İyi yönetmen, iyi oyunculuk, iyi film

Konu bilindik; Patronunun yaptığı ölümlü bir kazayı para için üstlenen şöförü, eşi hapisdeyken patronu ile onu aldatan bir eş ve ölmüş bir çocuktan sonra hayatı daha önemli olmuş diğer evlat. Hani derler ya iyi sanatcı herkesin baktığı manzarayı farklı gösterebilendir. İşte Nuri Bilge Ceylan' da diğer filmlerinde olduğu gibi yine bunu yapıyor "Üç Maymun" filminde.

Ailenin küçük çocuklarının ölümünden sonra ki kasvetli yaşam ortamını sürekli trenlerin geçtiği ve trenin geçişinde sanki acıların çok daha derinleştiği küçük ve eski bir evle birlikte görüyorsunuz. Aile üyelerinin bunalamını sözcükler bağırmıyor, çünkü ustaca hazırlanmış görüntüler konuşuyor herşeyi. İnsanları avuçlamış bir kent, çıkarlarını herşeyin önüne koyan insanlar ve acıtan yaşanmışlıklardan kaçış için susan, görmeyen, söylemeyen yani üç maymunu oynayan bir aile ve illede bu kadar şeyle birlikte gri bulutlarla kalkıp sinema koltuğunda sizi sarsacak kadar iyi işlenmiş bir çaresizlik, tükenmişlik duygusu.

Nuri Bilge Ceylan, diğer filmlerinde olduğu gibi her ayrıntıyı düşünmüş. Her sahnesi usta bir fotoğrafçının itina ile hazırladığı görüntülere benzer şekilde ustaca çekilmiş. Oyuncular için ise şunu söyleyebilirim; Yavuz Bingöl, Hatice Aslan, Ahmet Rıfat Sungar oynadıkları karakterleri o kadar iyi canlandırmışlar ki sinemadan çıktıktan sonra tren raylarının kenarındaki bir istanbul semtine gidilse bu insanlarla karşılaşılabileceği duygusunu veriyorlar. Ahmet Rıfat Sungar, yüzünü bir günde oldu bitti türünden dizilerde eksiltmez ise sinemamız için çok önemli bir kazanç olacak. Nuri Bilge Ceylan filmlerinin ülke dışında gördüğü değer ve aldığı ödüller ve Türkiye içinde ise "Avrupa bizden daha fazla bilmiyor bu işi" tripleri ile görmezden gelinmesi ayrıca oldukça düşündürücü. Saygılarımla...