Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '12

 
Kategori
Öykü
 

İyi şanslar sevgilim (15)

İyi şanslar sevgilim (15)
 

XXXVI

Seni aramak istedim Özüm!

Ne oldu Naz, sesin korkunç geliyor…

  • Kendimi korkunç hissediyorum da ondan!

 

  • İşte kötü bir şey mi oldu?

 

  • HAYIR, hayır, işle ilgisi yok!

 

  • Yoksa kocanla mı tartıştınız?

 

  • BÜTÜN BU OLANLARIN TEK SUÇLUSU BENİM; ÖZÜR DİLERİM ÖZÜM!!!

 

  • Lütfen biraz sakin olup olanları başından anlatır mısın?

 

  • Telefonda anlatmam doğru olmaz; bebek nasıl?

 

  • Konumuz bebek değil ama o gayet iyi. Yalnız olanları bana anlatmazsan ben birazdan meraktan çatlayacağım. Şimdi bana her şeyi anlatacak mısın????!!!

 

  • Dün akşam Mustafa bembeyaz bir suratla geldi…

 

  • Yoksa, YOKSA, NECATİ’YE BİR ŞEY Mİ OLMUŞ!!!!!

 

  • Necati gayet iyiymiş, yani fiziksel anlamda bir sorunu yokmuş…

 

  • DEVAM ET!

 

  • Sıkıştırdım Mustafa’yı önce direndi fakat benim işkence yöntemlerime dayanamayıp her şeyi anlattı…

 

  • Neyi anlattı???

 

  • Halen sana bunu benim söylememin doğru olmadığını düşünüyorum.

 

  • DEVAM ET NAZ!!!

 

  • Uzun uğraşlardan sonra Mustafa bir şekilde Necati’ye telefonla ulaşmayı başarmış…

 

  • Allah’a şükür! Bir şey yokmuş değil mi? Her şey yolundaymış! Beni niye aramıyor muş???

 

  • Sorun da bu ya!!!

 

  • Sorun ne Naz?

 

  • Sorun Özüm, sorun şu ki Necati oraya yalnız başına gitmemiş!

 

  • Evet biliyorum; neydi çocuğun adı…

 

  • Adı Aslı ve o bir kadın! Ve beraber Endonezya’ya tatile gitmişler!!!

 

“Özüm, Özüm beni duyuyor musun?”. Kalakalmıştı olduğu yerde; ahize elinden kayıp yere düşmüştü. “Anne” diye bağırdı ve yere çöktü dizlerin üstüne. Ahizeden halen Naz’ın sesi geliyordu: “Özüm, Özüm!”.   Her şey bitti Özüm için, duyduklarıyla beraber her şey! Annesi koşturarak yanına geldi. Dudaklarının oynadığını görüyor ama Özüm annesinin söylediklerini işitmiyordu. “HER ŞEY AMA HER ŞEY BİTTİ ARTIK!!!”. Gözpınarından damlalar düştü yerçekimine doğru tane tane. Yüreği kilitlendi. Annesinin hareketlerini görmez oldu. Her şey karardı ve bitti her şey. Artık görmüyor, duymuyor ve hissetmiyordu. Çünkü her şey orada o anda bitmişti…

 

XXXVII

 

Koştura  koştura geldi International Hospital’a. Günlerdir yoldaydı.Nasıl acele edebilirdi ki sanki! Özüm ’ün yaşadığını öğrenmişti ama bebek artık sonsuzda bir yerlerdeydi. Özüm yaşıyordu ama hayati tehlikeyi atlatamamıştı ve halen yoğun bakımdaydı kendini bilmez bir şekilde. Onu öyle de buldu. Gül hanım ve Hikmet beyin kocaman bakışlarına aldırmadan terbiyesizce Özüm’ün yanına vardı. Düğümlenmiş boğazından ses çıkartamadı bir türlü. Özüm ‘ün gözleri kapalıydı. Hikmet bey ve Gül hanım çarçabuk odayı terk ettiler, ona katlanamadılar. Eline dokundu Necati Özüm ‘ün:”BUZ GİBİ!”. Herhangi bir tepki alamadı. “SENİ ÇOK SEVİYORUM!” demek istedi, yine nafile! “Ben ne yaptım, ben!” diye bağırdı; oda yankılandı! Özüm ‘e baktı; yatağında put gibi duruyordu. Gözleri, bilinci kapalı, hareketsiz yatıyordu. “BEN NE YAPTIM!”; hıçkırıklarla yatağa boşaldı o an, kan kustu. Çılgınca naralar attı. Her seferinde, her çığlığından sonra tek duyabildiği, monitörden gelen BİİP sesleriydi. Özüm onu fark etmedi bile, onu duymadı, hatta onu beklememişti bile. Her şey biteli çok olmuştu; oysa o yeni gelmişti. Kimdi sanki o? O sevdiği adam kimdi? Niye sevmişti onu ölürcesine? İşte şimdi ölmüştü. Monitördeki ses tek ve sürekli bir BİİP sesine dönüştü. Necati yine haykırdı: “ÖLDÜ!!!”. İçeriye hemşireler, doktorlar girdi. Oysa her şey biteli çok olmuştu. Yine gecikmişlerdi… “Gerçekten kimdi o? O aşık olduğu adam kimdi? Adı Necati? Babasının, annesinin adı neydi? Hiç anlatmadı ki bilsin! Neden karşısına çıkmıştı? Niye onu o kadar sonsuz sevmişti? Niye onun hakkında düşünmeden karar vermişti? Hayatının aşkıydı o ve hayatına mal olmuştu. Kısacık hayatını devam etseydi acaba çocuklarının adını ne koyacaklardı? Acaba yaşasaydı Necati’ye döner miydi? Yaşamamam daha iyi diye düşündü. Sonsuz olmak, sonlandıktan sonra yok olmak, yok olduktan sonra tekrar var olmak; işte huzur! Niye karşıma çıktın ki sanki! Baba, baba! Sen ağlama ne olursun!! Senin hiçbir suçun yok ki!!! Mükemmeldin sen; elinden gelenin daha fazlasını yaptın benim için. Anneciğim, seni öylesine çok seviyorum ki!!! Ağlamayın lütfen… Sen ağlayabilirsin Neco! Artık sen ne Necati’sin, ne de Domuzcuk! Sen artık hiç KİMSESİN! Senin artık hiçbir şeyin yok bu dünyada kendinden başka! O da seni, sen Endonezya’ya giderken bıraktı. Sen artık yoksun. Aslında hiç varolmadın ki! Sen beni sevmiyorsun. Çünkü sen sevmeyi bilmiyorsun. İnsanlar seni seviyor ama sen sevmeyi beceremiyorsun. Beni sen öldürdün. Benimle beraber kendini de! Çocuğumuzu da! Çocuğum ve ben cennetteyiz! Ya sen!!! Çocuğumuzun adını “BİR SEVGİ” koyuyorum şu an, hani benim gibi ölen çocuğumuzun adını! Ben şanslıydım, benim adımı annem ve babam beraber koymuşlardı. Oysa BİR SEVGİ, adı bile konmadan öldü. Ben öldüm, sen öldün, BİR SEVGİ öldü, biz öldük. Gerçekten kimdin sen? Nerden karşıma çıktın? Sana aşık olmuştum. Hiçbir şey yapmadan çok mutlu ettin beni. Ama beni hak etmedin. Beni hiç ettin. Yaşamaya dair umudunu kaybettin. Oysa sana iyi gelebilirdim bedavadan! Paran olmasa dahi kabul ederdim seni. Seni çok, hem de pek çok seviyordum. Ailemden daha çok, kendimden daha çok, fedakarca seviyordum seni. Yüreğimin anahtarını sana vermiştim. Karşılığında hiçbir şey talep etmedim senden, hiç ama hiçbir şey! Aşkını vermesen dahi olurdu, sevgin yeterdi. Bir sevgiye bile layık görmedin beni. Beni hiç hak etmedin… Ben artık öldüm. Güzel yaşadım aslında, belki de muhteşem! Ama sana olan aşkımdan hazin öldüm. Tek suçum seni sevmekti bu hayatta! Ne var ki, yaşadığım son ana kadar mutlu yaşadım. Sadece hazin öldüm o kadar! BİR SEVGİ’ye üzülüyorum o hiç yaşamadı; sen canisin! Yaşatmadın onu, hem de hiç! Biz öldük, sen bizden önce öldün. Sen ölmedin pardon, sen hiç yaşamadın ki ölesin!  Sen varolmadın ki yok olasın, yoksun sen! Nereden çıktın karşıma! Seni hiç görmeseydim, seni hiç sevmeseydim, bu kadar mutlu ölebilir miydim? Kendimi bu kadar mutlu bir kadın hissedebilir miydim? Sen olmasaydın ben bu kadar mutlu olabilir miydim? Seni çok sevdim Domuzcuk. Artık ben ve BİR SEVGİ yokuz. Artık yalnızca sen varsın… Benden bu kadar! İnan elimden geleni yaptım; gözüm arkada gitmiyorum. Anne, baba elveda! Necati sana hayatta başarılar… İYİ ŞANSLAR SEVGİLİM, BEN ÖLDÜM ARTIK!!!”.

 

SON

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..