Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

İthal doktor'dan sonra ithal avukatımızda oluyor!

İthal doktor'dan sonra ithal avukatımızda oluyor!
 

Rahmetli Turgut Özal iktidarının ilk dönemini tamamlayıp, ikinci dönemine geçerken, düşen oy oranına rağmen halka gaz vermek için “Çağ Atladık” diyerek, nasıl çağ atladığımızı, ekonomik olarak nasıl kalkındığımızı, onca banker skandalına rağmen, gururla anlatırdı.

O dönemde ‘çağ atlayıp’ atlamadığımızı bilemem amma,  ‘serbest piyasa’ ekonomisine geçiliyor diyerek, öncelikle KDV halka yutturuldu. Sonra vahşi kapitalizmin tüm detayları, ülke insanı ve ekonomisi üzerinde uygulanmaya başlandı.

Birden bire çağ atlamaya pek alışık olmayan halkımız, 1989 yerel seçimlerinde, Turgut Özal başkanlığındaki ANAP iktidarına çok güzel bir ders vererek, yüzde 21.75 lik oy oranı ile üçüncü parti konumuna getirdi.

Rahmetli Turgut Özal’ın aldığı bu oy, Süleyman Demirel’in eline büyük bir koz verdi. İktidardan yavaş yavaş düşmeye başladığını gören Rahmetli Özal, meclisteki çoğunluğu sayesinde, Kenan Evren’in yerine Cumhurbaşkanı olup, Başbakanlık Koltuğunu, güvendiği, sözünden çıkmayacağına inandığı Yıldırım Akbulut’a teslim etti.

ANAP iki dönem sürdürdüğü tek başına iktidarını, bir daha yakalayamadı. Çeşitli kereler koalisyonlarda görev alsalar da, zamanla tarihten silindiler ve son olarak bu günün Demokrat Partisi ile birleştiler. Birleşik güç Demokrat Parti, son seçimlerde binde bir bile oy alamadı.

Amacım ANAP iktidarının tarihsel gelişimini anlatmak değil. O zaman ‘çağ atlamıştık’ bu gün ise ‘İleri demokrasi’ ile yönetiliyoruz.

Bu ‘ileri demokrasi denilen illet, halkın yakasına bir yapıştı, bir daha bırakmıyor. Bir taraftan ucu açık davalar devam ederken, öbür yandan muhalefete ait belediyelere kan kusturuluyor. İktidara ait belediyelere kimse karışmazken, iktidara muhalif herkes bir bir sorgudan geçiriliyor.

İşte Emin Çölaşan! Fetullah Gülen’in kendisine gönderdiği Bayram Tebrikini sayfasında yayınladı diye savcılar tarafından sorgulanıyor. Gerekçe, “Haberleşmenin Gizliliğini İhlal” oysa bu ülkede yaşayanların yüzde 25’inin telefonları dinlenip, bilgisayar yazışmaları denetleniyor.

Bir adım daha ilerisini söyleyecek olursak, taslak halindeki kitap yüzünden insanlar aylardan beri cezaevinde yatıyor. Yani yayınlanmamış bir kitap taslağı suç oluşturuyor. Tabi sınırda kurulan ‘çadır mahkemeleri’ni söylemeye gerek yok! Terör örgütü üyelerinin 7 dakikalık yargılama ile nasıl aklandıklarını bilmeyen var mı?

Son yıllarda somut delil yerine, soyut delillerle insanlar suçlanıp tutuklanıyor. Örneğin telefon konuşmaları! Konuşmanın içeriğinin pek önemi yok! Nasıl olsa onca söz arasından suç unsuru oluşturacak bir sözcük bulunur!

Tabi birde yandaş kurumlar var. Örneğin Deniz Feneri gibi… Fener nedense, gelip geçen gemilerden ziyade, kendi dibine ışık veriyor(!)

Uygulanan ‘ileri demokrasi’den nerelere geldik. Amacımız ‘ileri demokrasi’nin nimetlerinden söz etmekti. Öncelikle ‘ileri demokrasi’ye geçince, yönetim olarak meclisi devre dışı bırakıp, Kanun Kuvvetinde Kararname ile ülkeyi yönetmeye başladık. Öyle ya; meclisten bu yasaları geçirmek bir sürü uğraş gerektiriyor. Hele yok mu ya o muhalefet! Kürsüye çıkıp, iktidarın aleyhine sözler söyleyince iktidar partisi milletvekillerinin ve yöneticilerin tüylerini diken diken ediyorlar. Bu yüzden meclisi yöneten başkanvekilleri her an tetikte duruyorlar. Mikrofonu kapatmalarına rağmen, muhalefet parti mensupları konuşmaya devam edince Meclis İdare Amirleri devreye girip, “tekme tokat” vekilleri kürsüden indiriyor. Bu yetmedi mi? O zaman Meclis Başkanlık kürsüsünden, Meclis Başkan Vekili basıyor “küfrü!”

Neyse… Biz ‘ileri demokrasi’nin uygulamalarından biri olan Kanun Kuvvetinde Kararnamelerden söz edelim. İktidar partisinin oyları ile hükümete verilen Kanun Kuvvetinde Kararname Çıkartma Yetkisi kapsamında, önce “İthal Doktor”umuz oldu, şimdi sıra geldi “İthal Avukat”a

Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanarak tartışmaya açılan, 'yabancı avukatlık', 'kıdemli avukatlık' ve 'uzun staj süreci' gibi konularda düzenlemeler içeren 'Avukatlık Yasa Taslağı'na göre, yabancı avukatlık büroları Türkiye’de büro açabileceklermiş…

Ne diyelim? Hayırlısı neyse o olsun…

Şimdi sıra geldi, yabancı memur alımına!.. Türkiye’de Doktor, Avukat yetişmediğine göre, hâkim ve savcıların yerine de yabancı hâkim ve savcılar atanabilmeli değil mi? Örneğin UEFA’nın Türkiye’ye gönderdiği müfettiş Cornu gibi hâkim ve savcılara ihtiyacımız yok mu?(!) Adam koskoca Türkiye Futbol Federasyonu’nun çözemediği olayı, 1.5 saat gibi bir zamanda çözüp, tüm suçu Fenerbahçe’nin üzerine yüklemedi mi?

Ya Maliye çalışanları? Onlar yıllardan beri doğru düzgün vergi toplayamayıp, sadece muhalif işadamlarının üzerlerine gitmiyorlar mı? O halde tarafsız olacaklarına inanan vergi uzmanlarının gelmesinde ne sakınca var?

İşte ‘ileri demokrasi’ bu!

Her alanda en iyilerin ithal edilerek, yerlileri disgaliyfe etmek lazım! Yandaş iş adamlarının dışında kalanları da ülkeden sürgün etmek en hayırlısı!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..