İstila Filmlerinde Final Çıkmazı

Steven Spielberg “Uzaylı canlıların ET gibi dost olduklarını düşünüyorum ama beynimin küçük bir kısmı istila filmi yapmamı söylüyor.” demişti.

Uzaylı sendromu son yüz yıldır var olan bir olgu. ABD’de binlerce kişi uykularında uzaylılarca kaçırıldıklarına inanıyorlar. UFO tabir edilen araçların fotoğraf ve videoları var. Bunlar üzerinde yapılan araştırmalarda % 95’inin sahte olduğu ancak % 5’ine ise bilimin bir cevap veremediği saptanmıştır.

Teknoloji olarak insanlıktan üstün olan uzaylı varlıkların bir gün Dünya’yı ele geçirmesi ihtimaline bazı insanlar inanmaktadır. Böyle bir inanışa sinema dünyasının kayıtsız kalması düşünülemez.

İlk olarak uzaylı istilası bir radyo şakası olarak yapılmış ve halkta paniğe yol açmıştı. Çeşitli zamanlarda uzaylı istila filmleri yapıldı. Son dönemlerde ise üç tane ciddi istila filmi gösterildi. Bu filmleri yönetenlerin en büyük sıkıntıları ise maalesef final sahneleriydi.

Uzaylı istila filmlerinin başlangıçları aynıdır. Önce Dünya üzerinde garip olaylar olur. Garip olaylar başka yerlerde de görülür. Saldırı için hazırlıklarını bitiren uzaylılar atağa geçer.

Tüm Dünya dehşet içindedir. Yeni düşmanlarını tanımadıkları için çaresiz kalmışlardır.

Roland Emmerich’in Kurtuluş Günü adlı istila filmi büyük bütçeli ve tanıtımı iyiydi. Sinemaya gidenler Amerikan milliyetçiliği buldular karşılarında. Roland Emmerich filminde ABD başkanını en büyük savaşçı asker yapmıştı. Uzaylıları ancak merkezi gemilerini yok edip koruma kalkanlarını devre dışı bırakarak yenmişlerdi. Roland Emmerich bu çizgisini sonraki filmlerinde de sürdürmüş hep felaket ve savaş filmleri çevirmiştir. Amerikan milliyetçiliğini ön planda tutmuştur.

Diğer iddialı proje ise başrollerinde Mel Gibson ve Joaguin Phoenix’in oynadığı Night Shyamalan’ın yönettiği İşaretler filmi ise istila filmini ön cepheden değil arka plandan almış bir yandan istila bir yandan insanın kendi iç sorunların irdelemiştir. Kahramanlar uzaylı yaratıklarla temasa ancak sonlarda girmiştir. İzleyiciye korku veren unsurları da filminde bol bol kullanmıştır. Fakat filmin finalinde uzaylı yaratıkların bünyelerine zarar veren su sayesinde yenildikleri ise zayıf tarafıdır. Çünkü teknoloji olarak insanoğlundan ileri medeniyette olan uzaylı yaratıkların suya karşı bir çözümleri mutlaka olmalıdır.

Nihayet bu zor konuya sinemanın dahi çocuğu olan Steven Spielberg el atmıştır. Büyük bütçeli ve Tom Cruise, Tim Robbins, Dakota Fanning gibi önemli oyuncularla Dünyalar Savaşı filmini çevirmiştir. Steven Spielberg filmindeki kahramanını tıpkı İşaretler filmindeki gibi savaşın ortasında değil arka planında göstermiştir. Yine kahraman bir yandan uzaylılarla bir yandan iç sorunlarıyla uğraşmaktadır. Filmin finalinde uzaylı kan emici yaratıkların yenilmesini ise mikrobik canlılara bağlamıştır. Oysa insanın bir malı alırken bile en azından son kullanma tarihi, kalorisi gibi özelliklerine bakarken uzaylı yaratıkların o kadar gelişmiş teknolojileri varken incelememe yapmaması gariptir.

Uzaylı istilası filmi heyecanlandırıcı projelerdir. Öykü çok güzel başlar. İnsanlar hayata her zaman olduğu gibi monoton şekilde devam ederken garip olaylar başlar. Bu garip olaylar Dünya üzerinde görülmeye başlar. Aniden çok ileri medeniyet sahibi yaratıklar saldırır. Kısa sürede karşılarında bulunan her şeyi yok ederler.

Fakat sorun bu kadar ileri medeniyetin nasıl yenileceğidir? Filmlerin giriş ve gelişme bölümleri sürükleyici olmalarına rağmen vasat final sahneleri yüzünden insanlar koltuklarından buruk kalkmaktadır.