Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '16

 
Kategori
Deneme
 

İyilik ve iyi niyet

İyilik ve iyi niyet
 

Yin ve Yang Uzakdoğu felsefesinde evrendeki diyalektik kutupluluğu gösteren karşıt çifttir. Bir daire ve içlerinde karşıt kutbunu taşıyan siyah-beyaz ile sembolize edilir. “Yin ve Yang sözcüklerinin etimolojisi şöyledir: Yin bir tepenin karanlık gölgeli yamacını, Yang da açık güneşli yamacını tanımlar. Tepe hayatın kendisidir. Yin ve Yang Çin felsefesinde alçalan ve yükselen iki zıt kutbun tümlük ifadesidir. Yin alçalandır, negatif tarafı temsil eder ve siyah renk ile ifade edilir. Yang ise yükselendir, pozitif tarafı temsil eder ve beyaz renk ile ifade edilir. İki kutup da birbirine tamamen zıttır. Ama ikisi de içerisinde bir diğerini içerir ve bir kutup yükseltildiği zaman diğeri alçalır; yani, birinin hayata etki gücü çoğalınca diğerininki azalır.

Derler ki “iyilik elbette karşılık beklemeden yapılır; ancak bu karşılıksızlık nankörlüğü ve ihaneti meşrulaştırmaz” Bir de, “iyilik yapan iyilik bulur” deyişi vardır ki özündeki manaya “iyilik gelmeyecek yere iyilik yapma” değerlendirmesi yapmak hatalı bir bakış açısıdır. İyilik yapmak insanın kendini iyi hissetmesi için seçilmiş bir meziyettir. İyilik yapmanın nesnesi de öznesi de aslında kendimizdir. Bu bakımdan "iyilik yapan, iyilik bulur" sözü bence doğrudur. Dikkat edilirse, "iyilik görür veya alır denmiyor, bulur deniyor". İyilik yaptıktan sonra kişinin hissettiği vicdan huzuru bir iyilik bulma hâli değil midir?

Nankörlük ve ihanet bana göre iyilikle doğrudan bağı olmayan ve üstelik de göreceli değer içeren kavramlardır. Karşılık beklentisi olmayan bir iyiliğe iyilikle karşılık vermeyerek nasıl nankörlük yapılabilir ki? Kişinin iyilik gördüğü kişiye yaptığı kötülük nankörlük sayılabilir. Bu da aslında doğrudan iyiliğe karşı yapılmış değildir; iyi kişiden çıkar sağlamak içindir. Yani, nankörlük iyiliği hedef almaz, kişiden elde edeceği çıkarı hedef alır.

"Ben ona az mı iyilik yaptım; küçük bir işim düştü bana sırtını döndü nankör" dediğimiz an yaptığımız iyiliklerin karşılığını ummuş oluruz ki, bu da iyilik yapma ahlâkını bozar. Biz burada iyilik yaptığımız kişiden bir kötülük görmüyoruz; kişi sadece bize minnet edip kendi iyiliğini yapma fırsatını reddediyor. Zora düştüğümüzde, evvel zaman içindeki bir iyiliğimize minnetle bizden kendi iyiliğini esirgeyen kişiyi nankör olarak nitelemek bana ters geliyor. Nankör benim bilincimde iyilik gördüğü kapıya pisleyendir. Yani iyiliğe gene iyilikle karşılık vermeyen değil; iyiliğe kötülükle karşılık verendir nankör kişi. Kişinin iyiliğe iyilikle karşılık vermemiş veya verememiş olmasını iyilik yapmanın ahlâkı gereği nankörlük sayamayız.

Lev Nikolayeviç Tolstoy' un dediği gibi, “eğer iyiliğin bir sebebi varsa artık o iyilik değildir. Eğer sonuçları yani ödülü varsa yine iyilik demek değildir”. Bu nedenle iyilik sebep ve sonuç dışında kalmalıdır. Çünkü, iyilik yapmayı insanlığın en özverili vasfı sayarım.

İhaneti iyilik ve iyilik yapan ile ilişkilendirmek çok da kolay gelmiyor bana. Çünkü ihanet zaten ortak faydalı çıkar ilişkilerini bozmak veya sadece kendi keyfi nefsi ve emelleri doğrultusunda kullanmaktır. İhanet intikam aracı yapılabilir; ancak, kim gördüğü iyilikten intikam almak için ihanete yeltenir ki? Yapılan iyiliğin dolaylı olarak kendi maddi veya manevi çıkarlarını bozduğuna inanan üçüncü şahıslar iyilik sahibiyle olan varlık ilişkilerinde ihaneti intikam aracı yapabilirler. Öyle bir durum iyilik yapan ve görenden bağımsız oluşacağı için iyiliğe ihanet sayılmaz. Yani ihanetin maksadı doğrudan iyilikten intikam almak değildir; ihanetin hedefi kötülük kaynağından intikam almak ve özgürlük hâkimiyeti için isyan da olabilir. Ancak, iyiliğin istismarı bir tür ihanet sayılabilir. İyilik yapanın saflığını ve masumiyetini istismar ederek iyilikleri hep kendi çıkarına kullanma eylemi ihanetin en alçağıdır. İhanet sinsi ve gizli biçimde yapıldığı gibi açıkça meydan okuyarak da yapılır. İntikam ve istismar ihanetlerinin açıkça yapılacağını hiç sanmam. Açık ihanet ancak özgürlük adına isyan hareketidir. Adalet ve özgürlük adına zulme isyan eden ‘hainin’ ihaneti meşrudur.

* Arkasından gelecek nimeti, önüne yatacak minneti hesap etmeden iyiliğe doğru bir ayak izi bırakmış olanların ruhları özgür kalır.

* Yaptığı iyilik karşılığında gördüğü nankörlüğü de minneti de güler yüzle karşılayan bir ruhun koluna girip yürüyen alçakgönüllü özgüven insanın en asil tek kişilik mutluluk nedenidir.

İyilik yapmada niyet ve bilinçli düşünce esastır. Niyet, kendini beğendirmek, önemsetmek, kendine bağlamak, ileri zamanlı bir çıkar gözetmekse, yapılan iyilik duygusal veya maddi bir beklenti yatırımından ileri geçmez. Bilinçli düşünce gerekir, çünkü yapılan iyiliğin olası yan etkileri ve sonuçlarıyla kötülüğe hizmet edebilir veya ettirilebilir olması engellenmelidir.

"Her iyi niyet istismar edilmeye mahkûmdur" derler. Aslında bu sadece bir olabilirliktir. Bu yüzden "her iyi niyet istismar edilmeye hazır olmalıdır" demek daha doğru ve yapıcı bir özdeyiş olabilir. Böylece insanlar "iyi niyetimden kaybediyorum" bahanesiyle kötü niyete prim vermekten belki utanırlar. Kötü niyetin iyi niyeti istismarına karşı tedbir aldıktan sonra iyi niyet gösterilmelidir. Bak o zaman "iyi niyetimden kaybettim" duygusalına yatmak ahmaklığın ifadesi gibi sırıtmayacak mıdır?

İyi niyetim beni yanıltıyor olabilir tabi ki; fakat iyi niyet, kötü niyet karşısında yıkılmamı engelleyen gücü verir bana. Ben iyi niyetli özgüvenime hep derim ki, bilgiden düşünce ve düşünceden bilgi yapmaya yeltenen iyi niyetli yaklaşım yanlışa çıksa bile kötü niyetli doğrulardan daha erdemlidir.

Niyetimiz ne denli iyi olursa olsun, insanları kendi bildiğimiz iyi yola saptırma niyetiyle iyilik yapmak da erdemli bir iyilik değildir. Niyet iyilikten öte nefsimize uzandığı an iyilik amaç olmaktan çıkıp araç olur. İyilik aracıyla ulaşılması tasarlanan amaç vicdan huzuru olmaktan ilerisini, insanı iyiliğin öznesine benzetmeyi hedeflemişse, ne kadar iyi niyetli olsa da yapılan her neyse iyilik sıfatını kaybeder; bir tür devşirme aracı olur.

“Şüphesiz daha önemli ama daha büyük bir çalımla yapılmış iyilikler, bana bu güzel kadının basit ve gösterişsiz insanlığı kadar minnete değer görünmedi.

 

Gençliğimde onca iyi insan tanımış olduğum halde, ileri yaşlarda pek az görebilmem neden? Soyları mı tükendi? Hayır; ama bugün onları aramak zorunda olduğum toplum, artık o zaman onları bulduğum toplum değil. Daha yüksek tabakalarda içten gelen sıcacık duygularla yapılan iyilikler kesin olarak hayalet olmuştur. Yüksek tüketim toplumunda duygu maskesi altında hiçbir zaman çıkar ya da kibirli gururdan başka konuşan bir şey bulamadım.

 

İnsan öylesine güçsüzdür ki yapılmak istenen kötülükten vazgeçmeyi iyi davranışlar arasına koymak gerekir. İyi şeyleri düşünüp iyi davranışlara yönelmenin yararlarından biri de ruhu yüceltmek ve onu daha iyi davranışlara hazırlamaktır. Yanlışlıklarımız bağışlanacaktır yeter ki kötülük düşünülmüş olmasın” -(J.J.Rousseau)-

İyilik göreceli mana yükü olan bir kavramdır. İyilik, hem iyiliği kabul eden hem de iyiliği yapan tarafından hissedilebilir ve görünür bir şey olmasına rağmen, iyi sıfatı sadece kendini dillendirenin algısı kadar gerçeklik arz eder. Benim için iyi olan senin için kötü olabilir. Benim için çok iyi olan bir özgürlük hakkı toplumsal varoluş için bir tehdit oluşturabilir. Ancak, toplumsal var oluş düzeyine çıkmış olan insan artık tek başına yapamaz. Bunun için, hem iyi bir birey hem de bireylerin iyiliğinden sorumlu bir toplumsal varlık olmayı becermek gerekiyor.

"İyilik yapar gibi görünmeyin; iyilik yapın ve görünmeyin". Tabi ki iyilik yapanı da görmezden gelmeyelim…

Muharrem Soyek

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..