Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '22

 
Kategori
Deneme
 

İyi Hissetmek Üzerine

Ben iki katlı bir evde büyüdüm. Ankara'da.

Üstte dedemler yaşardı, altta bizim ev. Dört kardeşten 3.süyüm.

Bahçemiz meyve ağaçları ile doluydu. Oyun oynayacak alanımız toprak. Bakkal'dan çocukluk edip aşırdığımız çikolata ve sakızların ya da dedemin verdiği gofretlerin tadı, hep orada kaldı.

Ben bilgi çağı çocuğu değilim. Yani teknolojik imkanlarla doğmadım. Bizim doğduğumuz dönemde, sokaklarda jetonlu telefonlar vardı. Televizyon en güçlü kitle iletişim aracıydı. Mektuplarla okul okunuyordu.

Çocukların sokakta oynayabiliyor olması güzelliği sizi sarıyordu.

Korkularımız da vardı elbette. Zor zamanlar geçirdiğimiz çok olmuştur. Ama yaşın verdiği bir şey sanırım, dünyayı kısıtlı gözlerle algılamak, bir rahatlık veriyordu. Çocukluk dediğimiz şey zaten, o zamanlar da az bilmekle güzelleşmiyor muydu?

Ev hala duruyor, ama yakın gelecekte apartman olacak. Ankara'nın kalabalık semtlerinden birisinde. Babannem ve Dedem yok artık, Dükkan da çalışmıyor. Artık Amcalarım kalıyor içinde ve kendi halinde.

Bugün sizlere o evle yazmaya başlamamın sebebi, iyi hissetmek.

Biraz eskiden bahsetmek iyi hissettirdi mi size?

Nereden başladığınızı hatırlamak ya da?

Şimdi ki nesil çok şanslı, daha fazla imkanları var. Ama bahçeli evin doğallığı ile tanışmadı çoğu. Topraktan ev inşa etmek ne demek bilmiyorlar.

Kış mevsiminde özellikle, iyi hissetmekle sorun yaşayanlar vardır aranızda. Buraya kadar okuduysanız, kendinize bir sorun, bir nebze de olsa eskiyi düşlemek ne etki yarattı ruhunuzda?

İyi hissetmek bir seçimdir. Günlük yaşantımızda karşımıza çıkan olumsuzluklara rağmen, düşüncelerimizi kontrol altında tutmayı becerebilmemiz için bize verilmiş bir güçtür, desem çok mu iddialı olurum?

Eksik kaldı diye, bizi hasta eden, sosyal medyadan ve telefondan uzak olduğumuz, anılarda ya da bir kitabın sayfalarında gezindiğimiz, başka hayatları merak etmek yerine, bugün kendiniz için ne yapmalısınız, sorusuna cevap aradığımız, bir film seyrettiğimiz, belki işimizde bir adım attığımız, evet Pazar günleri de çalışanlar var, bir gün geçirdiğimizi düşler miyiz birlikte? Ya da böyle olması için çalışır mıyız?

İyi hissetmek için, herkes aşağı yukarı aynı çözümleri sunar size;

  • Etrafınızdaki uyaranları azaltın,

  • Zamanı yönetmeyi öğrenin,

  • Planlı yaşayın.

  • Hayır demeyi öğrenin.

  • Size neyin iyi geldiğini bilin ya da kendinizin farkında olun,

  • Bir hobi edinin. Hobi lüks değildir, keyif aldığınız her aktivite bir hobiye dönüşebilir.

  • Ve tabi ki hissettiğiniz duygunun farkında olun.

Bu maddelere daha ekleme istersek yapabiliriz. Ama bir ön hatırlatma olsun. Unutmayın ki, çözülemeyen, yeterli gelmeyen, iyi hissetme imkanı sunmayan durum, ruh hali, olaylar da olabilir.

Onlarla karşılaştı iseniz, destek almaktan çekinmeyin. Bir psikolog, psikiyatr ile görüşmek ya da insana gerçekten değer verdiğine inandığınız, hayatınızın tıkanmasına sebep olduğunu düşündüğünüz problemleri çözebilecek rehberliği almak için bir koç ile tanışabilirsiniz.

Koçluk önem verilmesi gereken bir alandır. O önemi kazanmaya başlaması bir yana, kullanıldığı gerçeği de var elbette. O başka bir yazının konusu.

Bugün için şunu unutmayın. Olumsuz duyguların olumlu hissetmenizi sağlayacak bir çıkış noktaları vardır.

Önce bakış açınızı ve düşüncenizi değiştirerek başlayın.

İyi pazarlar.

 
 
Toplam blog
: 48
: 89
Kayıt tarihi
: 11.01.21
 
 

Profesyonel Koç Bağımlılık Danışmanı Sosyolog Yazar Latin Amerika Çalışmaları Uzmanı Analog Fotoğ..