IV.Kapadokya Şiir Şöleni

“Gidemediğin yer senin değildir.” 

-Sivas valilerinden Halil Rifat Paşa. 

Günümüzün etkin iletişim aracı internetten bilgilendim. Büyük şöleni düzenleyen Ürgüp FM Paslanmaz Ajans A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Paslanmaz ile telefon konuşmamız ve eni konu düşünmem sonrasında ilim Nevşehir’de 16-17-18 Ekim 2009 tarihinde gerçekleşecek olan IV. Kapadokya Şiir Şöleni’ne katılmaya karar verdim. 

İstanbul-Ankara-Nevşehir yolcuğum gece başladı. Çevrem kapkaranlık olduğundan belleğimle başa başa kaldım. Seher vakti tan atışında-her zaman özlemini duyduğum-güneşin ilk ve tatlı ışıkları yüzümü okşarken ayaklarım Nevşehir Otogarı’ndaydı. 

*** 

Safir Otel’e uğradım. Listede adımı buldum. Kaldığım iki gün süresince otel görevlisi Emel olumlu davranış gösterdi. Programa göre, Konyalı Ömer Usta’nın lokantasında öteki gelen şair ve yazarlarla buluştuk. 

Güzel bir organize vardı. Topluca kimi kurumlar ziyaret edildi. Üç gün süresince Valilik, Nevşehir ve Uçhisar Belediye Başkanlıkları Anadolu insanının konuksever yaklaşımı ile ağırladılar. 

Eğitim müfettişi arkadaşım Mustafa Altan ile buluştuk.. Geçmişle ilgili kimi konularda tatlı sohbetimiz oldu. Sait Selvi’yi tanıdım ve ilgisini gördüm. Gülşehir Belediye Başkanı Mustafa Dursun ile söyleştik. 

Ayrıca “Yanık Ahmet” mahlaslı Ahmet Şahinoğlu’nu tanıma şansım oldu! Çevresindeki şairlere Şahinoğlu’nun: “Ta ilkokul yıllarımda, kitaplarda ve dergilerde Muhsin Durucan öğretmenimizin şiirlerini okuma mutluluğunu duydum!” demesi, beni onurlandırdı! Kendisine bir kez daha teşekkür ederim. 

Adını yazdıran şairlerden ne ki çoğu gelmemiş. Kolay değil, sayısı yüze yakın kümeyi ağırlamak! Ayşe Paslanmaz zoru başardı! İlk gece şiir dinletisi ve ardından ödül dağıtım töreni yapıldı. (Ne ki ben her türlü yarışmaların karşısındayım. Bu konu her zaman tartışılır.) Bir başka gerçek; Kuş dili dahil / Hiçbir dil / Türkçem kadar / Güzel değil… Tartışmasız dizelerim, olarak savunurum. 

Kapadokya yöresine geziler düzenlendi. Çavuşin, Göreme ve Uçhisar’daki coğrafyanın şiiri olarak betimlediğim görüntüleri incelendi. Çevrisinde fotoğraflar çektirildi. Kaymaklı ve Derinkuyu’ya gidildi. Yeraltı kenti görüldü. Günler dolu dolu değerlendirildi 

(Mersin’deki müfettişlik yıllarımdan tanıdığım ve Derinkuyu’da noktalanan yaşamöyküsünü duyduğum aydın, sanatçı ve eğitimci Derinkuyulu Mehmet Kabak’ın acısı yüreğime oturdu! Yeri aydınlık olsun. Siyasetin acımasızlığı olarak yorumladım.) 

*** 

IV. Kapadokya Şiir Şöleni'nin ikinci günü Ürgüp’teydik. Kongre Merkezi’nde şiir dinletisi gerçekleştirildi. Arkadaşım Mustafa Altan ile Refik Başaran anıtının önünde görüntü aldık. Orada: “Şen olasın Ürgüp dumanının tütmez…” türküsünün ezgisi beynimizden dilimize döküldü. 

*** 

IV. Kapadokya Şiir Şöleni’ne katılan şairlerden belleğimde kalan adlar, alfabetik olarak şöyle sıralanabilir: Ahmet Selçuk İlkan, Ahmet Canbaba, Abdullah Çağrı Elgün, Abdullah Satoğlu, Ahmet Şahinoğlu, Ahmet Sargın, Ahmet Ünal, Alaeddin İkican, Ali İrşadi, Ayşegül Dinçbaş, Ayşe Paslanmaz, Bolat Ünsal, Cezmi Ersöz, Coşkun Mutlu, Davut Cömert, Duran Tamer, Gülsün Işıldar, Halil Karacan, Halise Tekbaş, Hasan Akar, Hüseyin Zeybek, İbrahim İmer, İbrahim Şaşma, İsa Kayacan, İsmet Bora Binatlı, Kelami Akdemir, M.Demirer Babacanoğlu, Mehmet Nuri Parmaksız, Muhsin Aktaş, Muhsin Durucan, Murat Duman, Münevver Düver, Nihat Malkoç, Nusret Turan, Pakize Altan, Sergül Vural, Süleyman Karacabey, Süreyya Kaya, Şah İsmail Kaya, Şakir Susuz, Şaziye Çelikler, Şener Bulut, Tamilla Aliyeva, Tuncay Yalın, Vahip Aksöz, Yahya Akengin, vd… 

Nevşehir-Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki “IV. Kapadokya Şiir Şöleni” izlencesine Nevşehir ilimizin kimi il müdürleri, idare amirleri, çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, dernek başkanları, yazarlar, şairler, esnaf ve sanatkârlar, iş adamları, eğitim ve öğretim kurumu mensupları, çeşitli üniversite ve okul öğrencileri, öğretmenler, basın mensupları ve çok sayıda vatandaşımızın katılımlarıyla gerçekleşti. Salonda iğne atacak yer kalmadı. 

Nevşehir’imizin güzel yüzü ve sevgi kraliçesi Ayşe Paslanmaz’ın tüm katılımcılarla olumlu iletişim içinde olduğu gözlendi. Paslanmaz, katılanların teşekkür ve alkışını aldı! Görevlilerden Ahmet ve Abdullah konuklarla yeterince ilgilendiler. 

Fuat Bayramoğlu’nun ‘Rübai’si ile ilişkilendirmek gerekirse: 

“Bir şey yapabildinse bu dünyada eğer,  

Bir şey ki hatırlanmaya bir parça değer,  

Bir ses, bir çizgi, bir şiir, bir büyük aşk 

Bunlarmış ölümsüzlüğün esrarı meğer.” 

Ayrılıklar, ikilemsiz her zaman burukluk yaratır. Bu kez de öyle oldu! Vedalaşma sonrasında dilimizde ve beynimizde yer alan tatlı anılara koşut, Ayşe hemşerimin güzel yüzünü, çaba ve çalışmalarını anımsayarak Nevşehir’den ayrıldım. 

Dost ve değerbilir şair Murat Duman’ın aracıyla Kırşehir’e geldim. Yol boyunca ve Kırşehir’de kaldığım sayılı saatlerde tüm anılarım belleğimde şeritlendi! Kırşehir-Ankara-İstanbul yolculuğum, yine güneşin ilk öpücü ışıklarıyla noktalandı. 

* 

Muhsin DURUCAN 

muhsindurucan@hotmail.com