Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İtirafımdır...

İtirafımdır...
 

Kaynak:İnternet


Hiç bilemezsin, şiirlerim bilir ama sen bilemezsin gidişinin ardındaki hezimetimi; aşkına düştüm düşeli gündüzüm gecemdin, gidişin sonrası her nefesimde ciğerlerimde izin vardı… Ağlamamak için derin nefes alırken, hıçkırıklar arasında boğulurken…

Geçecek, elbet geçecek diyerek kendimi avuturken…

Başımı dikleştirdiğimde aldığım derin nefeste, kıskançlık krizlerimde ve dahi birlikte dinlediğimiz her türküde…

Kokun hiç böyle özlenmemişti, tahmin ederim, hiçbir kadınca…

Hiçbir kadın da kapıyı göstermemişti sana, muhtemelen, deli aşıkken…

Öyle çok acı çektim, öyle çok dualarımda seni geri çağırdım ki, mumlar bilir, şiirlerim bilir, sen bilemezsin!

Kıskaçlar kıstırmışlardı, ben bana ait değildim, bu ne demektir bilir misin?

Zar zor uyunan gecenin sabahına gözünü açar açmaz aklına düşmesidir umarsızca, gün içinde binlerce kez git-gellerdir, umut ve umutsuzluk öyle bir raksetmektedir ki, hızına yetişemez sanırsın bir insan, akşamın ruhu başka, gecenin ki farklıdır; akşam bir beklentidir, gece bir feragat, gözyaşların yorulmuştur, yüreğin iki büklüm, bir taraf umudu kandırmak ister, diğer taraf gerçeğin ayırtında! Yalvarırsın Allah’a “Yardım et lütfen, uyuyayım ve uyandığımda artık onu hatırlamamayım! Sersem gibisindir artık, sen anlayamazsın!

Bir tarafın hep kandırır seni, hep sen gibi hissediyor sandırır, bir bahane bulur hep, aramak isteyip de arayamadığına dair…

Bir tarafın bilir, aramak isteyen adam ne yapar eder arar, dayanamaz ama yürek, bu gerçeği bir göz kırpmalık zaman diliminde aklından kovar!

İtiraf ediyorum, hiçbir adam belki de bu kadar arzulanmamıştır!

Bütün eksiler bir kenara alınır, geride kalanlar yalnızca güzel anılar; o anılar ki en çok direnme sebebi, en çok ağlama, en çok iç geçirme nedenidir! Laf aramızda umudu yeşil tutan da tam da o anlardır zati!

Ara ara çıkarlar eksiler ortalara, öyle çok ağlarız, öyle çok kendimize acırız ki, bedenimiz mi acır da bize, ne yapar eder bir yeşil ışık yanıp söner içimizde, yeşilin yanan tarafıdır dikkatimizi çeken, diğer tarafını bir el hareketiyle kovalarız, gider!

Siz tersini yaparsınız muhtemelen!...

Parmaklarımı telefonun tuşlarından uzak tutmak ne zordu, ah bir bilsen, çok da becerebildiğimi söyleyemem!

……

İki yıl sürdü tahminen, sen bilmezsin, şiirlerimin tarihlerine bakmak lazım, zaman mevhumunu ben çoktan kaybettim!

Hani o unutulmaz gelen tanışma, evlilik, ayrılık tarihleri, itirafımdır, unutuluyor an gelip, bir kenara ayrılan eksiler vardı ya, hah işte, onlar saklanamıyor bir saatten sonra, iyileştikçe yürek yavaş yavaş kendilerini gösteriyorlar, o saatten sonra, biliyor musun, ne ağlatıyorlar ne de kıskaçlarıyla kavrıyorlar; şekerim çırılçıplak kaldığın andır, pembe bulutlar artık etrafından ayrılmıştır, bilir misin, aşık kadınların armağanıdır esasen o pembe bulutlar, en sakil yanlarınızı dahi şeker pembesine boyar!

Sonrasını daha itiraf edeyim, şekerim, kadınlar sizler tarafından acıtıla, yıpratıla, bilemediği bir şeyi öğrenir: Hiç bilmezsiniz, biz kadınlar kendimizden çok aşık olduğumuz adamları severiz, sayenizde gün gelir kendimizi öncelikle sevmemiz gerektiğini öğreniriz!

Bu sayede tam da ne istediğimizin ayırtına varır, eler, eler, doğruyu buluruz!

Paralel düşünen insanlar ne anlamsız açıklamalarda bulunur, ne de gereksiz yere birbirini kıskanır! Ne özgürlükler kısıtlanır, ne de yersiz tavizlerde bulunulur!

Öyle akıp gider, su gibi…

……

Aldattıkça aldatılacağını düşünenler, eşini küçümseyenler, hak iddia edenler aynı kirli suda yıkanıp dururlar!

……

İtirafımdır: Bulanık suları tanımasaydım, değerini bilemeyecektim usul akan duru ırmakların!...

……

Ne müteşekkirim sana, bilemezsin!...

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..