Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

İthal et çözüm değil

İthal et çözüm değil
 

Gümüştuğ Vadisi


Son günlerde sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Sağlıklı beslenmede kırmızı et yok denecek kadar az. Daha çok beyaz et ve balık yenmesi tavsiye ediliyor. İyi ki ediliyor yoksa et yiyecek halimiz yok. Akçaabat köftesi meşhurdur arada sırada insanın canı yemek istiyor. Geçenlerde 800 gr yemeye kalktık 4 kişi bir daha o lokantaya uğramadım. Geçenlerde kızım şöyle bir mangalda köfte ve sucuk istedi. Balıkla geçiştirdik. ‘<ı>bak kızım balık çok sağlıklı kırmızı eti yemesende olur ‘dedik. Et çok pahalı alamayız demek istemedik.

Yıllar önce Avusturalya’ya gitmiştim iş için. Melbourne'de kendi mutfağı olan güzel bir apart otelde kaldık. Mutfakta yemek yapacağımız her türlü ocak ve kap kaçak vardı. Arada dışarıda yesekte, kendi yemeğimizi yapmak için marketlerin yolunu tuttuk. Marketlerde gördüğüm peynir ve et fiyatlarına gözlerim inanamadı. Bir kalıp peynir 2, 5-3 lira falandı. Bir kilo et en fazla 7-8 liraydı. Bir de kişi başına düşen geliri düşünecek olursak bizden en az 5 kat daha ucuza et ve peynir yiyorlar. Avusturalya’ya giderken yanınızda hiçbir yiyecek ve bitki götüremiyorsunuz. Hava alanlarında hemen alıyorlar bir de sizi uğraştırıyorlar neden getirdiniz , niçin getirdiniz gibi sorularla epey bekliyorsunuz. Tarım ve hayvancılık çok gelişmiş. Onun için dışarıdan gelecek her türlü çiçek, böceği engelliyorlar. Tarıma ve hayvancılığa zarar vermesin diye.

Biz ilk okuldayken bize tarım ve hayvancılık ülkesi olduğumuz öğretildi. Şimdi bakıyorumda her şeyi ithal eder hale geldik. Elma cenneti bir ülkede elma bile ithal ediyoruz. Ama hiç et ithal edeceğimiz aklıma gelmezdi. Bu gün 27 Nisan sabahı internette Milliyet haberi aynen şöyleydi<ı>. Balık Kurumu’na yetki verilmesinin ardından ithal etin adresi de tartışılmaya başlandı. Şimdilik büyükbaşta Brezilya ve Arjantin, küçükbaşta da Avustralya ön plana çıktı. Ayrıca bugüne kadar AB’den ithal edilmeyen 19 bin ton et de gündeme gelebilir.

Brezilya, Arjantin, ve Avusturalya bize çok uzak ülkeler. Bu etler donmuş olarak mı gelecek? Donan etler nasıl muhafaza edilecek? Donan etlerin çözülüp dondurulması daha tehlikeli.

Bu gelen etlerin denetimini kim yapacak? Ucuz et yiyeceğiz diye başka hastalıklara yakalanmayalım. Yediğimiz tüm yiyeceklerde zaten ne olduğu belli değil. Bir de etten korkmayalım.

Bu ülkede bir Köy Ensitüleri vardı. Köy Ensütileri tarım ve hayvancılık konusunda köylü ile birlikte bilimsel anlamda çalışmalar yapıyorlardı. Köy Ensütilerini kapatanlar bu gün bizi tarımda ve hayvancılkta dışa bağımlı hale getirdiler. 3-5 kişi istiyor diye siyasi olarak kapatıldılar.

Nasıl bir tarım ve hayvancılık politikası izliyoruz ki bu noktalara geldik. İstanbul metropol köyler oldu. Şimdi insanlar teşvik edilse iyi bir politika ile insanlar köylerine dönse, hayvancılık yaptırılsa hem köyden şehre göç önlenir, hem köylünün karnı doyar hem de işsiz sayısı azalır. Niçin bizim bir tarım ve hayvancılık polikamız yok? Niçin her şeyde dışa bağımlı hale getiriliyoruz. Bizim uçsuz bucaksız ovalarımız var. Çalışkan halkımız var.

Çözüm et ithal etmek değil acilen et üretimi için alt yapıyı hazırlamak. Bence Cumhuriyet dönemi yapılan hamlelerden daha güçlü hamlelere ihtiyacımız var. Acilen durum değerlendirmesi yapmalı, gerekli çalışmalar başlanmalı tarım ve havyacılık alanında yeni reformlar yapılmalı. Dışa bağımlı halden kurtulmalıyız. Biz tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ülkelerden biriydik. Hala şansımız var. Yerli malı yurdun malı onu herkes kullanmalı.

 
Toplam blog
: 16
: 888
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

43 yaşında evli 2 çocuk annesi Elektronik mühendisiyim. Fotoğraf çekmeyi ve örgü örmeyi çocukları..