Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '16

 
Kategori
Babalar Günü
 

İyi ki varsın babam!

İyi ki varsın babam!
 

Baba ve çocukları


Bir Babalar Günü’nü daha dün geçtik. Yine babalar ile görüştük ve duygulandık. Eskileri andık, yakın zamanı konuştuk.

Ben de bir baba ve de oğul olarak çok şanslıyım. Biliyorum ki, babam hala hayatta olduğu, bizimle olduğu, sevgisini bizlere sunabildiği için de çok şanslıyım ve bugün bu yazıyı babam için yazmak istiyorum...

Eski bir laf vardır...”Sen doğarken herkes gülüyordu, sen ağlıyordun. Öyle bir hayat yaşa ki sen ölürken herkes ağlasın, sen gül”.

Bu laf bana göre iyilik, doğruluk ve adaletle yaşanmış,

...adap, edeb, had ve ahlak ile taçlanmış,

...ve akıl, hikmet, kuvvet ve güzellikle tamamlanmış HAKİKİ BİR İNSAN’ın ölüm anında elde edebileceği bir şey. Dilerim bizlere de nasip olur böyle yaşamak ve anılmak...

Babamdan aldığım yüksek idealler, ilkeler, insanlık ve vizyon ışığında bu hayatımı erdemlerle sürdürmeye ve düşüncesi, sözü ve davranışı bir olan bir insan olarak yaşamaya gayret ediyorum. Kah düşüyor, kah ilerliyorum; ama sonuçta hep ileri gidiyorum şükür ki. Bunu bana aşılayan babama binlerce kez teşekkür ediyorum.

Bana aşıladığı adalet ve hakkaniyet duygusu, her zaman doğru olanı yapmak ideali öyle güçlü ki eğrilerin arasına bile düşsem elif harfi gibi doğru kalmamda bana pusula oluyor.

Mükemmeli arayışım bana ilişkilerimde bazen yük olsa da, insanların hayatında ve kendi içsel dünyamda fark yaratmam için bana ışık veriyor.

İlkelere göre yaşamak beni şükür ki temiz, haysiyetli, onurlu bir hayat sürmeme, aileme annemden içtiğim anne sütü gibi haram yemeden bakmama yardımcı oluyor.

Dünyanın önde gelen global ve kurumsal firmalarından birisinde çalıştığı için bizlerin de onun iş başarıları, hikayeleri ve vizyonu ile büyüdüğümüz için, bu vizyon benim daha geniş, daha bütünsel, daha sistematik bir bakış açısını iş hayatında kullanmama ve başarılı olmama sebep oluyor.

Sorgulayan ve talep eden tarzı benim bugün hakikati arayışımda ve içsel yolculuğumda felsefi tarzımı şekillendiriyor.

Geleceği tasarlayan tarzı benim benden sonrasına kültürel ve entelektüel miras bırakma isteğimi oluşturuyor.

Baba dedin mi insanın içindeki hamuru böyle şekillendiriyor işte. İnsan da zaten ekmek hamuru gibi değil mi? Dünya sınavları ile yoğrularak ve ateşlerde yanarak ekmek oluyor.

Hep inanmışımdır ki, kadim Türk boylarında olduğu gibi her çocuk aldığı ismini yaşar. Aslında bence her çocuk dünya yaşamındaki kaderine göre babasından isim alır. Kenan ismi “vaad edilmiş cennet” anlamına da geliyor “iyi ile doğruyu ayıran” anlamına da.

Bu mantıkla baktığımda, sanırım ben de bu dünyadaki kendi cennetimi arıyorum ve “hayat kitabı”nı bana okumama izin verildiği kadarını paylaşarak, başkalarının kendi cennetlerini bu dünyada yaşarken tesis etmeleri, hayallerini gerçekleştirmeleri, hür ve özgür bir akla, vicdana, ruha sahip olmaları için nacizane ışığımı acizane küçücük kabım kadar yaymaya çalışıyorum.

İdealist bir düşünce. İdealist bir babadan idealist bir insan çıkması şaşılacak bir şey olmasa gerek.

Annem ve babam olmasalar ben bugün olamazdım. Nasıl ben bugün kendi çocuklarımı yetiştirip hayata kök salıyorsam, annem ve babam da aynısını yapmasalar ben ve bizler olamazdık.

Çocuk yetiştirdikçe insan maalesef anne ve babasının değerini, onların çektikleri zorlukları ve bizlere bakarken gözlerindeki sevgi dolu yaşların manasını anlayabiliyor. Ve diyor ki, “keşke daha önce anlasaydım da onlara  kızmasaydım ve bazen yargılamasaydım”.

Ama çocuklar da haklı. Anne babalar da. Bu biraz Nasreddin Hoca’nın “sen de haklısın, sen de haklısın” lafına benziyor ama gerçek bu.

Çocuk hayata kök salmak, öğrenmek ve kendini test edip aşmak için şartları zorluyor, anne babalar ise onları en güzel şekilde hayata hazırlayıp koruyup kollamak istiyor. Her ikisi de asil duygular.

Ancak insan çocuk yetiştirirken anlamıyor, tadına varamıyor bazı şeylerin. Anladığında ise zaman geçmiş oluyor. Çocukken de insan anlamıyor, tadına varamıyor bazı şeylerin ve çocuğu olunca anlıyor.

O yüzden anne ve babalarımızın değerlerini bilelim. Yine konu anı yaşamak ve akışta olmaya geliyor. Carpe diem misali vur patlasın çal oynasın değil, anda olmak, anın hakkını vermek, mekanın hakkını vermek, çevrenin hakkını vermek, yanınızdakilerin hakkını vermekten bahsediyorum. Tam bir konsantrasyonla ve dinginlikle, keyif alarak.

Canım babam iyi ki varsın ve iyi ki bu dünyada olmama vesile oldun. Ben de senden aldığım ışığı, daha güçlü bir şekilde çocuklarıma geçireceğim inşallah ki daha iyi, daha güzel bir dünyaya vesile olabilelim. Diğer aleme göçtüğümüzde arkamızda saf sevgi ve tebessüm bırakalım. Dilerim öyle olsun.

Sevgiler,

Seni çok seven oğlun Kenan

 

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..