İyi Yaşamın İksiri...

İyi hayatın iksiri beyindeymiş...

Niçin bazı insanlar daha 60 yaşına gelmeden farklı hastalıklara yenik düşüp hayatını kaybederken, bazıları ise neredeyse 100 yıl yaşar?..

Neden kimileri kolay kolay hastalanmazken, diğerleri her ayın 3-5 gününü hasta yatağında geçirir?..

Neden hastalandığımıza dair soruların cevaplarını bulabilirsek eğer, iyi ve belki de daha uzun bir hayata ilişkin birçok soruyu da yanıtlayabiliriz.

Lâkin, ne kanıta dayalı modern tıp, ne de geleneğe dayalı tamamlayıcı tıp bu sorulara net cevaplar veremiyor.

Uzmanlara göre, bu sorulara yanıt bulabilmek için daha en az 30 yıl beklemek gerekiyor...

Yani maalesef ki, şimdilik çaresiziz.

Hepimiz zaman zaman denetimimiz dışında sebeplerden ötürü hasta olabilir, hatta ölebiliriz.

Bizim inancımıza göre hastalık sağlığın zekâtı, ölüm ise Allah'ın emridir.

Sağlığımıza ne kadar dikkat edersek edelim, bizim dışımızdaki belirleyiciler herhangi bir anda ve hiç de beklemediğimiz bir zamanda sağlığımıza çelme atarak problem çıkarabilir.

Yani demek oluyor ki, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmenin garantili bir iksiri ya da ilâcı yoktur.

O da hayatın kendisi gibi uzun ve ince bir yolculuktur aslında.

Eğer "yılmak yok, yola devam" diyebiliyorsak, adına kısaca "iyi hayat" denilen yolculuğa her şeyden önce inanarak devam etmemiz gerekiyor.

İyi bir yaşam sürmek, sağlıklı kalmak ve uzun yaşamak, yani iyi hayat için en önemli nokta "genetik yatkınlık".

Tansiyonun, kolesterolün, kan şekerinin, kilonun da önemi yadsınamaz tabii ki.

Ne yiyip içtiğimiz, nasıl uyuduğumuz, ne oranda aktif bir yaşam sürdüğümüz de oldukça önemli belirleyiciler.

İçtiğimiz su ve soluduğumuz hava dahi birer belirleyici bu hususta.

Lâkin en az bunlar kadar nasıl yaşadığımız, çevremizdekilere ve olup bitenlere hangi duygularla yaklaştığımız, ruh-beden ilişkisini ne kadar önemsediğimiz, daha da önemlisi ruhumuzu beslemeye dikkat edip etmediğimiz de en az onlar kadar önemli.

Sonuç olarak, iyi hayat için yalnızca yemeye, içmeye, uyumaya, egzersize odaklanmak yetmezmiş; iyi hayatın iksiri insanın kendinde, beynindeymiş.