Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '19

 
Kategori
Anılar
 

İyi İnsan

Görev yaptığım Meslek lisesinin Döner Sermayesinde Öğrenci Sırası, Yazı Tahtası gibi "sınıf donatım" işleri yapıyorduk.

Ürettiğimiz işlerin şartnamelere uygun olup olmadığını  denetlemek için başka bir okuldan aynı branşta birkaç öğretmen görevlendirmişlerdi.

İçlerinden genç olanı beni gördüğünde, “Hocam” dedi, “beni tanımadınız mı?”

Baktım tanıyamadım. “Acaba” dedim kendi kendime, “daha önce mezun ettiğim öğrencilerden birisi öğretmen olmuş da… onlardan biridir herhalde," dedim.

Birden ellerime sarılıp öpmek istedi, engelledim. Tokalaştık. “Tanıyamadım, kusuruma bakma,” dedim.

“Hocam,” dedi “ben sizin sayenizde şimdi buradayım. Siz olmasaydınız ben şimdi… Fakülteden hocam! Hani az daha okulu bırakıyordum siz benimle konuşmuştunuz ya…"

Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinde lisans tamamladığım yıllardı...

Üniversitede aynı bölümde 3.yılının ilk dönemini okuyan bir öğrenci hararetli bir şekilde arkadaşlarına "okulu bırakmaktan" söz ediyor aynı zamanda cümlelerini onlara onaylatıyordu.

 “Artık yeter! Bıktım vallahi! Gece gündüz durmadan ödev. Hiç boşluğumuz yok. Vizeler, finaller. Eşek gibi çalışıyoruz-okuyoruz burada. Hocalar ne kadarda insafsız! Nefes almamıza bile izin yok. Ben nasılsa bu öğretmen maaşını her yerde çıkartırım. Olmadı babamın yanında çalışırım. Okulu bırakacağım arkadaşlar kararım kesin,” diyordu.

Bana uzak değillerdi. Zaten aynı mekanları paylaşıyorduk. Hemen söze girdim.

“Şimdi böyle düşünüyorsun ama ilerisini düşün. Bak yüzmüşsün kuyruğuna gelmişsin. Biraz daha sabret. 1-2 yıl sonra öğretmen olacaksın. Göreve başla. Sonra usulünce istifa eder dilediğin işleri yaparsın. Belli mi olur? dünya hali. Belki öğretmenlik hoşuna gider, kalırsın. Bak herkesi öğretmen yapmazlar. Harika bir meslek. Tabi memurlaşmazsan. Benden tavsiye sana. Görüşler zamanla değişebilir. Şartlarda değişebilir. Sen önce sana altın tepside sunulan şu mesleğe bir sahip ol. Bak! bu okulu kazanmak için neler yaptın? Kaç kişi senin yerinde olmak ister? Bir düşün bakalım. Sonradan pişman olacağına dair bahse girerim. Yazık etme kendin,.” özetinde konuşmuştum.

Şimdi bizi denetlemeye gelen genç öğretmen böyle konuşunca; doğrusu diğer öğretmen arkadaşlarımın yanında müthiş gururlandım. Düşünsenize öğretmen olmuş birisi “siz olmasaydınız ben şimdi burada olamayacaktım” diyor.

Kendi kendime “oğlum Durmuş! sen iyi bir insansın” dedim

Evet iyi insan olmak lazım. Çevrene yararın dokunacak. Herkes senin ardından “iyi bir insandı” diyecek. Yapabildiğin ölçüde yaşamlara dokunmalı insan. Bu işin “yapmacığı” olmaz zaten. Ancak İyi bir insansan dokunabilirsin...

Bence yaşamın amacı bu olmalı.

Acaba başka bu anlamda kimin yaşantısına dokundum?

Yaşadığım sürece acaba birilerine de “zararım dokundu mu?”

Günün birinde acaba zararımın dokunduğu kişilerde karşıma çıkar mı?

 

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..