Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '22

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İyiliğin Güzelliği Üzerine...

Şu iş hayatı senelerce hiç değişmedi. Kimi birinin kuyusunu nasıl kazarım diye arkasından konuşur yada iş çevirirken kimi ise ben buraya nasıl daha kazandırırım, nasıl daha fayda sağlayabilirim vicdanı ile mücadele verir. Bir de kimi insanın bitmek bilmeyen şikayetlerini anlayıp çözmeye çalışırsın.
 
Çünkü insanlar kendi sorunlarını çözmeyi, çözüm üretmeyi öğrenmemiştir. Bu durum o kadar çok tezahür etti ki… Sorunu çözümle getirmekle sadece sorun getirmek aynı şey değildir. İş değil asıl devamlı problem dinlemek yorar yöneticileri. Çünkü onların çok daha önemli çok daha büyük sıkıntıları vardır.
 
Personelin koşullarını iyileştirmek ve daha çok işe ihtiyacı olan insana ulaşabilmek için dik durmaya çalışır. Yeni müşteriler kazanmaya, kazancını bölüşürken adil olmaya çalışır. Hizmette bir tıkanıklık olduğu an memnuniyeti nasıl sağlarımın peşine düşer. Gerekirse zarına bile olsa memnuniyeti mutlaka sağlar. Finansını denge de tutmaya alacaklarını iyi yönetmeye çalışır. Çünkü zaman kötü ve ekmek aslanın ağzındadır.
 
O yüzden bir işyerinde maaşlı çalışan olduğum zamanda orayı kendim kurmuşum, benimmiş gibi benimsedim hep hayatımda, yöneticimle bir sıkıntı paylaşmadan önce o an ne işle meşgul belki uğraş verdiği şey benim söyleyeceğimden çok daha önemlidirin empatisini kurdum. Nezaketle öncesinde müsait misiniz önemli bi işiniz varsa sonra konuşuruz dedim mutlaka. Çalıştığım arkadaşımla sorun yaşadığımda oldu. Hatta onun sorun yaşayıp benim yöneticimden duyduğum benimle konuşma zahmetinde bulunmayıp yöneticime beni olumsuz aksettirmeye çalışmasını da yaşadım. Duyduğum an sizin makamınız bu sorunların yeri değil biz aramızda halledebiliriz diyerek arkadaşımla toplantı yaptığım, yemeğe çıktığım ve günün sonunda konuşarak yanlış algıları samimiyetle kaldırarak hiçbirimizin rakip olmadığını hatta bunu ispat için arkadaşımı açık ortamlarda defalarca ve hakkıyla parlattığımı sevgiyle övdüğümü bile hatırlıyorum. Böyle böyle kötü ama bu konuda da iyi demeden. Zira onu demeniz direk kötülemenizle aynı ve sizin kalbinizi yansıtır. Çünkü insanlar içindeki eziklik duygusunu aşamayınca sizin özgüvenli başarılı duruşunuz onu rahatsız eder. Yapması gerekenin iyi ilişkiler kurarak eksikliklerini tamamlamak olduğunu unutur. Karşısındakini odak haline getirir. Oysa en doğrusu ve kolayı kendi önündeki çizgiyi uzatmaktır. Enerjisini buna harcamak yerine odağına aldığı kişinin çizgisini kısaltmaya çalışarak harcar. Böylece yerinde saymaya devam eder. Sonra hiçbir yere varamayınca özgüvensizliği öfkeye, haksızca davranışlar sergilemesine neden olur. Oysa hep söylerim “iş; özel hayatını sürdürmek için bir araçtır, amaç ise özel hayatını kimseye muhtaç olmadan kaliteli yaşayabilmektir.” İş hayatında insanlarla çarpışmak yerine insan kazanmaya çalışmak gerekir. Çünkü zamanınızın çoğunun geçtiği yerdir orası. Eğer insanların geneline baktığınızda çoğunluğun sizi sevmediğini görüyorsanız kendinizi mutlaka sorgulayın. Çünkü hakkı ile emeği ile mücadele veren kendini geliştiren kişiyi en sevmediği insan bile içten içe gururla izler ve sempati duyar. Ona imrenir. İnsanlar iletişim kurmaya çalışır o iletişim kurduğunda kaçmaya çalışmaz. Ve yine hakkı ile çalışan kişilerin zamanının kıymetli olduğunun kimsenin zamanını boşuna almayacağını bilir ve ona insiyatifi daha çok olur insanların. 
 
Sözün özü; ne kendini olmadığı gibi göstermek ve pazarlamak, ne bağırıp çağırmak saygı ve sevgiyi, ne bildiğini gizlemek ve saklamak makamı getirir..  Ne de yerinde sayıp insanlarla uğraşmak. İnsanı ancak sağlam duruş, kaliteli emek, kendini geliştirmek, azmini hırsa değil başarıya çevirmek ve vicdan rahatlığı sevgi, saygı duyulacak mevkiye ulaştırır. İnsanı pozitif duruş, çözüm odaklılık, bulunduğu yere güzellik katmak, birinin aklına gelince “o anlar ve yardımcı olur” düşüncesi yüceltebilir. Ve makamınızın uzmanlık yada yöneticilik olduğu şu zamanda önemsizdir. Çünkü nice uzmanlar var yönetici donanımında aynı zamanda alçakgönüllü ki onlar insanların yöneticiymiş gibi saygı gösterdiği kişilerdir. Nice yönetici de vardır ki uzman kadar bile dikkate değer bulunmaz… 
 
İçinizde ki iyi niyeti ve gücü doğru yöne yönlendirmek bu denli önemlidir işte…
 
Sevgiyle Kalın…
Hatice Demir
 
Toplam blog
: 37
: 428
Kayıt tarihi
: 01.11.07
 
 

İçimden geldiği gibi....   ..