Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '16

 
Kategori
Müzik
 

İyi ki doğdun gözüm. Ama yanlış ülkede doğdun!

İyi ki doğdun gözüm. Ama yanlış ülkede doğdun!
 

İyi ki Doğdun Gözüm Ama Yanlış Ülkede Doğdun!


Her yıl çok ilginç bir döngü olur benim genelde hayatımda. Her yıl senede en az iki kere belli bir dönemde Ahmet Kaya dinlerim hem de manyak gibi, hiç durmadan araştırırım ederim, dinlerim, her defasında Ahmet Kaya gibi bir değerin bile nasıl toplum olarak içine sıçtığımıza bakar bakar üzülürüm resmen. Sağcı, solcu, muhafazakar, medyatik, halk, işçi, emekçi, emekli, amir, memur demeden sıçtık Ahmet Kaya gerçeğinin içine! Senelerce Ahmet Kaya'yı zevkle dinleyen, devrimciler, solcular kendi perspektifinden Ahmet Kaya'nın içini boşalttı senelerce alttan alttan Ahmet Kaya'yı delicesine seven, müptelası olan, gizli gizli dinleyen muhafazakarı ülkücüsü içini ayrı boşalttı izleyip, dinlediği, hayranlık duyduğu hatta Fatih Kısaparmak'tan falan medet umup Ahmet Kaya yaratmaya çalışan sağ kesim gerçeğine değinmiyorum bile.

Neyse uzatmadan söyleyeceklerime geçeyim. Geçenlerde doğum günüymüş ve ben yine son bir haftadır deli gibi Ahmet Kaya dinlediğimi ve araştırma yaptığımı fark ettim. Sene 1999'da Magazin Yazarları derneğinin gecesinde Ahmet Kaya'ya yapılan linci de tekrar tekrar izledim.

Ne mi gördüm?

Yüzünde on altı katlı apartmanı boya badana yapmaya yetecek kadar boya olan, patron-çalışan ilişkisini birazcık yanlış anladığı için ünlü olmuş, ağzından salyalar akıtarak Ahmet Kaya'ya küfreden, ''Bir Başkadır Benim Memleketim'' şarkısını söyleyip ya da onuncu yıl marşını salyalar akıttığı ağzından bağıra bağıra, haykıra höyküre söyleyen onlarca kadın ve içine girdiği takım elbisenin bile fiyakasını bozan onlarca erkek gördüm.

Sadece ''Kürtçe bir albüm yapmak istiyorum'' dediği için Ahmet Kaya'yı hedef haline getiren çatal bıçak fırlatan insanların seneler içindeki değişimlerini, dönüşümlerini, gözlerimizin önünde üç kuruşluk menfaatleri uğruna girdikleri şekilleri şemalleri gördüm.

Türk toplumunun on 17 senede zerre kadr değişmediğini, değişmek bir yana daha da utanç dolu bir hale geldiğini gördüm.

Medyanın bir insanı nasıl milyonların sevgilisiyken, ülkesini terk etmek zorunda bıraktığını gördüm.

Ahmet Kaya'yı sevmek de mesele değil sevmemek de asıl mesele kariyerini jartiyeriyle tamamlamış insanların, ideolojisi, duruşu, omurgası olan birini hiçbir konuda suçlayamayacağı hatta o insanı suçlamayı bırakın ona selam dahi veremeyeceği gerçeğini kabul etmek. Sağcısının gizli gizli, solcusunun ayan beyan gururla dinlediği adamdır Ahmet Kaya! Ortak değer denilen kavramın vücut bulmuş halidir. İyi ki doğdun gözüm ama yanlış memlekette doğdun... Şimdi kalkıp sana teşekkür etsek, asıl sen rica edeceksin iyisi mi yüzümüz bile yokken susalım seni yattığın yerde bari rahat bırakalım...

Hoşçakal gözüm, geride bıraktığın her şey için sonsuz teşekkürler..

 
Toplam blog
: 3
: 192
Kayıt tarihi
: 16.04.16
 
 

23 Yaşında hayatın tüm acı gerçeklerini iliklerine kadar hissetmeye tekrar tekrar başlamış bir ad..