İyi olacak

Bu yazının asıl konusu bir fıkra.

Ama birkaç kelime etmeden de geçmek olmaz!

Geçtiğimiz yılın ilkbaharında başladı her şey.

Önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “çok yakında ülkemizde güzel şeyler olacak” dedi.

Ardından, partisinin Düzce il kongresinde kürsüye çıkan Başbakan Tayyip Erdoğan, “farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi” diye konuştu.

Aklı başında birçok insanın yüreği hop etti ama kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu kimse bilmediği için, beklemekten başka elden bir şey gelmezdi.

Derken bir süre sonra sihirli kutu açıldı. İçinden ‘Kürt açılımı’ çıkmıştı.

‘AKP ne yaparsa iyi yapar’ diyen yandaş basın ile çoğunluğunu eski solcuların oluşturduğu yazarlar, Erdoğan’ı demokratlığın peygamberi ilan edecek kadar sevindirik oldular.

Açılım adı altında Mahmur’dan-Kandil’den PKK’lı teröristler getirildi. Çiçeklerle, kırmızı halılarla karşıladılar.

Gerçi gelenler de nankör çıktı ama o kadar kusur kadı kızında bile var!

Bizim yetkililer, ‘silah bırakıp pişmanlık yasasından yararlanmak için geldiler’ dedikçe onlar bunu kabul etmedi ve “Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda geldik” dediler.

Gövde gösterilerinin yanı sıra İmralı’dan gelen konfor istekleri işi o kadar karmaşık bir hale soktu ki, açılımın mimarı Başbakan bile “sil baştan yaparız” diye tehdit etmeye başladı. Ama ok yaydan çıkmıştı bir kere. Sonunda yurdun dört bir köşesi yangın yerine döndü.

Herkes ‘ne oluyor yahu’ demeye başlamışken imdada gözü yaşlı Bülent Arınç destekli Ergenekon masalı yetişti. Suikast, kozmik oda derken açılım gözlerden uzak tutuldu.

Şimdilerde Başbakan, açılımın kaldığı yerden devam edeceğini, bu konudaki yeni yol planlarının açıklanacağını söylüyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay da düzenlediği basın toplantısı ile yeni yol haritasını açıkla(ma)dı.

Ne diyeyim, sonumuz inşallah aşağıdaki fıkra gibi olmaz umarım!

Almancının biri tatilini geçirmek için köyüne gelmiş. Kahvede otururken bakmış ki köyün delisi “iyi olacak, iyi olacak, iyi olacak” diye söylenerek dolanıyor. Çağırmış yanına, ”deli oğlan hayırdır. Ne iyi olacak?” diye sormuş. Bizim deli gülerek cevap vermiş: ”Annem hasta. Ölecek. Babam genç bir avrat alacak. Hem babam hem de ben …….”

Tövbe yarabbi deyip kovalamış deli oğlanı. Bir süre sonra da Almanya’ya geri dönmüş. Ertesi yıl tekrar köyüne gelen Almancı, bakmış ki bizim deli “kötü oldu, kötü oldu, kötü oldu” diye söylenerek dolaşıyor. Çağırmış yanına, “hayırdır deli oğlan. Ne kötü oldu” diye sormuş. Deli oğlan cevap vermiş: “annem hastaydı, iyileşti ama babam küt diye öldü. Anam da başka bir adama vardı. Adam hem anamı hem de beni …..”