- Kategori
- Edebiyat
İyelik vakti
Kamçılanan isyanım, tanımsız ses yığınları. Sözlenmemiş harfler dilimde. En derinimde yankılanan ilkel sesim. Karanlığa yaktığım çığlık... Mevsimsiz adalarıma demirleyen her gemi figanıma cevap. Oysa cevap değildir aradığım; yüzümü arıyorum çığlık çığlığa; açtığım eşgalde kaybettiğim.
Kendime örtüğüm, yüzüme gurbet. Adalarımda geziyorum, ıssızlığımda. Ağlatmak için ağlayanlar, sevdalamak için sevdalananlar; gerçeklerinin acizliğinden yalanlar kuşananlar. Sinsi gülüşlerinde diş izleri; içimde ölgün bir çocuk bırakanlar. Şiir taklitçisi, küfürbaz dilleri. Kara bir kuşatmadır bunlar; maviliklerime izinsiz girdikleri. Korsan saldırılarda, öpülmemişliğim değil; gülümseyişimdir şehit olan. Fırtınalar diyarıyım; iç sularım çalkantılı. Figanıma demirleyen her geminin palamarını; keserim bu yüzden.
Fi tarihli bir önsözdü sana okuduğum. Dil değmemiş şiirlerimi kaleme sakladım, kendimi şiire. Kalemim fethedilmez kalem;surlarında dalgalanan bayrağım kelimelerim. Ödünç bir kehanettir önsözüme; yitmişliğim. Herşey değişecek birgün. Şimdi bekle; gözümün yırtık bulutlarını dikeceğim önce. Dokunulmamış yapraklarımda yüzüm, sarardıkça güzelleşirim. Ve bir iyelik vaktinde; palamarımı çözüp kıyılarına geleceğim...