- Kategori
- Deneme
İyi şairler, ellerinde şiirlerle dolaşmazlar
İlk kez şiir kitabı çıkaran arkadaşlar, yazdıklarının şiir olduğunu onaylatmak için, usta şairlerden kitaplarına önsöz yazmalarını isterler. bu önsözün de adamakıllı bir övgüler düzmesi olmasını ve kendilerinin ne yaman bir şair olduğunun okurlara duyurulmasını beklerler.
Her zaman yüzyüze bakan ve arkadaşlık ilişkisi içinde olmaları nedeniyle usta şair önsöz yazmasa kitap çıkaran arkadaş kırılacaktır. Önsöze olumsuz şeyler yazsan hiç olmaz. Bu nedenle de usta şair hem kendini kurtaracak hem de genç arkadaşı kırmayan bir çözüm bulur. Şöyle yazar önsöze: İlk kitabıyla okurlarıyla buluşan şair bilmem kim "şiirlerinde türkçeyi çok iyi kullanmıştır." japoncayı ya da çinceyi kullanacak değil ya. Böylece herkes halinden memnun bir şekilde işin içinden sıyrılmış olur.
Ben çoksamimi arkadaşlarıma şirimi okurum. Bir ya da iki kişidir bu da. Şiir bilgisine güvendiğm, yanlışımı, eksiğimi gösterebilecek arkadaşlardır bunlar. Yoksa her önüme gelene şiirimi uzatmam. Uygun ortam olmadığı yerde ve talep gelmediği müddetçe asla okumam. Kimseyi sıkmam istemem. Şiiri seven var sevmeyen var. Sevmeyenlerin bulunduğu ortamda şiirimi heba etmek istemem, kıyamam o güzel şiirime.
Bakıyorum da bazı arkadaşlar şiir yazdıklanda, hemen fırsat kolluyorlar. Sohbetleri ne yapıp edip kendi şiirlerine getiriyorlar ve bir sihirbaz elçabukluğuyla ceplerinden çıkardıkları gibi başlyorlar okumaya. Okurken de gözlerimizin içine dikkatle bakarak tepkimizi ölçerek. Daha doğrusu ne kadar çok beğendiğimizi görmek için süzerler alttan alta.
İyi şairler yerinde ve zamanında okurlar şiirlerini. Ayağa düşürmezler şiirlerini. Şiirleri ellerinde gezmezler. İyi şiir yazmak kadar gerektiği yerde ve gerektiği kadar okumak da şiire dahildir.
Her zaman yüzyüze bakan ve arkadaşlık ilişkisi içinde olmaları nedeniyle usta şair önsöz yazmasa kitap çıkaran arkadaş kırılacaktır. Önsöze olumsuz şeyler yazsan hiç olmaz. Bu nedenle de usta şair hem kendini kurtaracak hem de genç arkadaşı kırmayan bir çözüm bulur. Şöyle yazar önsöze: İlk kitabıyla okurlarıyla buluşan şair bilmem kim "şiirlerinde türkçeyi çok iyi kullanmıştır." japoncayı ya da çinceyi kullanacak değil ya. Böylece herkes halinden memnun bir şekilde işin içinden sıyrılmış olur.
Ben çoksamimi arkadaşlarıma şirimi okurum. Bir ya da iki kişidir bu da. Şiir bilgisine güvendiğm, yanlışımı, eksiğimi gösterebilecek arkadaşlardır bunlar. Yoksa her önüme gelene şiirimi uzatmam. Uygun ortam olmadığı yerde ve talep gelmediği müddetçe asla okumam. Kimseyi sıkmam istemem. Şiiri seven var sevmeyen var. Sevmeyenlerin bulunduğu ortamda şiirimi heba etmek istemem, kıyamam o güzel şiirime.
Bakıyorum da bazı arkadaşlar şiir yazdıklanda, hemen fırsat kolluyorlar. Sohbetleri ne yapıp edip kendi şiirlerine getiriyorlar ve bir sihirbaz elçabukluğuyla ceplerinden çıkardıkları gibi başlyorlar okumaya. Okurken de gözlerimizin içine dikkatle bakarak tepkimizi ölçerek. Daha doğrusu ne kadar çok beğendiğimizi görmek için süzerler alttan alta.
İyi şairler yerinde ve zamanında okurlar şiirlerini. Ayağa düşürmezler şiirlerini. Şiirleri ellerinde gezmezler. İyi şiir yazmak kadar gerektiği yerde ve gerektiği kadar okumak da şiire dahildir.