Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Carolina Isolabella Özgün

http://blog.milliyet.com.tr/carolinaozgun

03 Ocak '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İstiyorum istemiyorum

İstiyorum istemiyorum
 

Garip bir ifade, istemek. İnsan neyi niye ister? Neyi deneyimlemek için bir şeyler isteriz?

9 Mayıs 2005 benim hayatımda aslında önemli bir döngü oldu, o gün sabahtan akşama kadar çok enteresan şeyler yaşadım, her anı, her saniyesi yeni bir farkındalık boyutuna geçtim.

Benim çok önem verdiğim ve 1 senedir üstünde çalıştığım kendimce bir sınav verdim. Öyle temiz ve iyi niyetli duygularla hazırlanmıştım ki, fark ettim ki aslında gerçekten bazı şeyleri öze indirmişim.

Türlü deneyimlerden sonra bir aşama yaptım ve çok değer verdiğim, saygı duyduğum ve sevgisini iliklerime kadar hissettiğim büyüğüm ve hatta bana babaannem gibiymiş gibi hissettiren, örnek aldığım bir kişi ile bir sohbet yaptım. Uzun bir sohbetten sonra bana o gün beni en çok etkileyen şeyi söyledi: “ Evrensel bilinç kazanmış biri olarak hayatta her ne için İstiyorum kelimesini kullanırsan üstüne 2 kere kilit vurmuş olursun, düşünce üretme, düşüncelerini boşluğa sal, sadece yaşa, İsteme hisset, en kötü ne olabilir ki”. Aslında bunu defalarca duymuştum ama o gün işittim. Zaten ara ara yaptığımız 8 sene içersindeki sohbetlerde öyle şeyler işittim ki daha hâla üstünde düşünürüm ve çözmeye çalışırım, bilirim ki zamanı gelmeden öze indiremem.

Nihayet geçen cumartesi çok, çok sevdiğim ve beynine, mantığına hayranlık duyduğum ve çok değer verdiğim bir dostumla bu konuyu konuştuk. Birbirimizde öyle güzel kilitler açtık ki anlatamam. Zaten onla ne zaman beraber olsam mutlaka yeni bir bakış açısı edinirim (canım karon’lu boyutdaşım), her neyse istemenin aslında hayatımızda o istediğimiz şeye yer açıp açmadığımızla orantılı olduğunu söyledi. Bazen bir sürü şey istediğimizi fakat içimizde bir yerde bunu tıkadığımızı ve bunun farkında olmadığımızı, istemenin yeterli olmadığını, istediğimiz şeye teslim olup olmadığımızla alakalı olduğunu, gerçekte zaten kabullensek o isteğimizin gerçekleşeceğini söyledi. Çok enteresan dedim ve hemen ikimizde bunun uygulamasını yaptık.

İstediğimiz şeyleri o anda hayalimizde yarattık ve olayın içine girdik, o anı yaşarken bulunduğumuz mekânı, hislerimizi, korkularımızı, arzularımızı ortaya koyduk ve başka bir pencereden kendimizi seyrettik, görüntümüzü, mimiklerimizi.

Çok ilginçti, bazı yerde kendimi çok mutlu, bazı yerde huzursuz ve korku dolu olduğumu gördüm, o anda anladım ki aslında bazı şeyleri sadece öylesine istiyoruz, içine girince aslında hayatımızda ona gerçekte yer açmadığımızı veya açamadığımızı gördüm.

İstemek bile sorumluluk, getirileri ve götürülerini tartmak,onun bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmek. O anda hissettiğim şey kendime sadece kendime ve özüme teslim olmayı deneyimlemekti, düşünce üretmeden, istemeden, üstüne eğilmeden sadece özümden sevgiyle fışkırmasını bekleyerek hatta beklediğimi bile bilmeden sadece anı ve anı yaşayarak.

İşte o an güneşimin bana söyledikleri aklıma geldi ve işte o an idrak ettim. Bugün içimde hissediyorum gerçi bunu daha konuşuyorsam ve düşünüyorsam bir iki eklenti daha olacaktır ya neyse, yada belki sadece paylaşmak istedim.

Şimdi her gün olduğu gibi yüreğimde, gönlümde bazı şeyleri yaşamış olmanın, arayıp bulmanın, idrak etmenin, sevmenin, irdelemenin verdiği hazla yaşıyorum. Günlerim yoğun, anlarım dolu geçiyor, dünün getirilerini anıma ekliyor, yarını sadece bu ana bırakıyorum. Çünkü bu anı iyi yaşarsam yarın dün olacak, zaman yitecek bende onun dışında zamansızlık farkındalıklarında yaşayacağım. Öyle dolu ki yüreğim, gözlerim, dar kalıbıma sığamıyorum bazen. Biliyorum ki aslında o da benle beraber değişiyor, kaba madde evrimi bu olsa gerek.

Şimdilik sevgi ile, birleşen bütündedir.

 
Toplam blog
: 144
: 676
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

İstanbul'da yaşayan bir levantenim, yeni özler, sözler, gözler tanımayı, farklı bakış açılarını p..