Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

İtikadı bozulan adam

İtikadı bozulan adam
 

Kel alâkadır. Sırf (rating) alsın diye konulmuştur.


“Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,
Gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı
Gözlerim ebna-yi ademden ol rütbe yıldı kim,
İstemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı!”
Şair Eşref

Yukarıdaki dörtlük, insana güvensizliğin en somut örneği olmayabilir. Ama kesinlikle onlardan biridir. Ben de bazan Şair Eşref gibi düşünüyor ve zaman zaman insanlara olan inancımı kaybediyorum.

Mesela:

"Ak Parti'yi ve Fethullah Güleni Bitirme plânı diye bir şey yok!" diyenlere inanamıyorum. Aksine, böyle bir belgenin (sahte veya gerçek) varlığına inanıyorum.

Plânın aslının ortaya çıkmama ihtimali yüksek olduğundan bir kısmımız konuya temkinli yaklaşıyor. Diğer bir kısmımız da zaten, (varsa bile) onun ortaya çıkmasını istemiyor. Sonuncular, Askeri Savcılığın kararına bakarak coşuyorlar ve "bu iş bitti" diyorlar.

Belgede imzası bulunduğu iddia edilen Dursun Çiçek'in, on gün öncesine kadar attığı imzayı terkedip, yenisini kullanıma sokmasına inanamıyorum. Fakat bunun, bir telaş hali olarak yorumlamaya müsait olduğuna inanıyorum.

"Bu belge sahte çıkarsa Ergenekon çöker" diyenlerin, zaten mezkûr davayı ciddiye aldıklarına inanmıyorum. Çünkü cinayetlerin, tehditlerin, adam kaçırmaların, infazların, darbe teşebbüslerinin ve benzeri bir sürü hukuksuzluğun arkasında halâ dincilerin olduğunu düşündüklerine inanıyorum.

Danıştay hakimi Özbilgin'i, Uğur Mumcu'yu, sırtında Allah yazan barmeni, rahip Santoro'yu ve daha bir çok kişiyi islâmcı (şeriatçı) ların öldürdüğüne asla inanmıyorum. Aksine bu cinayetlerin, dindarları köşeye sıkıştırmak için bilinçli eller tarafından kotarıldığına inanıyorum.

Dağları taşları uçaklarla, top ve tüfeklerle dövmenin terörü bitireceğine inanmıyorum. Çünkü teröristin dağ taş değil, insan olduğuna inanıyorum.

Binlerce askerin kol gezdiği yörelerde, aklına esen yere mayın döşeyebilen terör örgütü PKK'nın, bazı gizili ve hain ellerden destek almadan bu işi yapabileceğine inanmıyorum.

Mayına karşı dayanıklı olması gereken zırhlı araçların neden, içindeki askerleri koruyamadığına inanamıyorum. Bu konuda kamuoyunun, ikna edici açıklamalarla bilgilendirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Nice savaşlar kazanmış, akıl almaz başarılara imza atmış bir ordunun, malûm terör örgütünün hakkından gelemediğine inanamıyorum. Neden mi?

Çünkü, zannedilenin aksine PKK, Abdullan Öcalan'ın kendi insiyatifi ile kurduğu kürtçü örgüt değildir. Ülkemizi denetim altında tutmak isteyenlerin arzularını yerine getirmek üzere yapılandırnılmış bir teşkilattır. Görevi, bombalamak, yakıp yıkmak, saldırmak, öldürmek gibi, eskiden gizli servislerin yaptığı pis işleri icra ederek, ülkede huzursuzluk çıkarmaak suretiyle emir aldıklarına destek sağlamaktır.

Özetle o, dış istihbarat örgütleriyle, iç Ergenekon'un taşeronudur. Kendi varlığıyla kaim olduğu külliyen yalandır. Baş olarak bilinen Öcalan da aslında, örgütü kurduranların emir eridir.

Onun için durumu, "TSK, üç beş çapulcuyla başa çıkamıyor" basitliğiyle değerlendirmek yanlıştır. Otuz yıldır süren terör mücadelesinde başarısız oluşumuzun sebebi bu örgütün, çok uluslu bağlantılarıdır.

Rahmetli Ecevit, çıktığı bir tv. kanalında, "bize Amerika'dan, Abdullah Öcalan Kenya'da. Gidip alın diye telefon geldi!" demişti. Öcalan da dönüş için bindirildiği uçakta, görevli tarafından gözlerindeki bağ çözülürken, "verilecek yeni bir göreve hazır olduğu" anlamında bir cümle kurmuştu.

Eskiden eylemci ajanlar iş üstünde yakalandıklarında deşifre oluyorlardı. Bu da ait oldukları ülkenin itibarını zedeliyordu. Şimdikiler yakalansalar da artık hiç önemi yoktur. Çünkü adı üstünde, zaten hepsi teröristtir! Görüldüğü üzere, hinliğin ve şeytaniliğin haddi hududu bulunmamaktadır.

Eğer yukarıdakiler ve özellikle son iki paragraf, bir çok yetkili gibi sizin için de bir şey ifade etmediyse, bu yazdıklarımı yok sayınız ve aşağı kısma geçiniz.

Yakın zaman önce emekli ve rütbeli iki asker çıkarıldıkları tv. kanalında bazı şeyler anlatmışlardı. Birisi, "biz, arasıra erlere PKK kıyafeti giydirip, şehrin üzerine roket mermisi attırırdık, " diğeri de, "biz, zaman zaman memurlar kendine gelsin diye, lojmanların yakınında ses bombası patlattırırdık" demişti de, "siz bu kanunsuzluğu ve ahlaksızlığı nasıl yaparsınız!" diyen bir yetkili çıkmamıştı.

Ama "Kenan Evren'in yargılanmasını isteyen eski savcı Sacit Kayasu'ya, Büyükanıt'ı iddianamesine alan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'ya, "siz de kim oluyorsunuz?" diyen çıkmıştı. İkisinin de HSYK tarafından avukatlık dahil bütün hakları ellerinden alınmıştı.

Bu da mı dikkatinizi çekmedi? O zaman size iyi uykular.

Regaip kandilinizi kutluyor esenlikler diliyorum.

Resim: www.canay.com/.../

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..