Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '19

 
Kategori
Güncel
 

İtibar

Kelime anlamı en yalın haliyle, saygınlık demek...

Ama bunu zorla kazanamazsınız.
Yaptıklarınızla kendiliğinden gelir.
Yaptıklarınızla kendiliğinden gider.
Ne sipariş ile sağlayabilirsiniz itibarı, ne parayla.

Bazen yapmadıklarınız itibarınızı artırır.
Aynı şekilde yapmanız gerekeni yapmadığınız zamansa kazandığınız itibar bir bakmışsınız uçmuş gitmiş.

İtibar bazen her daim sürer. Ki o gerçek olandır. Görevde olsanız da, emekliye ayrılsanız da, görevi bıraksanız da kişiliğiniz ile kazandığınız o itibar, yaşadığınız sürece sizinle özdeşleşmiştir bir kere.

Güven verir.
Rotanın değişmeyeceğini bilirsiniz.
Eğilip bükülmez, rüzgârla savrulmaz.

Bazen ise itibar…
Öylesinedir.

Geçicidir.
Makama bağlıdır ve o yüzden gerçek değildir.
Size itibar gösteriliyor sanırsınız ama itibar o makamda oturduğunuz için makamınıza kerhen verilen itibardır.
İtibarın bu hali, makbul değildir.

İtibar önemlidir.
Örneğin bir ülkede özellikle yargının ve yargı mensuplarının itibar görmesi, verdikleri kararlarla yükselir, yücelir veya alçalır.

Hukukun evrensel ilkeleri vardır.
Anayasalar vardır, mevzuattaki diğer hükümler vardır ve bir de yargı uygulamasında çok önemli yer tutan içtihatlar vardır.

İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararının ardından tüm hukuk çevrelerinden yoğun eleştiriler geldi YSK’ya.

Ama YSK, özellikle hukuk dünyasından gelen eleştirilere sessiz kalırken, bazı siyasilerin belki de biraz da ileriye gidip amacını aşan eleştirilerine karşı sessizliğini bozdu ve dedi ki:
“Hâkimlerin verdikleri kararları nedeniyle itibarsızlaştırılması kabul edilemez.”

Oysa…
Ne dedik yukarıda?..
Hakimler, verdikleri kararlar nedeniyle evet itibarsızlaştırılamaz ancak eleştirilebilir; ki itibar da buna göre gelir ya da yitirilir.

Hakim hukuka, hakkaniyete, içtihatlara, evrensel kurallara ve adalete uygun davranırsa zaten itibarı kendiliğinden gelir.
Ama kendiyle çelişirse, akılla izah edilemeyecek boyuta gelirse, dün beyaz dediğine bugün siyah derse, mantık sınırlarını çatlatırsa, önüne gelen olay hakkında karar verirken “şekli hukuka” sığınıp resmin bütününü görmezse itibar sağlaması zaten mümkün değildir.

İtibar siparişle gelmediği gibi gitmez de…
Herkes kendi itibarını kendi yaratır.

Sandık kurullarına itiraz süresi geçmişken, sandık kurulları bugüne kadar hep aynı şekilde oluşturulmuşken, bugüne kadar sayısız aynı yönde karar verilmişken, seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmaları söz konusu ise bu durum ilgililerin cezalandırılmasını gerektirir ve seçim iptaline sebep olmazken, sandık kurullarında zaten siyasi partilerin temsilcileri bulunmaktayken…

Ve zurnanın zırt dediği yer…
Aynı zarfa dört pusula koyup içinden birini iptal etmek hukukun hiçbir harfiyle açıklanması mümkün olmayan bir akıl tutulması iken…

“Sadece büyükşehir için itiraz var, ben itiraz olan noktaya bakarım” demek, aynı zarftaki diğer üçe bakmamak, “herkesi kör alemi sersem” sanmaktır ve hukuka da, hakka da, hakkaniyete de, akla da, mantığa da aykırıdır.

İtibar için birşey yapmaya gerek yoktur.
İtibar, görevini layığıyla yapanlar için zaten kendiliğinden gelen bir hediyedir.
Bazılarımız itibarı ile yaşar, bazılarımız silinir gider.
Tarih, hepsini “iyi ya da kötü” bir şekilde yazar.

YSK’nın “bizi itibarsızlaştırmayın” demesi komik ve gereksizdir.
Hakimler, kararlarıyla konuşur.
Kararları ne diyorsa itibar da ya yaşar, ya ölür.

Olan ise kurumlara, güvene, demokrasiye ve asıl Türkiye’nin itibarına olur.

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..