Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İyiye değişim iyidir

İyiye değişim iyidir
 

Çoçuk dört işlem yapmayı öğrenmektedir. Öğretmen "Çoçuklar, üç artı bir dört eder" der. Aynı öğretmen ertesi gün başka bir örnek çözer ve bu kez "Çocuklar, iki artı iki dört eder" der. Çocuğun kafası karışmıştır. Dün öğrendiği doğruysa bugün söylenen de neyin nesidir? Eve döndüğünde kişisel bir yargıya varmıştır. Annesine "Bizim öğretmen delinin teki. Bir dediği diğerini tutmuyor" der.

Bu örneğin de gösterdiği gibi ayrı noktalardan bakarak aynı doğruya, aynı sonuca ulaşmak mümkün olsa da bunu görebilmek, anlayabilmek fevkâlade zor olabilir. İnsanlar farklı düşünüş tarzlarını kabullenmekte nedense çok zorlanırlar. Çünkü insanların çoğu ilk öğrendikleri şeyleri değişmez bir doğru, olması gereken gerçeklik olarak kabul ederler. Bu kabulleniş peşin yargılar, ön yargılar veya fikri sabitleri oluşturur. Farklı düşüncelere, eylemlere ve yani değişime kapatır insanları. Değişimin iyi olabileceği, farklılıkların zenginlik olduğu bilinse de değişime kapalılıkta ısrar söz konusu olabilir. Hatta bu ısrar bazen öyle ileri aşamada olur ki, diğerlerinin varlığı herhangi bir bilgiye, araştırmaya dayanmadan tümden reddedilebilir. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi tek açıdan bakış var zannedilebilir ve sadece o bakış ile bakılır yaşama.

Oysa yaşam kaçınılmaz olarak değişimlerle doludur. İnsanlar elbisesini değiştirir, saç şeklini değiştirir. Evin badanası, boyasını değiştirir. Arabasını, çantasını, kalemini değiştirir. Bu tür değişimler davranışsal olmaktan çok tarz veya ifade olunmayla ilgili değişimlerdir. Bu değişimler eskimenin bir sonucu olarak maddesel yenileme ihtiyacından kaynaklandığı gibi ruhsal olarak yenilenme ihtiyacından da kaynaklanırlar. İnsanın doğasında aynı şeyleri yapmaktan, giymekten, yemekten, içmekten ve dinlemekten bıkmak vardır. Sahip olunanı değiştirerek gerçekleşen bu değişimler ekonomi için de mutlak gerekli değişimlerdir. Hoş karşılanır böyle değişimler.

Değişim yararlı bir şeydir de. Kime sorarsanız sorun, hastalığın sağlığa; yoksulluğun varsıllığa, kirliliğin temizliğe, savaşın barışa vs değişimi istenen şeylerdir. İnsanlar rahat, kolay, güzel, barışcıl, uygar olan her şey için değişim isterler.Yani kötüden iyiye değişimin mücadelesi hep vardır. Yaşamda genel kabul gören şey değişimin değişmezliğidir. Bu yüzden de değişmeyen tek şey değişimdir denir.

Değişimden korkulur da bazen. Örneğin statükoculuk değişimi hiç istemez. Bu, çıkar koruma kaygısından ya da geçmişi veya mevcudu tanıyarak yaşamanın rahatlığından kaynaklanır. Değişime kapalı olanlara göre "dört" her zaman "üç artı bir" olmalıdır. Bunun nedeni aslında yeni şeyler öğrenmenin, yapmanın ve düşünmenin zorluğundan, sıkıcı bulunmasından ileri gelir. Dahası sonucu önceden kestirelemeyen risklerle karşılaşabilmek olasılığı bulunduğundan değişim makbul bir şey değildir.

Değişimler dönüşüm şeklinde olur. Biçimsel, şekilsel, davranışsal olabilir. Bireysel ve toplumsal olabilir.

Hava değişir, mevsim değişir, su değişir. İnsan değişir. Doğuş, büyüme, gelişme, yaşlanma, ölüm hep birer değişimdir. Değişim sadece fiziksel veya biyolojik de değildir. İnsanın psikolojisi, kültürü, bilgisi de değişebilir. Karakteri, görgüsü ve anlayışı da değişebilir. Bu bireysel özgürlük nedeniyle ulaşılabilen bir hak değil aynı zamanda değişimin kendi doğasında olan bir şeydir. Eğitimle, etkilenmeyle, kısaca içsel ve dışsal etkenlerin bir sonucu, ürünü olarak süreklidir değişim. Son günlerde bazı adaylar partilerini değiştiriyorlar ve çokça eleştiriliyorlar. Oysa değişim doğal ise insanlar oy verdiği ve üyesi olduğu partiyi de değiştirebilir. İnsanların siyasi görüşlerinde de değişim olabilir. Bu son derece doğal olsa da kabullenilmesi en zor olanıdır. Tepkiyle karşılanır. İlk neysen öyle de gitmelisin diye bekler insanlar. Fikirsel dönüşüm yaşayanları "dönek" diye eleştirirler. Halbuki böyle bir tepki mevcut olanın korumacılığını yapmaktı. Yani tutuculuktur ve dahi gericiliktir.

Ancak değişim tutuculuk ne şekilde direnirse dirensin olur. İstenilse de istenilmese de olur. Bu değerlendirmede ancak ve ancak bir koşul veya istisna söz konusu olmalıdır:

İyiye değişim iyidir.

İnsan-toplum ilişkilerinde eleştirileri bu eksene koyduğumuzda bir yere varmak mümkün olabilir. Yani değişimi "ilerleme" anlamında algılamayı iyi görürsek değişim iyidir. İyi olanı daha iyi yapmak için değişim iyidir. Tartışılması gereken şey iyinin ve modernin ne olduğunu belirleyebilmektir. İyi nedir? Bana göre iyi, bilgili iken daha bilgili; becerikli iken daha becerikli; uygarken daha uygar, sevecenken daha daha sevecen, saygılı ile iken daha saygılı, rahat iken daha rahat, yararlı iken daha yararlı olan şeylerdir. Bunu sağlayan değişim de iyidir. Çünkü böyle bir değişim refah için kalkınmak ve gelişmek içindir. Bu aynı zamanda kötü olduğu düşünülen geleneksel biçimden daha aydın ve modern bir biçime geçişi de ifade eder. Yani eskiden, eskiyenden yeniye, modern olana tek yönlü bir gidiş olursa değişim iyi görülmelidir. Bu anlamda değişim "kişisel gelişim"le sonuçlanan yararlı bir şeydir.

Bazen çok kutsal bilinen şeyleri aşındırıp eritse de değişimin kaçınılmazlığını kabullenmek önemli bir aşamadır. Maddenin, insanın doğasında olan bir şeye karşı durmak mümkün değildir zaten. Ancak tekrarlamak gerekirse değişim tükenişe, geriye olmamalıdır. Ama böyle bir değişim savunulamaz dediğimizde değişime kapalı olmak gibi problemle de karşılaşırız otomatik olarak. Ve ne yazıktır ki değişime kapalı olmak mutlaka sorunlar ve sorunlu insanlar yaratır. An itibariyle "ilerici" bir anlayışta olunsa da geriye dönüşen bir değişimi istememek te "tutuculuk" anlamına gelir. Değişim oluyor ve önlemez şekilde oluyorsa bunu "ilericilik" biçiminde değişime biçimleyecek adımlar atılabilmeli, alternatifler örneklenebilmelidir. Bireylere, topluma, siyasete düşen budur. Ben bunu istemiyorum, şunu istemiyorum diyerek geriye değişimi durdurmanız da mümkün değildir. Usanmadan iyi olanı anlatmak ve göstermek gereklidir. Daha sonra değişimin bu iyi olana olmasını sağlayacak adımlar atılabilmelidir. Anlaşılabilir ve kabul edilebilir fikirlerle, eylemlerle aynı doğruyu, aynı faydalı sonucu bulmaya çalışarak insanlara iyiye değişimi anlatabilmek iyi bir değişimdir. Türk siyasetinde paylaşılamayan "ilericilik" böyle bir şey olmalıdır.

Esen kalın.

- Foto: http://www.biodiversityproject.org alıntıdır.

 
Toplam blog
: 32
: 2489
Kayıt tarihi
: 23.05.07
 
 

çevre ve ekosisteme gönül vermiş, doğada dolaşan, doğayı seven ve doğanın dilini öğrenen ..