Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '18

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

İtiraf ediyorum.

Teknoloji ışık hızıyla ilerliyor. Hatta öyle ki; takip etmekte zorlanıyoruz. Ama diğer yandan da en son çıkan telefon, tablet hangisiyse koşturap alıyoruz.. Her şeye yetişeyim derken hiç bir şey yaşayamadığımızn farkında mısınız.
Toplum olarak öyle bir haldeyiz ki, ne kimse yaşantısından memnun, ne aşkından, ne evinden ne de çevresinden. 
İtiraf yazıları ...
Bıktıran bir koşuşturma var etrafımızda. Her yer ve herkes koşuşturuyor. Balkonda çocuğunu bekleyen anne koşuşturuyor. Durakta otobüs bekleyen insanlar koşuşturuyor. Tıkanmış trafikte ve maaş kuyruklarında koşuşturuyor. Hiçbir şeyin tadını ağızda bırakmayan bir koşuşturma, uzun, huzurlu, sohbetli yürüyüşler bitti artık. Uzun oturmalar, bitemeyen sohbetler son buldu. Yaşamak için koşuşturmuyoruz, koşuşturmak için yaşıyoruz artık. Kekremsi tatlara alışamadan, peşi sıra ağzımıza tıkılan şerbetli tatlarla haşır neşir olurken buluyoruz kendimizi. Her şeyi tadıyoruz ama hiçbir şeyden zevk almıyoruz. Sadece tadıyoruz. tadıyoruz ve biliyoruz. Ama o bilginin ne işe yaradığını bilmiyoruz. Her şeyden biraz biraz tıkılıyor ağzımıza. Ağzımıza tıkılmasa aklımızda kalacak şeylerin hepsinin tadına bakıyoruz. Bedenimiz doysa gözümüzde açlık bitmiyor. Her şeyin tadını bilip ama tadını çıkaramamak gibi dehşetli bir yalnızlık içinde koşturuyoruz.

Kokuları biliyoruz ama doyasıya içimize çekecek vakit bulamıyoruz. Bilmek yetiyor modern insana. Her şeyi bilmek ama hiçbir şeyi tam olarak yaşayamamak bir yaşam tarzı olup çıkıveriyor artık.

Dokunduğumuz kökünden kopup geliyor elimize. Dokunuşlarımız hoyrat. Sevgiyle dokunmayı unutmuş ellerimiz. Dilimiz hoyrat, tutkuyla konuşmayı unutmuş. Bakışlarımız hoyrat. Aşkla bakmak sadece bir masal kahramanına yakışır hale gelmiş. Yataktayken işimizi, işteyken yatağımızı düşünüyoruz. Sevişirken daha çok kendimizi düşündüğümüz anlar çoğaldı. Kendimizi çok önemsiyoruz. Oysa tıpkı Hume’un söylediği gibi “Hiçbirimizin hayatı okyanusun dibindeki istiridyeden daha değerli olmadı hiçbir zaman”. Kendimizi önemserken hayatı küçümsüyoruz. Hayata karşı samimiyetimiz eksiliyor. Giydiğimiz elbiseye göre samimi olunması gereken işlerde çalışıyoruz. Bizi mutlu olduğumuza inandıran statülerimiz var. “Mutsuzluk denizinde öfori” yaşıyoruz.

 
Toplam blog
: 101
: 3501
Kayıt tarihi
: 17.11.13
 
 

Ucunu göremediğim kadar  Özgürlük, Aldırmadan hiç birşeye,  bütün kuralları kırıyorum Ne olursa o..