Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İyi ki cahilmişim

İyi ki cahilmişim
 

    “ Bir kış günü, kurt ve tilki bir atla karşılaşırlar. Karınları da çok acıkmıştır.

     At bakar ki tilki ile kurdun niyeti  iyi değil;

-          Arkadaşlar, beni yiyeceksiniz biliyorum ancak ben çok yaşlıyım. Hemen şuracıkta derede taylar var. Benim etimi dişiniz kesmez. İnanmıyorsanız, nalımın üzerinde doğum tarihim yazılı, bakabilirsiniz, der.

Kurt tilkiye işaret eder; ” Oku bakalım” dercesine;

Kurnaz tilki;

-          Vallahi billahi benim okumam yazmam yoktur kurt kardeş, der.

At, arka ayaklarından birini kaldırır. Kurt, atın doğum tarihini okumak için yaklaştığı anda da at çifteyi patlatır. Kurt cansız yere serilir.

Hızla oradan uzaklaşmakta olan tilki;

-          İyi ki cahilmişim, şükürler olsun, diye söylenmektedir.”

     Gençlik yıllarımızda tanıştık, bazılarının aptal kutusu diye adlandırdığı televizyonla. Siyah beyaz ve tek kanallı günlerden bugünkü düzeye geldi iletişim teknolojisi. Günümüzde kanal sayısı binlerle ifade edilir oldu. Akşamleyin saat 20.00’de İstiklal Marşı ile başlayıp 23.00 sularında yine İstiklal Marşı’yla bitirilen proğramlardan günün 24 saati yayın yapan binlerce televizyon kanallı günlere geldik.

     Nitelikli televizyon kanalı az sayıda olmasına karşın nitelikli proğramlar da yapıldığını görebiliyoruz. Günümüz izleyicisi seçici olmak durumunda kalmıştır. Şayet hemen her evde birer okul görevi yapabilecek olan televizyon yayıncılığı halk eğitimi amaçlı kullanılabilirse insanımızın bilgilenmesi, bilinçlenmesi çok zor olmasa gerek.

     Dikkatli bir göz hem toplumun hem de bireysel olarak insanımızın nasıl dönüştürüldüğünü rahatlıkla görebilmektedir. İnsanımızın azımsanmayacak bir çoğunluğu ülke ve toplum sorunlarına ilgisiz ve bu konularda bilgisiz kalmayı seçmektedir. Hem öyle ki, bunu bilinçli bir tercihle yaptığını  ve bunun da kendisini mutlu ettiğini sanmakta ve dile getirmektedir.

     Konuk olduğumuz bir çok evde saatlerce evlenme vb. abuk sabuk programları, şovları, yarışmaları ( yarışmaları derken nitelikli, öğretici, eğlendirici olanları dışında tuttuğumuz bilinmelidir) izleyen ve haber proğramlarını, ülke ve toplum sorunlarını işleyen izlenceleri izlemenin canlarını sıktığını, morallerini bozduğunu, nasıl olsa onların anlattığı konuların tümünü bildiğini söyleyen insanlarla karşılaşıyoruz.

     Keşke cahil olsaydık diyen umutsuz, bezgin insanların günümüz uygarlığını mücadele eden, cile çeken, araştıran, sorgulayan bilim insanlarına borçlu olduğumuzu unutmamaları gerekmez mi?  İlgisiz, sorumsuz birer tilki olacağımıza , çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğinin kurulması yolunda gerekirse acı çekmeyi hatta ölümü göze alabilecek birer kurt olmamalı mıyız?

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..