- Kategori
- Gündelik Yaşam
İzdivaç programlarına farklı yaklaşımlar
İZDİVAÇ PROGRAMLARINA FARKLI YAKLAŞIMLAR
SORU : TV programında tanışıp evlenilir mi?
CEVAP : İnsanlar bir şekilde tanışacaklar ne farkeder?
SORU : Bu kadar muhafazkar gorünen insanlar, nasıl olurda TV ‘de milyonlarca insanın önünde yalvaran bir eda ile kendilerini bu çaresiz ve monoton hayattan kurtaracak birilerini beklerler?
CEVAP : Hiç birşey goründüğü gibi değildir!
Herşeyden önce bu insanların evlenmek uğruna gereğinde ne kadar kararlı ve cesur olabildiklerini göstermeleri ilgi çekici. İsteklerini açık ve net bir dille ifade edebilmelerinin yanısıra lafı dolandırmadan sonuca odaklı bir eylem icindeler ve bu açıdan samimi gözüküyorlar. Durumlarını dürüst bir şekilde anlatmaya çabalıyorlar, coğu evlenip ayrılmış ,çocukları olmuş ama yeniden bir aile kurmayı ve mutlu olmayı belki bir çok insandan daha fazla hak ediyorlar.
İlgi çeken bir başka nokta ise, gururlu ve maço kılıklı erkeklerin gereğinde beğendikleri biri için telefonla yayına bağlanıp herkesin gözü önünde ellerinde bir çicek demeti ile stüdyoya gelip seni istiyorum diyebilmeleridir.
Sonuçta bu insanlar, toplumun küçük kasabalarında , köylerinde, şehirlerin varoşlarında, evde oturarak kısmetlerinin çıkmayacaklarını anlamışlar. İnsiyatif almayı öğrenmişler aslında.
Bu programlarda dikkat çeken başka bir nokta ise,kadınların beğenmedikleri erkekleri kırmadan ama kimsenin aklına gelmeyecek müthiş hayal güçleri ile uydurdukları mazaretlerle reddetmeleridir. Mesela birisi, sen Ankara havası oynayamıyorsun o yüzden senle evlenmem demişti. Bir başka saf kızda, ben sarı renkten nefret ederim ya da 14 şubatta evlenmezsem evlenmem diyordu..
Buraya gelen kadınlar ve erkeklerin bir bölümü karşı cinsten tecrit edilmiş bir şekilde yaşamaya mahkum edilmiş, birlikte birşeyleri paylasma şansı olmamış, yalnız dünyalarında sürekli göz hapsinde tutulmuş ve bir erkeği veya kadını beğendiklerini ima ettikleri her durumda tehdit edilmişler. Ama şimdi belki aileleri dahi bu programlar kanalı ile çocuklarının mutluluğunu isterken bir anlamda da günah çıkartıyorlar.
Bu durum evlilik konusunda tam bir ülke panoramasını veriyor. Şunu tartışabiliriz. Bu masum ve saf kılıklı insanlar bu cesareti nasıl buluyorlar.? Ama öte yandan TV yapımcıları bu çaresiz ve zavallı insanların dramatik olaylarla dolu geçmislerini irdeleyerek reyting kaygısı içindeler. Onları evlendirmeye çalışırken ilginç öyküleri olanları özellikle ele alıyorlar ve konuyu dejenere ediyorlar. Sanki bir mahkeme salonunda yargılanan , suçlanan bu insanlar kimi zaman gözyaşları ile itiraflarını yaparken sanki yazılmış bir senaryonun parçası gibi hareket ediyorlar, inanması güç ama öykülerini anlatırkende sıradışı sakin bir tavır sergiliyorlar. Toplumun üst katmanlarında evlenmek olgusuna kutsal ve soylu atıflar yapılırken bu insanlar bu konuya nasıl bu kadar basite indirgeyerek yaklaşıyorlar?Öte yandan adece emekli maaşın var mı? ne kadar ? beni geçindirebilecek misin? evin var mi ? gibi cok sıradan , ama bir o kadar da gercekçi sorularla ideal partnerlerini ariyorlar.Bazen daha genç ve tahsilli olanlar kalplerinin seslerini dinleyerek bir cok adayı geri çevirebiliyorlar ama cağımızda boşanma olaylarının artmasına bakılırsa sanki onlar daha mantıklı davranıyorlar gibi. Çünkü mantık tabanına dayanacak olan bir evliliği ayakta tutacak asıl unsurlara odaklanmışlar, hayal kırıklığına uğrama şansları yok gibi.
Metin Rodop
15 Subat 2010 Istanbul