- Kategori
- Gündelik Yaşam
İstinye
Yeter ki, senin ağzının tadı olsun!
Bu kent bizim için bulunmaz nimet. İyi ki bu şehirde yaşama şansına sahibim ve bu güzellikleri fark edecek durumdayım.
Eğer bu kadar hoyrat bir toplum olmasak herhalde dünyada yeri doldurulamaz İstanbul başka türlü anlaşılacak. O kadar birbirinden bağımsız yerleri var ki bu şehrin, hangisi kendisi anlamak güç.
Halden hale giren bir tiyatrocu gibi rolleri bitmeyen bir oyuncuya benziyor. Başrol, figuran, ışıkcı, montajcı, kostümcü ne ararsan. Garip, anlamak güç hangi kişilikte diye.
Belki şuan boğazın en güzel yerlerinden birinde oturuyor ve çayımı içiyorum. Bazıları benim gördüğümü başkaları da görsün ister, bazıları da kıskanılasıya anlatırlar.
Meditasyon yapmak bilmeyenler için oldukça zor bir pozisyondur. Bir türlü düşüncelerini düzene koyamaz, düşünce yığınları üzerine gelir. Eğer meditasyon yapamıyorsan gel otur ne demek istediğimi anlarsın.
Bir balıkçı teknesi geçiyor ve midye dolu. İçinde üç kişi var, dikkatimi çekense bu muhteşem boğazda ağzında sigara olan balıkçı!
Oturdum kendime en güzel yeri bakıyorum. Acaba hangi noktadan yer beğensem diye...