Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '21

 
Kategori
Güncel
 

İstihbarat ve 2023'e doğru

Gelişen küresel konjektürün gereklilikleri ve hali hazırda yaşanan güncel durumlar itibariyle, ülkelerin istihbarat yapıları da özgün durumlarına uygun süreçlere yönelmektedir. Sürekli kendilerini yapılandırmakla mükellef olan ülkelerin istihbarat kuruluşları, kendi reel durumları çerçevesinde projeler geliştirmekte ve uygulanabilirliği noktasında çaba göstermektedir.

Z kuşağı tanımının ülkemizde sıkça tartışıldığı bugünlerde, Almanya Dış İstihbarat Servisi BND’de artık sosyal medya üzerinden sayfa açtıklarını duyurarak gençlere dönük yeni bir uygulama başlatırken, Amerika’da da özellikle de Covid virüsü akabinde yaşanan gelişmeler ışığında Medikal İstihbarat alanına dair yeni birim ve çalışmaların hayata geçirildiğini izlemekteyiz.

Ülkemizde ise tarihten bu döneme kadar ‘görmezden gelinen’ hatta çeşitli argümanlarla gelişiminin önü tıkanan bir istihbarat gerçekliği söz konusu olmasına karşın, özellikle de son dönem itibariyle büyük gelişmelerin yaşandığını görmekteyiz.

Diğer küresel ülkelerde yaşanan durumun aksine ne yazık ki halen ‘ülke kültürü’ bakımından bir varoluş mücadelesi veren istihbarat kurumu, geliştirdiği projeler ve başarılarıyla ne denli önemli bir kurum olduğunu, kritik öneme sahip olduğunu açığa çıkarmaktadır.

Dr. Hakan Fidan’ın göreve gelmesiyle birlikte birçok alanda gelişme gösteren Milli İstihbarat Teşkilatı, ulusal ve uluslararası çerçevede irili ufaklı engellerle de karşı karşıya kaldı. Tüm eforunu mevcut ve olası tehditlere karşı harcaması gereken kurum, çok yönlü saldıran özellikle de ‘iç’ menşeili yapılar nedeniyle ağır yönelimler yaşadı.

O kadar da ilerlemişti ki bu durum, Dr. Hakan Fidan’ın yürütülen bir operasyonun deşifre edilerek savcılığa çağrılmasına kadar gitmişti. Diğer ülkelerin istihbarat kurumları gibi çağa uygun faaliyetler geliştiren Milli İstihbarat Teşkilatı, bir yandan da örneklerde ifade edildiği üzere kendisini hareketsiz ve işlevsiz kılmak isteyen yapılarla mücadele etmek zorunda kaldı.

Bu süreçte potansiyel düşman yapısıyla mücadele eden kurumlar, en az onlar kadar tehlikeli olan ve en azından bir dönem devlet içerisinden gelmiş olan kişiler eliyle de mevcut çatışmalı ortamların sürdürülmeye çalışıldığını gördüler.

Türkiye’nin her anlamda mücadele yürüttüğü ve ağır bedeller ödediği hemen her coğrafya da karşısına çıkan bu yapılar, sorunların çözümsüzlüğü noktasında Türkiye karşıtlarına ya argüman verdiler, ya da bizzati saldırılarda bulundular.

Özellikle de Milli İstihbarat Teşkilatı  tarafından çözüme kavuşturulma noktasında büyük çaba sarfedilen terör konusu ve Kürt meselesinde, yine her zaman bu ‘iç menşeili’ yapılar sahne aldılar ve kaosu büyütecek ve nefreti körükleyecek faaliyetlerde bulundular.

Yine çözüm noktasında olumlu gelişmelerin yaşandığı Kıbrıs günlerinde gazeteci ve politikacıları katlederek çözümsüzlüğün derinleşmesi için çaba gösterdiler. Nefret; bu yapıları öylesine kör etmişti ki, bu uğurda kimi zaman da kendi insanlarına kurşun sıkmaktan geri durmadılar.

2023’e, yani yüzüncü yılına hazırlanan büyük Türkiye Cumhuriyetinin yüzleşmesi ve hatta ‘temizlemesi’ gereken en öncelikli konulardan birisi de eski Türkiye’den günümüze kadar uzanan bu derin yapı ve kişilerdir.

Toplum nezdinde elli yıldır kapanamayacak kadar büyük yaralar açmış olan sorunlar incelendiğinde, belki de onlarca kişilik sayıyı geçmeyecek sayıda ki kişilerin elinden çıktıkları görülecektir.

2023 Türkiye’sinin akıl ve teknoloji ile buluşan yeni döneminde, ülkemizde tüm kurumlarıyla birlikte bu tür kişi ve yapılarla yüzleşmeli ve toplum vicdanında hesaplaşabilmelidir. Sonrasında gelişen süreç, her anlamda büyük ve devasa gelişmeleri de beraberinde getirecektir.

 
Toplam blog
: 13
: 214
Kayıt tarihi
: 19.07.16
 
 

Kutlu analiz...  ..