Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İşyerinde mutsuzluk ve kâbus

İşyerinde mutsuzluk ve kâbus
 

Her sabah işyenize gittiğinizde hiç görmek istemediğiniz insanlarla muhatap olmak zorunda olmanız ne acı vericidir. Hele bu insan sizin amiriniz ise...

İnsan kaynakları alanında faaliyet gösteren Kelly Services tarafından 28 ülkede 70 bin çalışanla yapılan araştırma sonucuna göre, sadece Rusya ve Macaristan’ı geride bırakarak “mutluluk oranı en düşük ülke” sınıfına girmişiz.

Uzun süre aynı işyerinde çalışan ya da sık sık iş değiştiren çalışanlar için üstünüzün çalışma biçimi ve size davranışı sizin kabusunuz ya da mutluluğunuzun kaynağı olabilir. Türk milleti olarak duygusal bir yapıya sahip olmamıza rağmen, çoğu işyerinde uygulanan yönetim şekli “ne diyorsam onu yap” anlayışına sahip. Dost canlısı ve insan odaklı bir yönetim tarzı yerine, analitik ve göreve odaklı bir yönetim tarzı hakim. Yöneticiler kendi insiyatiflerini çalışanlardan yana değil sürekli firmaların çıkarlarına yönelik kullanmakta.

Çalışanlarla ahenkli bir iletişim kuramayan yönetici, çalışanların verimliliğini ve şirkete olan bağlılıklarını giderek azaltır. Çalışanların hislerine uyum sağlayamayan, empati kuramayan yöneticiler, istenilen hedeflere ulaşamayınca moral bozucu konuşma ve mesajlarla işyerinde tatsızlık da yayar.

Bu tür yöneticiler askerlikte yaşadığımız örneklerdeki gibi sahip olduğu rütbeyle altındaki adamı ezmeye çalışır. Onay vermesi gereken işleri onaylamaz. Mesajlarınıza yanıt vermez. “Herşeyi en iyi ben bilirim. Benim dediğim doğrudur” şeklindeki soğuk ve yukarıdan bakan tavrı hemen kendini belli eder. Çalışanların duyguları olduğunu, onlarla iş yapabilmeleri için ilk önce anlaşmak, konuşmak gerektiğini anlamazlar.

Sıkıntılı ortamlarda insanlar verimli olamazlar. Her gün aynı tatsızlığı yaşayan personel moralsiz ve dengesiz davranışlar gösterir. Çalışanlar arasındaki olumsuz duygular zaman zaman öfke, kaygı ve yararsızlık hissi doğurur. Bu tür işyerlerinde, çalışanların yüz ifadelerindeki mutsuzluk hemen belli olur. Böyle ortamlarda dedikodu, yalan, ikiyüzlülük gibi olumsuz davranışlar prim yapar. Kompleksli yönetici, ucuz ayak oyunlarına ve pohpohlanmaya çabuk kanar.

Her yönetici liderlik yapamaz. Ancak kendisini geliştirebilen yönetici önderlik ettiği çalışanların duygularını ve performanslarını olumlu yönde etkileyebilir. Lider, ruh hali ve eylemleri ile pozitif etki yayarak çalışanların hislerine uyum sağlamaya çalışır. Çevresindeki insanlara dikkat ederek, çalışanların zor dönemlerinde bile kendilerini şevkli hissetmelerini sağlar. Çalışanların parlayan gözleri ve güleryüzlü davranışları ile işyerinde ahenkli bir ortam olduğu kendini hemen belli eder.

İşyerinizle ilgili olumlu duygular ne kadar yüksekse, çalışanların işten ayrılma oranı da o kadar düşüktür. Yöneticiler davranışlarıyla personelinin ruh halini doğrudan etkilerler. Lider, çalışanların duygularını çoşku düzeyine çıkarabilirse çalışanların performansları da coşar. Özellikle kriz dönemlerinde bu tür liderlerle çalışmak büyük şanstır.

Herşeyi , karlılık, verimlilik vb gibi rakamlardan ibaret olduğunu sanan yöneticiler işyerlerindeki insan faktörüne de dikkat ederlerse hem 28 ülkenin en mutsuz çalışanları arasından kurtuluruz hem de çalışanların performansları artar.

Kaynak: Yeni Liderler (Daniel Goleman, Richard Boyatzıs, Annie Mckee)

 
Toplam blog
: 52
: 7250
Kayıt tarihi
: 08.11.07
 
 

1971 Fethiye'de doğdum.  2000 yılından beri evliyim. Büyüğü 29, 17 yaşında, diğeri 12 yaşında ü..