- Kategori
- Deneme
İyi şanslar sevgilim (6)
XV
Özüm öpücüklerle uyandı. Gözlerini açtığında bir çift yeşil gözün onu aydınlattığını gördü. Necati’nin dudakları durmaksızın geziniyordu kah yüzünde, kah vücudunda. Ve her öpücükle beraber, farklı bir melodi çalınıyordu Özüm’ün kulaklarına. Düşünme yetisini yitirmişti sanki! Özüm artık Özüm değildi, kendinden farklı bir kişi olmuştu. Tek hissettiği, daha önce hissetmediği, fiziksel arzulanma ve arzulama duygusuydu. Öyle ki bunu dünyaya bağırarak haykırmak istiyordu! Öpücüklere karşılık vermeye başladı sabırsızca. Çılgınca o da Necati’yi ve ona ait olanları öpüyordu. Her ikisi de cayır cayır yanıyorlar, terleyip kayganlaşıyorlardı. Pervasızca birbirlerini soydular, anadan doğma kaldılar. Özüm hayatında ilk kez bir erkek vücuduyla tanıştı. Necati’nin kasları, ona Zeus heykellerini anımsatmıştı. Tıpkı bir heykeltıraş gibi Necati’nin vücudunu şekillendirdi elleriyle. İlk önce yüzünü yaptı heykelinin, daha sonra boynunu ve sonrasında sırtındaki kaslarını kalça kemiğine kadar tamamladı. Son olarak ön cephe çalıştı: Omuzlar ve göğüs kasları, derken karın kasları ve oradan da erkeklik uzvu. Kalplerinin vuruşları beynine işliyordu. Nefes almazcasına dudaklarına saldırdı Necati’nin, onu ağzının içine aldı. Necati artık düşünemiyordu; Özüm’ün en derinine ulaşmak istiyordu istemsiz. Öyle de oldu; inanılmaz da kolay oldu bu iki vücudun birleşmeleri. Özüm’ün derininden kan sızmasına rağmen, fark etmediler bile. Vücutlarının birbiriyle çizdiği çeyrek dairesel hareketlerle beraber yok oldular ve kayboldular. Yetemediler birbirlerine, her an biraz daha fazla birbirlerinin oldular. Ve öyle bir an geldi ki ani titreşimlerce kasılıp gevşediler. Her ikisi de yaşamlarını yitirdiler, o kısacık anlarda öldüler, dirildiler ve öldüler. Arkasından yığıldılar birbirlerine, yığın oluşturdular. Her şey oracıkta başlamış ve bitmişti. Necati ve Özüm, uykuya dalmıştılar.