis kayıtlarına geçmiş olumsuz görüntüleri nedeniyle partiden ihracı gündeme gelince, ağzını açıp çıkan kelimelere engel olmayışı, aklı başında kimse tarafından kaale alınmadı.

Yabancıların "tayming" dedikleri olay bu işte... İki gün önce bu söylediklerini açıklama cesareti gösterebilseydi, bu aykırı fikirleri yüzünden partiden atılan bir kahraman olacakken, şimdi partiden atıldığı için gider ayak veryansın eden dedikoducu bir insana dönüştü.

Bu bağlamda pati içindeki teşkilatlanma sorunları nedeniyle yer yer bazı istifa haberlerini duyup sevinenler de var. Ama bunlar öyle sanıldığı gibi bir "çözülme" belirtisi değil...

Önümüzdeki günler, çok daha farklı şeylere gebe gibi... Yeter ki ülkemiz, demokrasi çizgisinden sapmadan gelişmesine devam edebilsin...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..