Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İyi bir yönetici nasıl olmalı?

İyi bir yönetici nasıl olmalı?
 

Bir işletme sahibi düşünün çalışmayı çok seven, bütün planlarının içerisinden çalışmak geçen…

Firma sahibi, üretim yaptığı firmaya bir üretim sorumluluğunu verecek bir yönetici alır. Yıllar geçmiştir. İşler hiç aksamıyordur. Bir kere bile şikayet almamıştır. Yalnız çok yorgun geçen günlerde dikkatini çeken bir durumla karşılaşır. Odasına her girdiğinde yöneticinin keyifle fincanından çayını yudumladığını ve pencereden manzarayı izlediği görür.

Takip etmeye devam eder ama her defasında yönetici odasındadır ve gayet rahat, dinlenir pozisyonda gün geçirir. Artık sabrı kalmamıştır. İşlerin ve işçilerin başında olmadığını, işleri boşladığını bütün gün sadece oturduğunu düşünür. Yine çok çalıştığı bir gün, aynı manzarayı görünce artık bu duruma dayanamaz. Değil çıkış sebebini söylemeyi, konuşmaya bile gerek duymadan, çalışma düzenini, getirisini, içinden sorduğu tüm soruları sormadan, yıllarca beraber çalıştığı yöneticisi için muhasebeye 'hemen çıkışını verin' der.

Başlanır içten içe söylenmeye 'ben bu adamı tüm gün ofiste otursun diye mi aldım işe, nasıl olur da daha önce fark etmemişim, üstelik de avuçlarıma sığmayacak kadar da para ödüyorum'. Küçük bir ilan versem milyonlarca insan başvurur, içlerinden en iyisiyle boşalan kadroyu hemen doldurabilirim. Şirketin en iyi koltuğunda oturmanın kıymetini bilmedi. Gitsin oturarak çalışabileceği bir iş bulsun. Benim şirketimde oturan elemana para yok.' Homurdanarak işçilerin, işinin başına döndü.

Firma sahibi çok zaman kaybetmedi. Olayın hemen ardından Halkla İlişkilere yöneldi ve yeni yönetici ilanı için bilgi verdi. Daha az maaşa, daha çok! çalışacak tam istediği gibi birini bulacağından emindi. Başvuru yapan tüm adaylarla bizzat ilgilendi. İşte bulmuştu aradığı yöneticiyi.

Gerçi emindir aldığı yöneticiden ama yine de takibe alır. Bakar ilk günden hiç ofiste durmuyor, üretime giriyor numune istiyor, sürekli bir şeyler peşinde, bir koşuşturma halinde. Artık tatmin olmuştur firma sahibi. İstediği yönetici budur, bunları yapandır. Takibi bırakır. İçinden de geçirdikleri yüzünde tatlı,
hınzırca bir gülümsemeye sebep olmuştur. 'daha az maaş veriyorum ama
adam masa başında tüm gün oturup keyif yapmıyor, firmada çalışıyor.
Boşuna onca yıl ödemişim ben o maaşı'.

1 Ay geçmiştir... yönetici eve gidemiyor çalışmaktan. Firma sahibi keyiflidir. Fakat satışlar, ihracat düşer, üretilen ürünler kalır, takipsizlik başlar. Nedenini anlayamamıştır. Suratı asılır. Sebep aramaya başlar. Önceki yöneticin hazırladığı ihracat grafiklerine anlamsızca bakarak yapılan planları görür.

Nasıl olmuştur da bunu o dönemlerde fark etmemiştir. Oysa ki hep oturuyor, manzara izliyordu. Meğer o esnada firma için planlar mı yapıyormuş? Öfkesi bakış açısı, ön yargısı iyi bir yöneticiyi firma dışı etmesine mağlup olmuştu. Bu acı olay iyi bir yönetici olmadığının da fark etmesine sebep olmuştu.

Bunu bir seminerde dinlemiştim. İş yaşamınıza baktığınızda ne görüyorsunuz? Günümüzde ki işletmeler / işletmeciler hangi düşüncede? Yönetici ne düzeyde ve hangi şekilde, ne kadar verimli?

 
Toplam blog
: 9
: 3290
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Pamukkale Üniversitesi işletme mezunuyum. Gözlemlemek, keşfetmek ve bazende yorumlamak için buradayı..