Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

İthal seçmen

İthal seçmen
 

Seçim günü iyice yaklaştı. Her dönem olduğu gibi, yine adaylar tartışıldı bir süre, listelerdeki isimlerin bazıları beğenilmedi. Adayların geçmişi irdelendi, parti daha solda politika izlemeli, sağa mı kayıyor denildi. Bazı partilerin baraj sorunu olduğu belleklere kazılmaya çalışıldı. Aday olmayanlar, adaylığı engellenenler, neden bu halde olduğumuzu sorgulamak, neden gerekenin yapılmadığını irdelemek ve partisi için çalışmaya devam etmek yerine kaçak güreşerek ben de başka türlü nasiplenebilir miyim pozisyonu aldılar çoğunlukla. 

Oysa sistemin oturmadığı diğer ülkelerde de olduğu gibi, siyasi partiler ve seçim kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılmadıkça, baraj düşürülmedikçe sorun asla çözülemeyecek. Çünkü bu günkü durum seçme hakkına sahip olan ve seçmen diye nitelendirdiğimiz kişilerin yapısını sonuçlara çok daha acımasızca yansıtıyor. 

Bu koşullar veri iken, bir sorun varsa eğer, bence sorun seçmen.. Hani o mikrofonu uzattığınızda mecliste 150- 300 milletvekili olduğunu söyleyen, oy kullandığını belirttiği iki yıl önceki seçimin genel seçim olduğunu savlayan seçmen. Kuşa mı basacaktık, kurda mı basacaktık diye soran seçmen. Diğer yandan bu kazanırsa bana ne verir, öbürü kazanırsa ne kopartırım hesabı yapan seçmen. Ülkenin, kendi çocuklarının geleceği yerine, her şeyi kısa vadeli çıkarlarına feda eden seçmen. İster hoşunuza gitsin, ister gitmesin çoğunlukla halk iradesi denilen budur. 

Gençliğimizde iddia ederlerdi bazı arkadaşlarımız. Halk dibe vurunca bilinçlenerek öyle bir şahlanacaktı ki anlı şanlı yönetimler çıkaracaktı, yönetimlere ortak olacaktı. Demokrasi destanı yazacaktı. Ezilmek iyiydi bir anlamda, yükselmeyi başlatacaktı. Ne acıdır ki dibe vuran daha azla yetinir oldu, kendini kurtarmak adına uzatılan her ipe tutunur oldu. Çok büyük bir bölümü ortalama gelirin altında gelir sahibi, yoksulluk ve açlık sınırları diye tanımlanan miktarlarda geliri elde eden insanlar bulabildikleriyle yetiniyorlar. Orta ve uzun vadeli planlar, idealler, ülkenin geleceği yok bu yaşamlarda. Yalnızca bugün ve çok yakın gelecek var. Son otuz yıldır gördüğümüz bu. 

Bunun yanı sıra 1980’lerde başlatılan depolitizasyon da meyvelerini son sekiz- on yıldır vermeye başladı. Artık gençlerin büyük bir bölümü popüler kültürün tutsağı, sağda olsun solda olsun. Hal böyle olunca, kimse ülkedeki gerçek tabloyla ilgilenmiyor. İlgilenmeye niyeti olanları da sağ olsunlar basının bir bölümü ve televizyon kanalları rahat bırakmıyorlar. Bilmemiz, almamız gerekenleri draje halinde sunuyorlar, afyonluyorlar. Zaten yeterince kırmızı et tüketmiyoruz, bu bombardımanlara beyin mi dayanır! 

Kimse boş yere kendini sıkmasın, üzmesin. Başka ülkelerden seçmen ithal etmedikçe, sonuç aşağı yukarı bellidir. Umudu yitirmeyelim ama, pek umudum da yok! 

 
Toplam blog
: 56
: 651
Kayıt tarihi
: 06.12.10
 
 

Bornova Anadolu Lisesi ve Sbf mezunuyum. Üniversite yıllarımda başlayan çalışma yaşamım kısa bir sür..