Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

İt’e bak, yattığı yere bak…

İt’e bak, yattığı yere bak…
 

“Bir süreliğine yazmama” kararı vermiş ve o günden bu yana da bu kararıma uymuştum. Ancak bunu yazmazsam, ölürüm, çatlarım, patlarım vallaha…

Görüşmedik, görüşmüyoruz, bunu söyleyen şerefsizdir” dedi. Sonra “Biz görüşmüyoruz, devlet görüşüyor” aşamasına geldi konu. Şimdi de “Analar ağlamasın diye herkesle görüşürüm” noktasındayız.

Bu aşamaların hepsinin gizli kapılar ardında yapılmasını istedi. Haber gazete manşetlerine “Görüşme zaptı” olarak düşünce nevri döndü. Gazetecilere, haddini de aşarak gazetecilik dersi vermeye kalkıştı ve hakarete varan bazı sözler söyledi.

Millet olarak olayın hangi boyutta olduğunu ve hangi yöne doğru gittiğini ne yazık ki bilmiyoruz. Sadece “Bana güvenin” diyor, güvenmemizi bekliyor. Bu süreçte de görüşmeler bir şekilde sürüp gidiyor.

Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. Görüşmeler, en azından TBMM çatısı altında şeffaf sürdürülmedikçe, varacağınız her türlü mutabakat, buna bağlı olarak alacağınız her türlü karar milletin nazarında kabul edilemez olacaktır.

Gerek İmralı’da, gerekse İmralı’daki caninin mektup yazarak bir şekilde sürece katılmasını sağlamaya çalıştığı Kandil’deki terörist gurup, kendini “Devlet” yerine koyma eğilimi göstermeye başladı.

Bir fotoğraf yayınlandı basında…

Uzun bir masa etrafında, başta Murat Karayılan denilen terörist başı, onun bir yanında üç BDP milletvekili, diğer yanında bir BDP’li milletvekili daha… Masada iki terörist daha var.

Görüntüye bakar mısınız?

Tabi bu yetmiyor, görüşme sonrasında Karayılan açıklama yapıyor ile “paylaşma gereğini hissettikleri hususlar” bulunduğunu da belirterek şöyle diyor: “Aslında kesin ve net bir karar için sadece BDP’lilerin gidip gelmesi yetmemektedir; doğrudan bir ilişkiye ihtiyaç vardır…"

Hele hele…

Devleti ayağına çağırıyor, “Ben de varım, haberin olsun” demeye getiriyor, “Ben olmadan hiçbir şeye karar veremezsin” diyor…

Hele bak…

İt’e bak, yattığı yere bak…

Terör örgütü böylesine küstahlaşacak, haddini ve boyunu aşacak laflar edecek, bu yönde her türlü propagandayı yapmaktan geri durmayacak, biz gazeteciler olarak “Sürece zarar vermeyelim” diye sessiz kalacağız!...

Affedersiniz beyler…

Ben daha kafayı yemedim…

Bu vatan topraklarını sokakta bulmadım. Türk milleti olarak her karış toprağını kan ile sulayarak elde ettim v etmeye de devam ediyorum. Kimseye yedirmem…

Benimle birlikte, huzur içinde bu topraklar üzerinde yaşama arzusunda olanlar varsa, buyursunlar…

Diğerleri teferruat…

06 MART 2013
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..